Kün feyekûn!
Ol dese olur!
Yüce Yaratıcı’nın kudretini ifade etmek için kullanılan bir sözdür bu. Kur’an’da geçer…
Allah’ın bazı sıfatları insanda da vardır.
İnsan da çok zaman ‘ol’ dediğini oldurabilir…
***
Psikologlar bir okulun bütün sınıflarındaki bütün öğrencilerin zekâ seviyelerini ölçerler.
Öğretmenlerin kulaklarına fısıldayıverirler:‘Sınıfınızdaki şu şu şu öğrenciler çok zeki, istikballeri çok parlak.’ Bu ‘sırrı’ çocuklardan da velilerinden de saklarlar.
Ama psikologların, öğretmenlerin kulaklarına fısıldadıkları isimler yalandır! Tamamıyla rasgele seçtikleri öğrencilerin adlarını hocalarına vermişlerdir.
Bir yıl sonra zekâ testleri tekrarlanır.
Ortada bir keramet vardır:
Talebelerin zekâ seviyesi genelde aynı kalırken…
Geçen yıl haklarında ‘zekidir’ şayiası çıkarılan çocuklar hakikaten zeki olmuşlardır!
Zekâ seviyelerinde (şu meşhur IQ hani) 30 puana varan yükselmeler ortaya çıkmıştır.
***
Başka bir diyarda, başka bir zamanda, başka öğretmenlere sorulur: Hangi öğrencileriniz daha zeki?
Öğretmenlerin zeki buldukları öğrencilerin kahir ekseriyeti erkeklerdir.
Kadın öğretmenler bile erkek öğrencileri daha zeki bulurlar.
***
Halbuki psikologlar tarafından çocukların zekâ seviyeleri ve türlü sahalardaki kabiliyetleri ölçüldüğünde, hakikat şaşırtıcıdır:
İlkokul çağında kızlar erkeklerden epey ileridedir.
Ortaokul çağında kızlar erkeklerden biraz ileridedir.
Lise çağında erkekler kızları yakalar.
Üniversite çağında erkekler kızların önüne geçer.
***
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET denir buna psikolojide.
İnsanın inandığı şey çok zaman gerçekleşir.
Âdemoğlunun gerçekleşmeyen hayali var mı tarih boyunca? (Ölmemek dışında.)
İNANMAK, bizi hayallerimize ulaştırır. Doğru… Ama bununla kalmaz:
İNANMAK, çevremizdeki somut ve fiziki gerçekleri bile değiştirir.
***
Öğretmen, öğrencisinin zeki olduğuna inanırsa, öğrencinin zekâsı gerçekten yükseliyor.
Öğretmenler bu çocuklara daha fazla zaman ayırmıyorlar.
Ama bu çocuklarla daha sıcak bir ilişki kuruyorlar. Onların gözlerine daha tatlı bakıyorlar, onlara daha fazla destekleyici sözler söylüyorlar, onlarla konuşurken sesleri daha tatlı çıkıyor…
Onlara soru sorduklarında, cevap vermeleri için daha fazla süre tanıyorlar…
Onlara öğrenmeleri için daha fazla materyal veriyorlar…
***
Ümitli doktorun hastası daha fazla yaşıyor!
Evet: Hastasının uzun yaşayacağına inanan doktorun hastası, gerçekten uzun ömürlü oluyor!
Çünkü bu doktorlar, hastalarına daha fazla zaman ayırmasalar bile, daha fazla kafa yoruyorlar.
‘Hastamı bir dakika olsun daha uzun yaşatmak boynumun borcudur’ diye düşündüklerinden, her türlü belirtiyi önemseyip tedbirlerini alıyorlar.
***
‘Arkadaşım Ahmet, komşum Ayşe, kardeşim Cevat, görümcem Neriman beni sevmiyor’ diyorsanız….
O kişi sizi gerçekten sevmez oluyor.
Çünkü ‘beni sevmiyor’ dediğiniz kişiye, ister istemez itici davranmaya başlıyorsunuz.
‘İnsanlar bencildir’ dediğinizde…
İnsanları bencilleştiriyorsunuz.
Çünkü siz insanlara güven duymazsanız, onlar da size güven duymuyorlar.
***
İyimserlik, boş bir ‘Polyannacılık’ değildir.
İyimserliğin dünyayı değiştirme gücü vardır.
Sen insansın.
İnsan keramet sahibidir.
Her zaman değil, ama çoğu zaman, bil ki: Ol desen olur!
oguztan@gmail.com