Mizah (Gülme) Psikolojisi

Maruf BEÇENE

Gülme davranışı ortama ya da kişiye göre bazen mizahi bir anlam ifade eder bazen de alay ifadesi, küçümseme, görgüsüzlük olarak nitelendirilebilir. Ancak gülme davranışının çağrıştırdığı ilk anlam genelde mizahi bir ortamda güçlü bir onaylama ve olumlama davranışıdır.

Gülme insanın hoşnut olduğunu, iç dengesinin yaşamı sürdürmeye uygun bir uyum içerisinde bulunduğunu ortaya koyan ve karşısında bulunanları bu mutluluğa ortak olmaya davet eden bir jest ve mimiktir.

Gülme davranışı, mizahi ortamlarda organizmanın karşılaştığı pozitif bir uyarana verdiği gözlemlenebilir bir tepkidir. Bu tepki kişinin söz konusu olaya ya da kişiye karşı olumlu bir geribildirim verme ya da söz konusu davranışı olumlamakla eşdeğer bir anlam ifade eder.

Gülme ve Gülümseme davranışının oluşabilmesi için organizmanın belli bir düzeye kadar fiziksel ve zihinsel olgunluğa ermiş olması gerekir. Bu olgunluk genelde gelişimde bebeklik döneminin 2. ayına denk gelir. Gülümseyebilen bir bebek, yüzündeki kas ve sinirleri kumanda edebilecek bir aşamaya erişmiş kabul edilir.[1] Bebeklik döneminde gülümseme davranışı genelde tanıdık kişi ve nesne gibi uyaranlara karşı gerçekleşir. Daha sonra uyaranın şiddeti ve dikkati çekme gücüne bağlı olarak gelişimin çeşitli dönemlerinde gülme davranışı farklılaşır ve daha kompleks (karmaşık) aşamalardan sonra gerçekleşir.

Gülme davranışında organizma doğuştan gelen bir fizyolojik yeterliliğe sahip olsa da, bu davranışın ileriki zamanlarda gerçekleşmesi büyük oranda taklit ve öğrenmeye bağlı olarak ortaya çıkar. Daha anlaşılır bir ifadeyle organizmanın gülme davranışı için yeterliliği fizyolojik iken, gülmenin ortaya çıkmasında kültürel algı ve sosyal öğretilerin etkisi büyüktür.

Mizah bir uyaran iken gülmek bir sonuçtur. Bu uyaran ve sonuç ilişkisi kültüre, bireye, cinsiyete ve yaşa göre görecelik arz eder. Mizahi bir davranış her toplumda ve bireyde aynı etkiyi uyandırmaz. Müstehcen bir mizah dindar bir insanda kızgınlık davranışına neden olurken, dini hassasiyeti olmayan birinde gülme tepkisiyle sonuçlanabilir.

Tebessüm ve kahkaha insanın iç dünyasını bedene yansıtan işaretlerdir. Gülmek, haz duygularını açıklayan bir davranıştır; bir hazzın veya haz veren bir şeyde tasavvur edilen hazzın ifadesidir.[2] İnsanın hoşnut olduğunu, iç dengesinin yaşamı sürdürmeye uygun bir uyum içerisinde bulunduğunu ortaya koyan, karşısında bulunanları da bu mutluluğa ortak olmaya çağıran bir yüz ifadesidir.[3]

Komedi ya da mizah bir farkındalık becerisidir. Olayların eğlenceli ve olumlu yönlerini görebilme ve gördüğüne tepki verebilme yeteneğidir.  Bu yetenek çoğu zaman sosyal ve bireysel ilişkileri güçlendirir. Kaygı düzeyini ve stresi minimize eder ve kişinin daha pozitif ilişkiler kurmasına yardım eder. Buda bireyde olumlu benlik saygısı sağlar. Mizah daha sosyal bir ilişki ya da iletişim ortamının oluşmasına katkı sağlar.

Gülmek aynı zaman da gerek kişisel ilişkilerde gerekse toplumsal ortamlarda çok güçlü ve gözlemlenebilir bir geribildirimdir. Bir kişi tarafından ifade edilen bir mizahi bir olay gülme tepkisiyle karşılandığında bu mizahı yapan kişide amaca ulaşma duygusunu uyandırır. Bu durum mizahı yapanla mizaha tepki veren kişi arasında doğal bir yakınlaşma sağlayabilir.

Ancak gülme eyleminin bağlamla (yer, kişi, nesne ile) çok güçlü bir ilişkisi vardır. Gülme davranışı her zaman olumlu ilişkiler kurmaya yönelik gerçekleşmeyebilir. Bazen alay etmenin bir ifadesi olarak verilen mizah tepkisi, bazen de aşağılamanın bir ifadesi olarak kişisel ilişkilerde tıkanıklıklara sebep olabiliyor. Bu yönüyle içeriği bilinmeden ve bağlamla ilişkisi kurulamayan gülme tepkisi tek başına göreceli bir durum arz eder.

