Hemen hemen herkes hayatın belirli dönemlerinde, belirli işlerde, belirli durumlarda ve belirli konular hakkında aşırı hassasiyet gösterebilir. Prensipler, kurallar, olmazsa olmazlar her insanın hayatında vardır ve hayati önem arz ederler. Ancak Mükemmeliyetçi Kişilik Bozukluğu bundan farklı bir durumdur. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler aşırı derece kuralcı ve takıntılıdırlar. Aşırı kontrolcü olma ve düzen konularında sürekli olarak kafa yormanın olduğu bir kişilik örüntüsüdür.
Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler büyük resmi görmekte zorlanırlar, parçalarla ve ayrıntılarla aşırı derecede ilgilenirler. Hayatın ve başarının ayrıntılarda gizli olduğunu düşündükleri için olayları ve durumları bağlamından kopartarak parçalara bölerler, kılı kırk yarmak deyimi bu kişileri tanımlamak için uygundur. Ayrıntılara o kadar odaklanırlar ki zaman yönetimi de bu insanlar için büyük problem teşkil ederler. Her şeyin mükemmel olması konusundaki takıntılı düşünceleri ve ayrıntılarda boğuluyor olmaları hem kendilerini hem de çevrelerini yormalarına neden olur. Kendilerine ve başkalarına yönelik düşmanca duygular, zamana karşı yarışmak ve rekabetçilik gibi kişilik özellikleri mevcuttur.
DSM-IV de Mükemmeliyetçi Kişilik Bozukluğunun tanı ölçütleri şu şekildedir:
A - Aşağıdakilerden en az dördünün olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, esneklik, açıklık ve verimlilik pahasına düzenlilik, mükemmeliyetçilik, zihinsel ve kişiler arası kontrol koyma üzerine aşırı kafa yormanın olduğu sürekli bir örüntü.
1. Asıl amacı unutturacak şekilde ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile ilgili uğraşıp durur.
2. İşin bitmesini zorlaştıracak derecede mükemmeliyetçilik gösterir.
3. Etkinliklerden ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde kendini işe adar.
4. Ahlak, doğruluk, değerler gibi konularda esneklik göstermez.
5. Özel bir değeri olmasa bile eski, değersiz şeyleri elden çıkaramaz.
6. Görev dağılımı yapmak ve başkaları ile birlikte çalışmak istemez.
7. Para harcama konusunda hem kendisine hem de başkalarına karşı cimri davranır.
8. Katı ve inatçıdır.
Mükemmeliyetçi Kişilik Bozukluğuna sahip kişiler kendi koydukları kurallar uygulanmadığında ya da düzenledikleri işler sekteye uğradığında aşırı kaygı yaşayıp kriz geçirme noktasına gelebilir, duygusal kontrolü kaybedebilirler. Hem kendileri hem de başkalarının kurallara uyması konusunda aşırı hassasiyet gösterir, hiçbir biçimde hoşgörülü ya da toleranslı davranamazlar. Tam bir iş koliktirler. Aşırı hırslı ve kılı kırk yaran özellikleri hem kendiler hem de başkaları için yaşamı zorlaştırır.
Hiçbir işe yaramayan, maddi ve manevi değeri olmayan eski eşyaları atamazlar, para konusunda da aşırı cimridirler. Genellikle haberlere konu olan çöp evler bu tür bir patolojiye sahip insanların evleridir, hiçbir şeyi atamayıp biriktirmektedirler.
En temelde mükemmeliyetçi kişiler kendilerini yetersiz ve değersiz olarak algılarlar. Çok çaresiz hissederler ve kendilerini korunmayacaklarından korkarlar, bu durum panik yaşamalarına neden olur ve sosyal işlevsel yaşamları bozulur. İşlevlerini sağlıklı bir biçimde yerine getiremez hale gelirler, aynı kurallar, olması gerkenler çerçevesinde bir kısır döngüye girerler. Bu bağlamda hem kendi performanslarını hem de başkalarının performanslarını değerlendirmekle meşgul olurlar. Aşırı derecede eleştirel ve cezalandırıcı tutumlara sahiptirler. Hem kendilerine hem de başkalarına fazlasıyla yüklenirler. Bu kişiler kendilerini kendilerinden ve başkalarından sorumlu olarak görürler. Diğer insanları aşırı rahat olmakla suçlar ve eleştirirler. Kendisi dışında herkes aşırı sorumsuzdur ve yetersiz kişilerdir. Kendilerinden ve diğer insanlardan daha fazla performans beklediklerinden cezalandırmaya yönelik tutum sergilerler. Bundan dolayı yüksek anksiyete yaşar, mükemmeliyetçi kriterleri yüzünden hayal kırıklıkları ve pişmanlıkları fazladır. Standardı yakalayamama korkusu nedeniyle yoğun kaygı ve endişe yaşarlar, başarısızlıkla karşılaştıklarında depresyona girerler.
