Nazik Ebeveynlik Nedir?

Merve ÖZEN / Klinik Psikolog

Son yıllarda “pozitif” ve “yeterince iyi” ebeveynlik kavramları oldukça dikkat çekmeye başladı. Bu kavramların temeli, çocuklarına duygusal açıdan uyum sağlayan ve davranışlarının ardındaki nedenleri anlamaya çalışan bir ebeveyn olmaya dayanıyor. Sizleri adını duyurmaya başlayan bir başka kavramla tanıştıracağım: Nazik ebeveynlik.

Peki nedir bu “Nazik ebeveynlik”? Nazik ebeveynlik, adını “The Gentle Parenting Book”un yazarı İngiliz çocuk bakımı uzmanı Sarah Ockwell-Smith’den alan bir ebeveynlik yöntemidir. Ebeveynin çocuğunun duygusal durumunu anladığını göstermesinin, çocuğun sakinleşmesine yardımcı olacağını öne sürer.  Ebeveynlerin çocuklarının yaptıkları şeylerden hoşlanmamaları halinde acele etmemelerini, çocuklarını hemen kınamamaları gerektiğini savunur.  Ebeveyn çocuğunu bu tür durumlarda durup dinlemeli ve duygularını doğrulamalıdır. Örneğin; “Kardeşin oyuncağını alırken haksızlık yaptığını düşündüğün için kızıyorsun, bağırıyorsun ve bu seni üzüyor.” diyebilir. 
Ebeveyn bir sonraki aşamada ne yapacağına karar vermelidir, aynı zamanda bu yöntemin uzun vadede duygusal zekayı geliştirme hedefi de vardır. Buradaki fikir, çocukların büyüdükçe kendi duygularını daha düşünceli bir şekilde tanımlamayı ve daha uygun şekilde hareket etmeyi öğrenecekleridir. 

Çocuğumuza Nasıl Yanıt Verelim?

Yaşadığı bir sorunun ardından, çocuğunuzun ne hissettiğini dinledikten sonra, çocuğunuzun sorun hakkında sakin ve olumlu düşünmesine ve iyi bir çözüm bulmasına yardımcı olabilirsiniz.

Bu yöntemle ilerlediğiniz takdirde, çocuğunuz üzgün ya da mutlu olduğunda “hassas tepki” vermiş olacaksınız. 1000’den fazla anne ve çocuk ile birlikte yapılan bir araştırmada, anneleri hayatlarının ilk üç yılında duyarlı tepkiler veren çocukların 15 yaşında daha iyi sosyal becerilere sahip olduğu ve ayrıca akademik olarak daha iyi performans gösterdiği tespit edilmiştir. 

Nazik ebeveynlik, öğrenilebilir bir yöntemdir. Fakat özellikle bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Çocuğunuza vermiş olduğunuz duyarlı tepkilerin yarattığı yakın ilişkinin yanı sıra sınırların da belirlenmesi gerekiyor. Çocukların akranları ve yetişkinler ile iyi geçinebilmeleri için kurallara uyum sağlamaları gerektiğini, kurallara uymamaları halinde bu durumun bazı sonuçlar doğurabileceğini bilmeleri gerek. 

Çocukların Hem Sevgiye Hem de Sınırlara İhtiyacı Var

Ebeveyn çocuk ilişkisinde en çok dikkatimi çeken unsurlardan bir tanesi, ebeveynlerin çocukları ile arkadaş gibi olmaya çalışmaları. Bu ilişkideki dengeleri kimi zaman değiştirebiliyor. Bu yüzden ebeveyn çocuk ilişkisinde sınırları sakin bir şekilde belirleyebilmek önemli. Öfkeli, patlamaya hazır bir ebeveyn olmadan, hayal kırıklığı yaratacak tepkiler vermeden davranabilmek oldukça kıymetli.  Bu tür ani tepkilerin genellikle ebeveynlerin kendi yetiştirilme biçimleri ile ilgili olduğunu bilmek gerek. Belki de ebeveyn başka bir yol bilmiyor olabilir.

Neyse ki, sizlere iyi bir haberim var: ebeveynler sakin ve etkili bir disiplini öğrenebilirler. Ebeveynler, çocukları yaramazlık yaparken çok fazla ilgi gösterirse, çocukların yaramazlık yapmaya devam etme olasılıkları daha yüksek olacaktır. Çocukların ebeveynlerine bağlı olduklarını hissetme dürtüsü o kadar güçlüdür ki, özellikle ilginin fazla olmadığı bir ortamda, olumsuz ilgiyi hiçbir şeye tercih etmeyeceklerdir. Çocuklar ebeveynlerinin ilgisini çekmek için yaramazlık yapmaları gerektiğini öğrenirler, bu nedenle yaramazlıkları daha sık hale gelir.

Peki çözüm nedir?  Çocuk yaramazlık yaptığında kısa süreliğine onunla ilgilenmemek, ardından daha iyi davranışlar sergilediği zaman sıcak bir şekilde etkileşime geçmektir. Bu noktada uygun bir tepki belirlenmelidir. Basit gibi görünse de biraz çalışmayı ve öğrenmeyi gerektirecek olan bu yöntem, genellikle davranışın iyileştirilmesinde çarpıcı bir etkiye sahiptir. 

Unutmayın ki, eğer çocuklar iyi davranışlar sergilerken teşvik edilir ve onlara sıcak bir ilgi gösterilirse, daha da iyi davranmaya çalışacaklardır. 

Sevgiyle kalmanız dileğiyle. 


oyunterapisti.com.tr

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.