Noam Chomsky'den Son ABD Seçimleri İle İlgili Çarpıcı Tespitler

Obama'nın zaferinin ne anlama geldiğini, Amerika'nın emperyalist politikalarını cesurca eleştirmesiyle bilinen Yahudi asıllı Prof. Noam Chomsky yorumladı....

Prof. Noam Chomsky'nin Barack Obama ile ilgili çarpıcı analizleri... Obama'nın zaferinin ne anlama geldiğini, Amerika'nın emperyalist politikalarını cesurca eleştirmesiyle bilinen Yahudi asıllı Prof. Noam Chomsky yorumladı...

Barack Hüseyin Obama Amerikan başkanı seçildi ama tartışmalar hala devam ediyor. Obama'nın zaferi, tüm dünyada sevinçle karşılandı ancak, ona şüpheyle yaklaşanların sayısı da önemsenmeyecek kadar az değil. Söyledikleri (İran'la diyalog, Afganistan'a daha fazla asker, Kudüs İsrail'in başkenti vb.) ve uygulamalarıyla (Beyaz Saray Genel Sekreterliği'ne İsrail pasaportu taşıyan Yahudi asıllı Rahm Emanueli getirmesi) ancak uzaktan yargılayabildiğimiz Barack Obama Amerika'dan nasıl görünüyor?

İşte Chomsky'nin Obama ile ilgili ilginç tespitleri…

Barack Obama gerçekten bir değişim gerçekleştirebilir mi?

Elimizde retorik ve pratiğe yönelik iki ayrı delil var. Retorik: ‘değişim' ve ‘umut'. Uygulamalar ise; şimdiye kadar yaptığı atamalarda Demokrat Parti'deki merkez sağ kanadından yana tavır aldı. Bunların çoğu zaten yıllardan beri bu partinin içinde yer alıyor. Obama'nın finans danışmanları, bugünkü finansal krizin sorumluluğunu taşıyanlardan oluşuyor.

Obama'nın seçilmesiyle birlikte ABD ve İsrail'den tehdit alan İran'ın bir saldırıdan şimdilik kurtulmuş olabileceğini düşünüyor musunuz?

Obama'nın İran'a karşı açıkladığı pozisyonu Bush'un ikinci dönemdeki pozisyonundan pek farklı değil. İran'a bir saldırı, hem Amerikan ordusu hem de istihbaratı tarafından istenmiyor. Çünkü, bunun Amerikan menfaatlerine ciddi darbe olabileceğini düşünüyorlar.

Obama'nın seçimleri kazanması Türkiye'de farklı şekillerde yorumlandı. Bazıları, Obama'nın Amerikan politikasında gerçekten bir değişim getirebileceği konusunda iyimser dururken, diğer bazı kesimler de Obama'nın İsrail yanlısı Yahudi asıllı Rahm Emmanuel'i Beyaz Saray Genel Sekreterliği'ne ataması üzerinden Obama'ya karşı şüpheci davranıyor.

Emanuel, Demokratlar arasında savaşa destek verenlerin önde gelenlerinden ve merkezci bir konuma sahip. The Wall Street Journal'daki bir açıklamasında, Obama'nın Kongre'deki ‘solcu baronların' baskısına karşı direneceğini söyledi. Yani, daha ilerlemeci bir bakış açısı olanlara karşı duracağını söyledi. Şurası çok önemli ki, her iki siyasi parti de (Cumhuriyetçi ve Demokrat) birçok iç dış konularda halkın sağ kesimine göre politika belirliyor.

Obama, Rahm Emanuel'i Beyaz Genel Sekreterliği'ne atamasıyla ne amaçlamış olabilir?

Beyaz Saray Genel Sekreterliği önemli bir pozisyon. Başkanın gündemini burası belirliyor. Obama, Emanuel'i atayarak, kendisinin merkezci bir yol takip edeceğini göstermek istedi. Emanuel'in İsrail bağlantılarının çok fazla vurgulanmaması gerekir. Zira, Emanuel'in Obama'nın danışmanlarından ve Obama'nın kendisinden daha fazla İsrailci olduğuna dair bir gösterge yok

Obama'nın zaferi, İsrail medyasında da farklı şekillerde yorumlandı. Obama, gerçekten Washington'un mevcut politikalarını Filistinlilerin lehine çevirebilir mi?

