Müslüman hastanın psikoterapist tercihi

Almanya’da üç milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Psikoterapi, birçoğu için bir tabu, zira hastaların kültürel ve dini arka planını anlayan psikoterapistlerin sayısı epey az…

Andrea Lueg / Deutsche Welle


Ayşe K. sürekli bayılıyordu. İşte, eve giderken, evde, arkadaşlarının yanında… Ancak ne aile doktoru, ne de hastanedeki uzmanlar bir rahatsızlık saptayabiliyordu. Sonunda hastalık sigortasını yaptırdığı şirket, sorunun psikolojik olup olamayacağının araştırılmasını önerdi. Üniversitede okuyan bir kız arkadaşının, kendisine Müslüman bir uzman tavsiye ettiğini söyleyen Ayşe, sigorta şirketinin de buna onay verdiğini anlatıyor. Parlak yeşil başörtülü genç kadın, psikoterapi için gideceği uzmanın Müslüman olmasının önemli olduğunu belirtiyor:

"Kendimi orada daha güvencede hissediyorum, zira ruhsal sorunlarımda Müslüman olmayan birinin bana yeterince yardım edebileceğine inanmıyorum." diyen Ayşe, birkaç aydır psikoterapi görüyor. Bayılmaların sıklığı azalmış. Sorunun kaynağında ise ilişkisinde yaşadığı bir sıkıntı yatıyor. Ayşe, Müslüman olmayan biriyle bu konuyu konuşamayacağını belirtiyor ve başka terapistlerin, kendisinin kültürel çevresi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını anlatıyor.


Müslüman hastanın endişesi

Almanya'daki birçok Müslüman, sadece, sorunlarının Müslüman terapistler tarafından daha iyi anlaşılacağını düşünmekle kalmıyor, aynı zamanda dini inançlarının, rahatsızlıklarının tedavisinde terapistler tarafından göz önünde bulundurulmayacağından çekiniyor:

"Bu, Müslüman hastaların ciddi bir endişesi“ diyen ve kendisi de Müslüman olan psikoterapist Melike Laabdallavi, medyadaki İslam ve Müslüman imajlarının da pek olumlu olmadığını hatırlatıyor ve hastaların bu yüzden, bu toplumun fertleri olan terapistlerin medyadan etkilenmiş olacağını düşünmelerinin doğal olduğunu kaydediyor.

Fas kökenli Laabdallavi ve üniversite öğrenimi sırasında İslam dinine geçen kocası İbrahim Rüschoff'un Rüsselsheim'da bir muayenehanesi bulunuyor. İkisi de, Müslümanların sadece Müslüman terapistlere gitmesi gibi bir gerekliliğin söz konusu olmadığını söylüyor. Yine de hastanın kültürel arka planı hakkında Müslüman olmayan uzmanların da bilgi sahibi olmasının önemine dikkat çeken Rüschoff, dinin kendi işinde bir rol oynamadığını kaydediyor. Tedavide, diğer tüm terapistler gibi bilimsel yöntemlerle çalıştıklarını belirten Rüschoff, ancak Müslüman bir hasta, hayatından bahsedip de doktorunun kendisini anladığını görünce, tedavinin başından itibaren güveninin daha büyük olduğuna dikkat çekiyor. Rüschoff, belli bazı bilgilere sahip olmayan bir uzmanın, neyi soracağını bile bilemeyebileceğini söylüyor.

Rüschoff ve Laabdallavi, Müslüman toplumlarda, özellikle aile ve evlilik hayatındaki bazı zorlama ve tabuları yakından tanıyor. Bu nedenle de bir terapide neyin gerçekçi olarak mümkün olduğunu da kestirebiliyorlar.


Önce imama danışılıyor

Almanya'daki birçok Müslüman psikoterapiye şüpheyle yaklaşıyor ve önce bir imama danışanların sayısı epey yüksek. Cinlere inanan ve çareyi hocalarda arayanlar da cabası. Laabdallavi, özellikle korkular ve depresyonla mücadele eden hastaları arasında, cinler tarafından hasta edildiklerine inananların sayısının çok yüksek olduğunu ve bu fenomene sadece yaşlı hastalarda rastlamadıklarını belirtiyor.

Psikoterapi için kendilerine başvuran Müslüman hastaların, özellikle kuşaklar arasındaki çatışmalar nedeniyle sorun yaşadığını söyleyen Laabdallavi, ebeveynlerin geleneklere bağlı kalmak istediklerini, gençlerin ise bu gelenekler tarafından kendilerini sınırlanmış hissettiklerini kaydediyor ve bu tür sorunlar ile karşılaştığında, bir terapistin din faktörünü görmezden gelemeyeceğini hatırlatıyor. Daha önce, ruhsal rahatsızlıkları olan Müslümanların terapiste gitmesini kolaylaştırmak için bir kitap yazan Laabdallavi ve eşi Rüschoff, bu kitabın terapistler arasında da büyük ilgi görmesi üzerine, gelecek sonbaharda, bu sefer terapistlere yönelik, Müslüman hastalarda dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında yeni bir kitap çıkarmaya hazırlanıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Din Psikolojisi Haberleri