Mizah sırasında organizmada çeşitli fizyolojik değişiklikler olur. Kaslar gevşer, dolaşım uyarılır kan basıncı yükselir. Sindirim daha kolay olur. Kişide ağrıya sebep olan sorunlara karşı direnç yükselir ve ağrı o an için daha az hissedilir. Yaşanan bu fizyolojik değişim kişinin hareket ve ifade yeteneğini olumlu etkiler.

Mizaha karşı donuk tepki veren kişilerde daha açık bir ifadeyle gülme davranışı seyrek olan insanlarda stres ve kaygı durumu yüksek olur. Kişisel ilişkilerde daha soğuk diyaloglar oluşur, sosyal yaşam ve etkinlikler daha sınırlı bir alanda yapılır. Bu da yalnızlaşma, iletişimsizlik ve asosyal yaşantıları tetikler. Sosyal yaşamı güçlü olmayan sağlıklı iletişim gerçekleştiremeyen bireylerde ise düşük benlik saygısı, özgüven düşüklüğü, öz kritisizm (kendini eleştiricilik) dışlanma sorunlarını beraberinde getirir. İş hayatında verim kaybına sebep olur.

Gülme davranışı kültürel ve bireysel görecelikle ilişkili bir tepki olduğundan bu davranışın ifade edildiği ortam tercihinin sağlıklı yapılması gerekir. Mizahın olmadığı bir ortamda gülme tepkisi yarardan ziyade olumsuzluğa neden olur.

Mizah, yoğun yaşam trafiğinde oluşan gerilimi azaltmak için oldukça önemli bir uyarandır. Gerginleşen organizma gülme davranışını sergileyerek kısmi bir rahatlama sağlar ve kişinin iş hayatına daha verimli bir etki yapar.

Gülme ve kahkaha iç dünyamızın yüzümüze yansıyan projeksiyonudur. İç dünyamız ile beden arasında sağlıklı bir etkileşim ve dengenin olduğuna işarettir. İç dünyamızın yaşam için gerekli olan yeterliliğe işlevselliğe sahip olduğunun da ifadesidir. Daha açık bir ifadeyle iç dünyamızda işlerin yolunda gittiğinin işarettir.

MİZAHIN İŞLEVLERİ

Mizah çeşitli yaşam alanlarında kullanıldığında verimi doğrudan etkileyen bir mekanizmadır.

İş hayatında dengeli ve yerinde mizah, gerginliği azaltır ve üretimi arttırır.

Mizah, olumsuz düşünce ve duyguların ifade edilmesini kolaylaştırır. Bazı şeylerin doğrudan söylenmesinin o kişiyi incittiği düşünülüyorsa ve birey olumsuz duygu ve düşüncelerini ifade etmek için başka bir iletişim yöntemi kullanamıyorsa mizahı kullanmaktadır. Mizah, düşmanlık duygularının daha rahat ifade edilmesini sağlar. Bireyler düşmanlık duygularını bazı alaylı sözlerle ya da şakalarla yani mizahi bir dille daha rahat ifade edebilirler. Mizah kin içeren bir alay ifadesini hafif bir şakaya dönüştürebilir.[4]

Eğitimde mizah, öğrencilerin derse konsantrasyonu sağlar ve öğretilenlerin kalıcı olmasını olumlu etkiler.

Stres ve anksiyete bireyin biyopsikososyal dengesini olumsuz yönde etkilediği gibi, öğrenmeyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle anksiyete düzeyi ve stresörler eğitimciler tarafından kabul edilebilir bir düzeyde tutulmaya çalışılır. Eğitimci tarafından mizahın kullanılması öğrencideki soru sorma ve konuşma korkusunu azaltır.[5]

Sosyal ilişkilerde mizah, daha kalıcı ve güven verici ilişkilerin kurulmasını sağlar.

Bireysel yaşamda mizah, kişinin kendini kabul ve kendisiyle barışık olmasını pozitif etkiler.

Aile ilişkilerinde mizah, ebeveyn ve çocuk arasında daha gerçekçi tutumları geliştirir ve çocuğun bireysel gelişiminde ailenin olumlu taleplerinin uygulanabilirliğini arttırır.



[1] Clıfford T. Morgan, Psikolojiye Giriş, Çev. Hüsnü Arıcı ve Diğerleri, HÜPB. Yayınları, Ankara, 1995, s. 226-

227; Vedide Baha Pars ve Diğerleri, Eğitim Psikolojisi, MEB., İstanbul, 1970, s. 68; H. Şükrü Selçikoğlu, Eğitim

[2] Ali Haydar Taner, Psikoloji, Maarif Matbaası, İstanbul, 1940, s. 136; M. Nail Karakuşçu, Genel Psikoloji ve

Normal Davranışlar, Pelin Ofset, Ankara, 1998, s. 120; Selçikoğlu, a.g.e., I/222.

[3] Abdurrahman KASAPOĞLU. ““Gülme” Davranışıyla İlgili Ayetler Hakkında Psikolojik Bir Değerlendirme” