MOMENTO MORİ

Volkan KUMAŞ

                                                       “dört bir yan kararınca kalkıp sana yöneldik

                                                        ey ışıklar kaynağı aç kapını biz geldik ”

Gayretinizin nabzı durduğunda fiilen, bedeninizin nabzı durduğunda ise resmen ölürsünüz. Her ikisi de farklı bir sondur. Her son aslında bir başlangıçtır kendi içinde. Biz çizginin neresinde duruyoruz?  Yönümüz ne taraf bakıyor? Yaptığınız tüm anlama ve anlamlandırma çabaları bu yönelimin bir yansıması olacak.  Onun içindir ki biz dâhilerle delileri hep karıştırırız. Artık zamanı gelsin diye beklediğiniz an, korkunuzu yendiğiniz an olacak. Atın korkunuzu üzerinizden ve biraz cesur olmayı deneyin. Korkmayın tenekeyi tıklamak için. Kapağını açmaya çalışmayın. Şöyle bir tıklayın içini anlarsınız. Ve boşsa sakın kızmayın. Merhamet edin sadece, zira “merhamet ruhun asaletidir.” Ruhunuza özgürlük vermeye çalışın. Sözlük tanımlamalarına sıkıştırmayın kendinizi özgür kalacağım diye. Salt bedenin esaretinde kalmayın ve bedeninizi dizginleyin ruhun kemendiyle.

Irvin D. Yalom “Nietzche Ağladığında” isimli kitabında güzel bir sorgulama yapar ve özgürlüğün sınırını somut olarak koyar ortaya. Hem de bunu bana müdahale etmeyin diyerek değil, size müdahale etmeyeyim diyerek yapar ve şu satırlarla kaleme alır kitabında. “Ben senin gibi değilim. Yaptığım seçimler başkalarını tutsak ediyorsa ben o özgürlüğü seçemem. Senin özgürlüğünün benim için anlamını hiç düşündün mü?”

Peki ya sen özgürlüğün anlamını hiç düşündün mü? Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu sözlük anlamı olarak özgürlüğü ifade etmektedir. Modern dünyanın masaya getirdiği ve “ birey olma hakkı” ile insanlığa enjekte ettiği özgürlüğün sınırlarını da zaman içerisinde biz farkında olmadan etrafımızdan kaldırmaya çalışıyorlar. Özgürlüğün, sınırları aşmak, görgü kurallarını yok saymak ve "insanı aşırı ahlaksızlık düzeyine alçaltan" davranışları kabul ettirmek için mazeret olarak kullanılması bu kavramın üzerindeki asaleti de ortadan kaldırmaktadır.

“Carpe Diem” sloganının peşinden koşarak “günü yakalayacağını” düşünen özgür bireyler bir yerlerde inkıta’ya uğradıklarında onlara “Momento Mori” diye seslenmek isterim. “Momento Mori” bir başka lisanla terennüm edersek “Öleceğini Hatırla”…

Muhabbetle kalın vesselam…