Nöropatik Ağrı Tanı ve Tedavi Kılavuzu

Doktorların da teşhis koymakta zorlandığı “nöropatik ağrıyla” ilgili “Nöropatik Ağrı Tanı ve Tedavi Kılavuzu” hazırlandı.

Münevver ÇAKIRTAŞ / BUGÜN


Nöropatik Ağrı, sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan, hastalar tarafından 'delici, yakıcı, iğne gibi batan bir ağrı' olarak tanımlanıyor. Ülkemizde yaklaşık 800 bin kişinin ortak sorunu olan nöropatik ağrıyla ilgili toplumu ve doktorları bilgilendirmek amacıyla ''Nöropatik Ağrı Tanı ve Tedavi Kılavuzu'' hazırlandı.

Hastalığın tanı ve tedavisinin zor olduğu için klavuzun hem hekimlere hem de topluma yol göstereceğini kaydeden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Tan, klavuzun dünyada ilk olduğuna dikkat çekti. Özellikle hekimlerinin bu konuda bilgilenmesini istediklerini aktaran Tan, klavuzun Sağlık Bakanlığı'na da sunulduğunu belirtti.

DİYABET HASTALARINI VURUYOR

Ağrı çekenlerin yüzde 50'sinin diyabet hastası olduğunu söyleyen Tan, "Uzun zamandır diyabet hastası olan kişilerin yaklaşık yarısında nöropatik ağrı görülüyor. Zona geçiren kişilerin beşte birinde bir yıldan uzun süreyle ağrı oluşurken, 70 yaşın üstündeki kişilerde bu oran yaklaşık yüzde 50'ye kadar çıkıyor. Kitapçık, diyabet hastalarına da yol gösterecek" ifadesini kullandı.

10 AYRI ALT TiPi VAR


Kitapçıkta nöropatik ağrının 10 ayrı alt tipiyle ilgili bilgi verildiğini anlatan Tan, "Nöropatik ağrı alanında yer alan, şeker hastalığına bağlı gelişen sinir hasarı ağrısı, zona sonrası görülen sinir tutulumuna bağlı ağrı, yaygın kas ağrısı ve hassasiyet ile seyreden kronik ağrı, inme sonrası görülen nöropatik ağrı, kanser ve kanser tedavisinin yol açtığı sinir hasarı ağrısı, kırık ve travma sonrası kol ve bacaklarda görülebilen ve sinir dokusunun etkilendiği ağrı, omurilikten çıkan sinirlerin köklerinin yol açtığı ağrı, omurilik hasarına bağlı ağrı, yüzün duyusundan sorumlu sinirin tutulumuna bağlı olarak görülen şiddetli ani ağrı ve özellikle önkolda sinir dokusunun çevre dokularca sıkıştırılmasına bağlı oluşan ağrı gibi konuları ele alındı" dedi.

HASTANIN HAYATI ALTÜST OLUYOR

Çok şiddetli ve uzun süreli olabilen bu ağrı türünün ağrı kesici ilaçlara yanıt vermediğini aktaran Prof. Tan, "İşlevsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal olarak oldukça olumsuz etkileri ile hastaların hayatlarını altüst edebilir. Bu ağrı türünü yaşayan hastaların yarısının işten ayrılmak zorunda kaldığını hatta bir kısmının evden hiç çıkamaz hale geldiğini söylemek mümkün" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel-sağlık Haberleri