Kontrolü kaybetme korkusu sürekli tetikte olma, yoğun stres altında olma kişide psiko-somatik hastalıkların ortaya çıkmasına da neden olabilir. Kısa vadede mükemmeliyetçilikleri zaman zaman işe yarasa da yaşam tarzı olarak işlevsel değildir.
-Malı, -meli tarzında düşünce hatasına sahiptirler. Kontrollü olmalıyım. Her kes işini zamanında düzgün yapmalı. Hata yapmamalıyım. Hiç kimse de hata yapmamalı. Kurallar aynen uygulanmalı. Duygular dışa vurulmamalı, kontrol edilmeli... vb şeklinde düşüncelere sahiptirler. Eksiklikler, hatalar, yetersizlikler en temel korkularıdır.
Sahip oldukları bütün bu özellikler daha da ağırlaşarak OKB adını verdiğimiz Obsesif Kompulsif Bozukluğa dönüşebilir. Bu ikisi aynı şey değildir. OKB de obsesyonlar irade dışı, engellenemeyen, tekrarlayan bilinçli çaba ile yok sayılamayan düşüncelerdir. Kompulsiyonlar ise obsesif düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için istem dışı yinelenen hareketlerdir. Elektrik düğmelerini, ocağı, ütüyü açık unutup unutmadığıyla ilgili düşünceler obsesyona, tekrar tekrar ocağı, ütüyü kontrol etme davranışı da kompulsiyonlara örnek olarak verilebilir.
Temelinde mükemmel olduğuna inanma ise Narsistik Kişilik Bozukluğu olarak adlandırılır. Bu insanlar kendilerinin ulaşılmaz ve mükemmel olduklarına, herkesin kendilerine hayran olduğuna inanmaktadırlar. Sigmund Freud’a göre narsizm “ dış dünyadan soyutlanan libidonun yani cinsel enerjinin egoya yani kişinin kendisine yönlendirilmesi durumudur.
Narsistik Kişilik Bozukluğu olan kişiler başkalarına, onların düşüncelerine ve isteklerine ilgi gösteremeyen kişilerdir. Kendilerini diğer insanlara göre üstün ve özel olarak algılarlar. Empati yapamama diğer bir özellikleridir. Diğer insanların bakış açılarından dünyayı, kişileri ve olayları algılama ve yorumlama yeteneğine sahip değildirler.
DSM-IV de narsistik kişilik bozukluğunun tanı kriterleri şu şekildedir.
Aşağıdakilerden en az beşinin olması ile belirli genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir kişilik örüntüsüdür.
1.Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.
2.Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik veya kusursuz sevgi düşlemleri üzerine kafa yorar.
3.Özel ve eşi bulunmaz birisi olduğuna ve ancak başka özel veya toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine ya da ancak onlarla arkadaşlık edebileceğine inanır.
4.Çok beğenilmek ister.
5.Hak kazandığı duygusu vardır.
6.Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanır, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf taraflarını kullanır.
7.Empati yapamaz.
8.Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarını8n kendisini kıskndığını sanır.
9.Küstah, kendini beğenmiş, tutum ve davranışlar sergiler.
Genel olarak kibirli, kendini beğenmiş, soğuk mesafeli, herkese üstten bakan ve çekici görünen narsist kişi, gerçekte bilinç dışında kendilik değerinde kendine saygı ve güven duymada ciddi sorunlar yaşayan kişidir.İç dünyası ve dış dünyası arasında bir iki kutupluluk söz konusudur. Genel olarak sosyal ve mesleki alanda narsist kişiler başarılıdırlar, ancak ciddi travmatik durumlar olduğunda, kışkırtıldıklarında sosyal işlevsel sorunlar yaşayabilirler. Sürekli olarak insanların onayını, takdirini, sevgisini, hayranlığını dile getirmeleri için mükemmel ve kusursuz olmaya ihtiyaç duyarlar. Sadece takdir ve onay gördükleri, sürekli başkaları tarafından yüceltildikleri durumlarda kendilerini değerli, başarılı, sevilebilir, mutlu ve huzurlu hissederler. Genel olarak duygusallıktan yoksundurlar. Duygusal yaşantıları sığ ve yüzeyseldir. Terk edildiklerinde üzüntülü ve depresif bir duygu durumu gözlense de bunun nedeni sevilen kişinin kaybı değil, kendilerini değersizleştiren kişiye karşı duydukları kızgınlık, öfke, kin ve intikam duygularıdır. Yürekten ve derinden üzüntü hissetmedikleri gibi yas da tutmazlar.
Hem narsistik kişilik bozukluğu hem de mükemmeliyetçi kişilik bozukluğuna sahip insanların çoğu erkektir.
Hazırlayan: Psk.Nur GEZEK