Okula Yeni Başlayacak Çocuklarımıza Nasıl Davranmalıyız?

Okullar açılıyor. Hem okula yeni başlayacak çocuklarda, hem de onların anne ve babalarında heyecan dorukta.

Aktuel Psikoloji / Haber Merkezi


Okullar açılıyor. Hem okula yeni başlayacak çocuklarda, hem de onların anne ve babalarında heyecan dorukta.

İlk gün; kimi heyecanlı ve şaşkın, kimi sıkı sıkıya tutmuş anne ya da babasının elini, kimi mutlu; artık büyüdüğü ve ağabeyleri, ablaları gibi okula gideceği için…

İlk gün; kaygının, ürkekliğin, heyecanın, merakın ve mutluluğun bir arada yaşandığı, henüz arkadaşlarla kaynaşılmadığı, öğretmen sevgisinin tanınmadığı, karışık duyguların olduğu bir zamandır.
Kimi anne babanın anılarında yer etmiyor olsa da, ailenin, evin sıcak koruyucu ve güvenli ortamından uzaklaşıp, yaşamın gerçekliğine atılan ilk adımdır; okula başlamak. Hele bir de anaokulu veya kreşe gitmemiş olan çocuklar için uyum sağlamak bir kat daha güçtür.
 
 Okula yeni başlayacak çocuğun aklından yüzlerce soru geçer ve her biri de onu korkutur:

 -Karnı acıktığında kime söyleyecek?!  -Tuvaleti geldiğinde kim yardım edecek?!
 -Herhangi bir konuda zorlanırsa kim destek olacak?!
 -Peki şimdi bırakıp gidince, ne zaman gelecektir anne babası?
 -Ya evdeki oyuncaklarına ne olacak? Onu unutmayacaklar değil mi?...

 Peki, biz ebeveynleri olarak okula başlayacak olan çocuğumuza nasıl davranmalı, sorularına nasıl cevap vermeliyiz?
 Çocuğun; okulda neler olacağına dair sorularında; net, anlaşılır açıklamalar yapılmalıdır. Diğer çocukların da, kendisiyle aynı duygular içinde olduğu ve bu duyguları yaşamasının normal olduğu çocuğa aktarılmalıdır. Kendi yaşadıklarımızdan ya da bildiğimiz olaylardan örnekler anlatılmalı, bu durum olağanlaştırılarak çocuk rahatlatılmalıdır. Yaşadığımız heyecan paylaşılmalı ama yoğun yaşanılan kaygı ve korkular varsa, hem sözel hem beden diliyle çocuğa yansıtılmamalıdır. Bu; çocuğun aynı şekilde tepki vermesi gerektiğini düşünmesine yol açabilir.

 Ağlamayan, daha rahat tavırlar sergileyen başka çocuklarla kıyaslama yapılarak, onu ve yaşadıklarını önemsemiyor gibi davranılmamalıdır. O zaman çocuk; kaygı ve korkusundan dolayı değersizlik, aşağılanmışlık ve yetersizlik duyguları yaşayabilir.

  Çocuğunuza okula başladığı için duyduğunuz mutluluğu ve gururu, samimi, cesaretlendirici ve güven veren bir şekilde aktarın. Okulda yalnız olmayacağını ve sizin onu, okul bitiminde bekleyeceğinizi belirtin. Bu; çocuğun güvende olduğunu, ailesinin, onu yalnız bırakmadığını, okulun korkunç bir yer olmadığını hissetmesini sağlar. Belki 2-3 gün uyumunu kolaylaştırmanız için okulda bulunabilirsiniz. Ancak, daha fazlası çocuğun uyumunu güçleştirecektir. Her tenefüste, ders aralarında ilgilenilmesi, istediği zaman okuldan çıkabileceği veya ailesinin onu okuldan alabileceği duygusunu yaratır. Bu da; sosyalleşmesi, anne-babasından bağımsız, sorunları ile baş etmeyi öğrenmesi, problem çözme becerisini geliştirerek kullanması gereken çocuğun, bağımlılıktan kurtulamamasına, büyüyememesine yol açar.

 Özellikle anneye karşı bağımlılığını hafifletemeyen, özerkleşememiş çocuklarda okul korkusu gelişebilmektedir.

 Okul korkusu; okula gitmek istememe, baş ağrısı, karın ağrısı, kusma, isteksizlik, ilgisizlik, halsizlik, sinirlilik hali, dirençle görülebilir.

 Erken belirlenen okul korkusu; profesyonel (uzman psikolog) yardımla  ileride, başka psikolojik soruna yol açmadan çözümlenebilir.

Uzman Psikolog Halil ŞENEL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri