Duke Üniversitesi Toplum ve Aile Hekimliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ronette Kolotkin, kilonun yaşam üzerindeki etkilerinden biri olarak nitelendirdiği obezitenin, bir kültür hastalığı olduğunu ve ülkelerin Batı kültürüne yaklaştıkça, obez hasta sayısının artacağını belirtti.
Prof.Dr. Kolotkin, dünyanın, Batı diyetini benimsedikçe insanlık sağlığının negatif yönde ilerlediğini ifade etti.
Obezliği beden kitle endeksinin yüzde otuzun üzerinde olması şeklinde tanımlayan Kolotkin, obezitenin faktörleri arasında genetik, çevresel ve ruhsal etkinin ön planda çıktığını bildirdi.
Kolotkin, obezitenin çevresel sebeplerini şöyle anlattı:
"Eskiden yürürdük, otobüse binerdik, otobüse binmek için uzun mesafeler katederdik. Alışveriş yapmak için yürümek zorunda kalırdık ve alışveriş sırasında çantalarımızı taşırdık. İşimizde olsun iş sonrası sosyal hayatımızda olsun çok sakin bir hayat yaşıyoruz. Durağan bir yaşam tarzı geliştirdik. İhtiyacımız olan besinler, elimizin altında ve çok çabuk ulaşılabilir. Besinlerin çabuk ulaşılabilir olması obeziteyi ortaya çıkarır. Ayrıca besin satanlar daha fazla para kazanmak için sağlıksız yöntemlere başvuruyor. Besin reklamlarının hepsine aldanmamalıyız.
Bununla beraber çocuklar için oyun sahası yok, insanlar için yürüyecek spor yapılacak yerler yok. En büyük yanlışlardan bir tanesi, evde yapılmış yemeğin yenmediğini görüyoruz. Ayrıca, yalnızsan, korkmuşsan, yorgunsan, üzgünsen yemek ye gibi bir akım var."
Kolotkin, duygusal sebeplerin kişiyi obeziteye ittiğini, sıkıntıdan yemek yemenin alışkanlık haline getirilmenin sağlık açısından tehlikeli olduğunu belirtti.
Düzensiz beslenme...
Obezitenin temel sebeplerinin başında düzensiz beslenmeyi neden gösteren Prof. Dr. Kolotkin, batı kültüründe beslenme tarzının yanlış olduğunu ve fastfood tarzı beslenmenin obeziteye sebep olduğunu söyledi.
Kolotkin, "Obezite bir kültür hastalığıdır. Ülkeler batı kültürüne yaklaştıkça obez hasta sayısı daha da artıyor. Dünya batı diyetini benimsedikçe insanlık sağlığı negatif yönde ilerler. Türkiye'deki istatistiklere baktığımızda kadınların obez, erkeklerinse kilolu olduğun gördüm. Özellikle kırsal kesimlerde bu istatistik geçerlidir. Fakat birçok batı ülkesi tehlike altındadır" dedi.
Obezitenin her şeyden önce bir kültür hastalığı olduğunu söyleyen Kolotkin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Obeziteden kurtulmak için bireysel düzeyde değişmek yeterli değildir. Ülke düzeyinde değişim göstermemiz gerekiyor. Ve her şeyden önemlisi küresel düzeyde değişim gösterilmesi gerekir. Fiziksel aktivitelerin sürdürülebileceği alanların olması gerekiyor. Bunun dışında iyi rol modeller oluşturmalıyız. Güçlü, fit, sağlıklı, yemek zamanında yemek yiyen kişileri rol model olarak almalıyız. Bireysel düzeyde değişim yeterli değil, bunu geniş anlamda yapmamız gerekiyor."
Obezite tedavisinin hekim eşliğinde gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Kolotkin, kimyasal ve bitkisel ilaçların doktor kontrolünde alınmasının doğru olduğunu ifade etti. Kolotkin, doktorun gerekli görmesi halinde mide kelepçesi de kullanılabileceğini söyledi.
CNNTÜRK