Kendisinden önceki başkanların yapabileceği gibi, kendisi de kesinlikle yapabilir, ki Amerikan halkının büyük çoğunluğu da bunu tercih edecektir. Ancak, Onun bunu yapabileceğine dair hiçbir kanıt elimizde yok.

Obama zaferinin arkasındaki faktörler nelerdir?

En büyük faktör finansal kriz oldu. Eğer bu finansal kriz birkaç ay daha geç olsaydı, McCain seçimleri kazanmış olabilirdi. Ancak bu seçimlerle ilgili en şaşırtan şey ise, sonucun birbirine çok yakın olmasıydı. Daha önceki durumlarda gördüğümüz ise, muhalefet partisinin genelde kolayca kazanmasıdır.

Amerika'da ya da dünyanın başka yerlerinde hangi lobiler Barack Obama'yı Beyaz Saray'da görmek ister?

Tam olarak her şey açığa kavuşmuş değil, ancak tahminlere göre, Obama'nın en büyük destekçileri finans endüstrisi ile hukuk korporasyonları oldu. Amerikan dışında ise, Obama zaten her yerde büyük bir desteğe sahip.

PROF. NOAM CHOMSKY'NİN PKK VE KÜRT SORUNU İLE ABD'NİN IRAK'TAKİ İŞGALİYLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

NOAM CHOMSKY KİMDİR?

Noam Chomsky, 1928 yılında Philadelphia'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dil alanında Zellig Harris'in etkisinde kalan Chomsky, Pensilvanya Üniversitesi'nde matematik ve felsefe eğitimi görerek "Felsefe doktoru" unvanı almasına rağmen, çalışmalarının büyük bölümünü 1951-1955 yılları arasında Harvard Üniversites'nde tamamlamıştır. 1955 yılından beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde ders veren Chomsky, 1976 yılından beri enstitü profesörü olarak görev yapmaktadır.

20. yüzyılın en önemli ve en etkili dil bilimcilerinden olan Noam Chomsky, dil eğitimini deneysel (ampirik) davranışsallığıyla Amerikan dilbilimine 1930'lu ve 40'lı yıllarda damgasını vuran Leonard Bloomfield ve dil alanında yaptığı çalışmalardan ziyade siyasi tutumuyla takdir ettiği Zellig Harris'den almıştır.

Chomsky, dilbilimindeki uzmanlığıyla, "dil"in yapısal özelliğinden çok daha fazlasına sahip olduğunu göstermiştir. Chomsky, ayrıca dile yeni bir anlayış getirerek, dili özgürce kullanmanın ve yaratıcılığın edinilecek bir şey olmadığını, tam tersine insanda doğuştan var olan bir üstünlük olduğunu belirtmiştir. Chomsky dil formasyonu konusunda yapısalcı bir yaklaşım benimsemiştir. Bu yaklaşım dili incelerken dili kullanmanın, bir kültürün parçasıyken o kültürü incelemenin imkansızlığını kabul ve temsil eder. Bu görüşteki bazı isimler arasında Jacques Derrida gibi postyapısalcılar ve Claude Levi-Strauss sayılabilir.

Chomsky'nin ilk kitabı olan "Sözdizimi Yapıları" (Syntactic Structures) 1957 yılında yayınlanmıştır. Çağdaş yapısal dilbilimi kuramcılarının savundukları tezleri eleştiren bu kitap, o zamana kadar gelmiş dilbilim kuramlarının yeniden düşünülmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

1960'lı yıllarda Amerika aleyhtarı olarak faal bir şekilde eylemlere katılan Chomsky, Vietnam savaşına karşı yapılan gösteri ve yürüyüşlerde aktif olarak yer aldı. O dönemde Amerika aleyhinde yazdığı yazılar tepki çekmesine rağmen, büyük kiteleler tarafından tanınmasında etkili oldu.

1960'lı yılların ortalarında dilbilim üzerine yaptığı çalışmalarla yükselen bir değer olan Chomsky, Amerika'nın Vietnam savaşındaki tutumuna eleştirel bir yaklaşım getirmesi ve karşı çıkmasıyla çalışma arkadaşlarını bir hayli şaşırtmıştır. 1966 yılında yazdığı "Entellektüellerin sorumluluğu" adlı denemesinde, "Birleşik Devletler, gücünü ve sınırsız denetimini mümkün olabildiği kadar genişletmeyi kendine hak görüyor" diyerek Amerika'nın Çinhindi'ndeki politikasını eleştirmiştir.

