Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hakan Coşkunol, ilaçların reçetesiz kullanımda yan etkileri olduğuna dikkat çekti. Etüt merkezinde görev yapan psikolog Evrim Altun da ailelerin, çocuğun başarısızlığını genelde dikkat eksikliğine bağladığını vurguladı.
Üniversite sınavına hazırlanan bazı gençler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna bağlı olarak kırmızı reçeteli ilaçları kullanıyor. Gençlerden bazıları, psikiyatrist kontrolünde belirlenmiş tedavi planına uygun dozda ilaçları kullanırken, bazıları kendi teşhislerini koyarak, ilacı temin ediyor. Birçok genç, sınav ve ödev gibi performans gerektiren aktivitelere hazırlanırken, tanısı koyulmuş dikkat bozuklukları olmasa da verim alabilme umuduyla bu ilaçları elde etmeye çalışıyor. Uzmanlar, bu uyarıcı ve dikkat artırıcı ilaçların içerdiği kimyasal maddeler nedeniyle bağımlılık oluşturabileceği konusunda gençleri uyarıyor.
Reçetesiz kullanımda yan etkilere neden olan uyarıcı ilaçlar hakkında uyarılarda bulunan Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hakan Coşkunol, "Kullanımla ilgili birtakım mitler ve düşünce kalıpları da oluşuyor. Bu düşünce kalıpları ağızdan ağza dolaşıp, ilaç kullanımını gençler arasında yaygınlaştırabiliyor. Sınav dönemlerinde dikkatle ilgili sorunların çok kafaya takılması, bir süre sonra o kişilerin bu ilaçları elde etmek için bir takıntılı çabaya girmelerine neden oluyor. Bu çaba da ilacın etkisinin bir süre sonra yeterli olmamasına sebebiyet veriyor. Düşük dozlarda başlayıp, giderek sorunları kafaya taktığı için dozlar artıyor. Bu da bağımlılığa neden oluyor" dedi.
'KALICI ÖĞRENME BECERİSİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'
İlaçların, ders çalışmaya yönelik performansı artırabilmek ve daha uzun süre ders çalışma sağlayabilmek için kullanılan uyarıcılar olduğunu aktaran Prof. Dr. Coşkunol, "Aynı zamanda bu ilaçlar canlılık da verdiği için gece uykusunu etkiliyor ve geceler boyu az uykuyla çalışabilmeyi sağlıyor. Bu ilaçlar ile ilgili en önemli dezavantaj kullanımlarının tıbbi nedene bağlı olmaması durumunda ortaya çıkabilecek olan yan etkiler. İlaç kullanılırken bir süre sonra dikkatin daha fazla dağılması şeklinde, her alanda performansın bozulması şeklinde bir durum ortaya çıkartabiliyor. Uzun süre uykusuzluklar öğrenme becerisini de olumsuz yönde etkiliyor ve kişilerde kalıcı öğrenme durumu bozuluyor. Mantıklı karar verme durumu bozuluyor. Bu tür uyarıcılar konusunda gençlerin çok dikkatli olması ve bir hekim tarafından verilmediği zaman kullanmamaları gerekiyor. Bizim gördüğümüz vakalar, ilaç kullanımının fazla olduğunu düşündürtüyor" diye konuştu.
'DİKKAT BOZUKLUĞU TESPİT EDİLMELİ'
Özellikle lise son sınıfta ya da üniversitelerde performans gerektirecek sınavlar öncesinde ilaçların çok sık kullanıldığını anlatan Coşkunol, "Hepimizde üç aşağı beş yukarı belli bir dikkat eksikliği vardır. Birtakım sınavlarda dikkat hatasını belli bir oranda yapmak çok normaldir. Yorgunluk olduğu zaman dikkatin bozulması çok doğaldır. O nedenle de böyle bir şeyin ne kadarının doğal olduğunu ne kadarının doğal olmadığını mutlaka bir uzmanla konuşmak gerekiyor. Uzmanlar ilaç tedavisine gerek olup olmadığına karar vermeli. İlaçların verdiği enerji aslında bizim zihnimizin enerjisi. Biz bunu çok yüksek dozlarda kullanmaya başladığımız zaman beynimizde olan değişiklikler, ilacı kullanmadığımız zamana daha içine kapanık, daha mutsuz, daha çok yemek yiyen kişiler olmamızı sağlıyor. Kişi giderek daha fazla miktarda ilaç kullanıyor, bu tolerans denilen durumu oluşturuyor. Kişi sürekli ilacı istiyor, bağımlılık oluşuyor" dedi.
Kişide ancak gerçek anlamda dikkat eksikliği varsa bu ilaçların kullanılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Coşkunol, "Aksi takdirde, sadece bir sınavdaki performansı yükseltmek için bir ilacın kullanılmasını asla önermiyorum. Dikkat eksikliği olduğunda, durumu tedavi ettiği için doz da artmıyor. Hekimlerin tanıyı koyduğu durumlarda bağımlılığı görmüyoruz, dikkat eksikliği olmayan ve bunu takıntı gibi kullanan kişilerde bağımlılık görüyoruz. Kişiler kendilerinde dikkat eksikliği olduğuna kendilerini ve çevresindekileri ikna edip, reçetelendirip, bu ilaçları temin edebiliyorlar. İllegal bir pazar da oluşabiliyor, başkalarının reçetelerini ücret vererek alabiliyorlar" diye konuştu.
'İLAÇ AİLE İÇİN KAÇAMAK NOKTASI OLUYOR'
Etüt merkezinde görev yapan psikolog Evrim Altun da "Aile çocuğu gözlemlediğinde bir dikkat eksikliği görüyorsa bir uzman görüşü alıp ilaç yazdırıyorlar. Ama çoğunlukla aileler bunu bir kaçamak noktası olarak görüyor, çocuğun başarısızlığını dikkat eksikliğine bağlıyorlar. Özellikle sınav dönemindeki çocuklarda bu tip ilaçların kullanımı yaygın. Ortaokul ve ilkokulda liseye giden çocuklara göre dikkat eksikliği daha yaygın görülüyor; çünkü bu yaşlardaki çocuklarda stres yönetimi zayıf olabiliyor. Hem frontal lobun daha az gelişmesi ve sosyal becerilerinin düşük olması nedeniyle bu becerileri zayıf oluyor. Aileler çocuklarını gözlemlemeli ve öğretmenleri ile iletişim halinde olmalılar. İlaç kullanımı konusunda kararı verecek olan kişi, çocuğun tepkilerine bağlı olarak gözlem yapan psikiyatrist veya psikologdur. Dikkat eksikliği sorunu devam eder nitelikteyse ilaç kullanımı gerekli olabiliyor" dedi.
BİR SÜREÇTE KULLANILIP VAZGEÇİLECEK ÜRÜN GİBİ GÖRÜLMESİ HATA'
Sınav arifesindeki çocukların ailelerinde de ilaca yönelme olduğunu söyleyen İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ise şunları söyledi:
"Bunlar kısa süreli kullanılıp bırakılması mümkün olmayan ilaçlar. Kimyasal özellikleri dolayısıyla bağımlılık yapabilirler. Eğer bir psikiyatristin kontrolünde değilse bir tedavi planıyla uygulanmıyorsa sadece bir sınav sürecinde kullanılıp sonra vazgeçilecek bir ürün gibi görülmesi büyük hata olur. Anne- babalar çocuklara iyilik yapmak isterken, onları bir tehlike içine sokuyor olabilirler. Gerçekten dikkat bozukluğu teşhisi konmuş bir çocuksa zaten hekim kontrolünde ilaçları düzenli kullanacaktır. Geçmişte, parayla alınan ilaçlarda daha sık alınabilme durumu vardı. Ama şimdi Sağlık Bakanlığı bir önlem aldı, renkli reçeteye geçildi, elinizdeki ilaç bitmeden yeni bir kutu alamıyorsunuz. Bu anlamda biraz daha kontrollü bir tüketim sağlandı. Tek problem, velilerin kulağa hoş gelen çocuğun bu ilaçları kullanarak potansiyelinin üstüne çıkması gibi sempatik görünen söylemlere kanmayıp çocuğun sağlığı ile ilgili bir tehdit yaratmamaları, riske atmamaları daha doğru olur. Bu ilaçlara kırmızı reçete dışında ulaşılamıyor, kullanmış birinden temin ediyor olabilirler. Bu hiç sağlıklı değil, çok dikkatli olmak lazım. Zaten bağımlılık yapma ihtimali yüksek olduğu için bu ilaçlar kırmızı reçete ile veriliyor. Hekim tavsiyesi olmadan kullanmayı bırakın, hekimin sağladığı tedavi şemasının dışına bile çıkılmaması lazım."
‘YAN ETKİLERİ OLDUĞU İÇİN KULLANMAK İSTEMEDİM’
Odaklanma sıkıntısı olduğunu; ancak ilaç kullanmadığını anlatan, ikinci kez üniversite sınavına hazırlanan Sıla Kaptan (19), "Yan etkileri olduğunu bildiğim için de kullanmak istemedim. Kendim baş edebileceğimi düşündüm. Daha önce küçük bir çocukta ilacın yan etkilerini görmüştüm. Çocuğun hiperaktivite sorunu vardı. İlaçtan sonra çok sakinleşti ve uyku hali başladı. Daha önce çok heyecanlı bir çocuktu ama ilaçtan sonra oyun bile oynamıyordu, kalemi bile zor tutuyordu. Ben ilaç kullanma taraftarı değilim; çünkü orta düzeyde dikkat dağınıklığım var. İleri düzeyde olanlar kullanmalı" dedi.
Aşırı dikkat dağınıklığı nedeniyle sınavlarda sorun yaşadığını aktaran Ayça Akdoğan (21) ise "Bu konuda psikolog ve psikiyatristten yardım alıyorum. İlk başta bu sorunu kendim aşabilirim, diye düşündüm ama ilk sene sınava girdiğimde bunu beceremedim. Daha sonra ilaca başladım. Aslında bana iyi geliyordu ama ben gelmediğini düşündüm. Belli bir süre bıraktım, aslında bana iyi geliyormuş. Tek yan etkisi uyku oluyordu. Onun dışında sakinleşip dikkatimi toplamama yardım ediyordu. Kitapçığı korkuyla açıyordum ama ilaca başladıktan sonra psikoloğun da yardımıyla sınava daha rahat başladım. En azından kendimi toparlayabiliyorum, kendimi sorulara verebiliyorum. Benim için ilaç verimli oldu. İlacın bende bir bağımlılık yarattığını düşünmüyorum" diye konuştu.
'KENDİ ÇABAMLA AŞIYORUM'
Dikkat dağınıklığını kendi çabasıyla aştığını anlatan Çağla Nas (19) da "Bir tanıdığım ilaç kullanıyordu, onda derse yoğunlaşma gibi etkileri oldu. Ama sınıftan bir arkadaşımız da ilaca başlamıştı, onda ters etki yaptı. Sürekli uykuluydu, sürekli bir dikkat dağınıklığı vardı. Gençler bu tarz ilaçların çok etkili olduğunu düşünüyorlar ve kendilerinde sürekli bir sorun var gibi düşünüyorlar. Dikkat dağınıklığı olmasa da öyle olduğunu düşünüyorlar ve ilaç almak istiyorlar. Bence bu yanlış bir düşünce" dedi.
Ortaokuldayken uyarıcı ilaçlar kullandığını anlatan Emre Kuşak (18), "İlacın dozu düşük olduğu için bir faydasını göremedim. İlaçların vücuduma zarar verebileceğini düşünüp bıraktım. Geçen sene bir psikologla görüştüm ve konuşmanın daha etkili olduğunu gördüm. İlaçların bağımlılık yaptığını kendimde fark ettim. Derste, otobüste, her yerde uykum geliyordu. İlaçlar beni korkuttu ve terapi almaya başladım. Hala uzun paragraf sorularında, günlük hayatımda birisiyle konuşurken başka sesler duymak beni rahatsız ediyor. Kafaya taktığımda daha çok dikkatimi çekiyor. İnsan sevdiği bir şeyi yaparken sıkıntı yaşamıyor ama sevmediği ve odaklanmak zorunda olduğu bir şeyle uğraşırken daha çok zorlanıyor. İnsanın en iyi doktoru kendisidir. Ben düzenli beslenme ve düzenli uykuyla sıkıntımı aşmaya çalışıyorum" diye konuştu.
Lise ve üniversite zamanında dikkat eksikliği yaşadığını anlatan Atakan Sarpun (24) ise "Ders çalışma konusunda sıkıntılarım oluyordu. Yardım almadım, bunun biraz kendimle ilgili olduğunu düşündüm. Günümüzde insanların dikkat dağınıklığı yaratacak sorunlar çıkardığını düşünüyorum. Çevre sürekli etkiliyor, kendimizi dağıtacak bir şeyler arıyoruz. Kendi kendime düşünüp, düzen sağlamayı denedim. Müzikle uğraşıyorum, müzik çalışmalarında da dikkat dağınıklığı sorunu yaşamıştım. Kendimi toparlamam gerektiği için, meditasyon yöntemleri denedim. Onların biraz etkisi oldu. Çeşitli tekniklerle odaklanmayı denedim. İlaç kullanmaya ihtiyaç duymadım, yararlı olduklarını düşünmüyorum. Sonuçta, düzenli bir kullanım gerektiriyor ve bu bağımlılık yaratabilir" dedi.