O dönemden başlayarak, dilbilim alanındaki çalışmalarını sürdürmekle birlikle, Birleşik Devletlerin dış politikasına ve medyaya eleştiri getiren en tanınmış aydınlardan biri haline gelen Chomsky, Amerika'nın 1975 yılında Vietnam'dan çekilmesiyle birlikte kendini kitap ve makale yazmaya adadı. Bu dönemde verdiği tüm eserler değerli olmakla birlikte, aralarından bazıları özellikle dikkatleri çekti. 1979 yılında Edward Herman ile birlikte kaleme aldığı iki ciltlik "İnsan Haklarının Siyasal Ekonomisi" (The Political Economy of Human Rights) adlı kitabı Endonezya'nın Doğu Timor'a karşı yaptığı savaşa, Kamboçya'da Pol Pot'un yükselişine ve Latin Amerika'daki kanlı diktatörlük rejimine Amerika'nın verdiği desteği ortaya koyuyordu.

1980'li yıllarda da Amerika'nın dış politikasını kıyasıya eleştiren eserler vermeye devam eden Chomsky, Birleşik Devletler ordusunun Haiti ve Bosna'ya yaptığı çıkartmaları ve Birleşmiş Milletlerin Bosna'ya karşı uyguladığı silah ambargosunu da eleştirmiştir.

Medyayı da devletin siyasi tutumunu sınırsızca desteklediği için eleştiren Chomsky'nin kendisi de özellikle sağ kesim tarafından komunizme karşı çok yumuşak bir tutum içerisinde olduğu ve tüm enerjisini Amerikan politikası ile Amerikan politikası yüzünden kurban durumuna düşen kimseler için harcadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. anaşist politikacılar tarafından uygulanabilecek tek yöntem olduğunu savunmasına rağmen, Chomsky anarşizmin siyasi felsefesinin belirli bir takım politik taktikler dikte ettiğine inanmamaktadır. Amerikan Demokratik Sosyalistleri'nin bir üyesi olan Chomsky bu görüşünü şöyle savunmaktadır: "En basit anarşik fikir, bir otoritenin yasallığını ispat etmesidir. Eğer yasallığını ispat edemiyorsa, elenmelidir. Bazen bir otorite sistemi kendini haklı çıkartabilir. Ancak haklı çıkartamazsa ve yeterli derece önemliyse bunun altını kazımanız gerekir. Bu tamamen o andaki koşullara bağlıdır. Anarşizmin içinde size nasıl ilerleyeceğinizi söyleyen bir şey yoktur." Anarşistlerin büyük bir bölümünün "Direkt müdahalenin" Chomsky, 80'lerden itibaren iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle medya alanına daha çok eğilmeye başlar. 1988'de Edward S. Herman'la birlikte yazdığı "Medya Halka Nasıl Evet Dedirtir: Kitle İletişim Araçlarının Ekonomi Politiği adlı kitabı yayımlar. Chomsky, bu tarihten itibaren Antimedya hareketin en önemli temsilcilerinden biri haline gelir.

Massachusetts, Pennsylvania, Georgetown, Buenos Aires, McGill, Cambridge, Rovira Virgili, Tarragona, Columbia, West Ontario, Toronto, Harvard, Calcutta, Pisa üniversiteleri gibi birçok üniversiteden onursal ödüller alan Noam Chomsky, Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi ve Ulusal Bilim Akademisi başta olmak üzere ABD'de ve yurtdışında birçok başka meslek örgütünün ve kurumun da üyesidir.

Prof. Chomsky, Amerikan Psikoloji Derneği'nin "Seçkin Bilimsel Katkılar Ödülü", "Temel Bilimlerde Kyoto Ödülü", "Helmholtz Madalyası", "Dorothy Eldridge Barış Ödülü", Bilişim dalındaki "Ben Franklin madalyası" gibi ödüllerin de sahibidir.

Gündem Haberleri

Aile Danışma Merkezleri Yönetmeiği
Gazze'nin tek kanser tedavi hastanesi yakıtı bitince kapandı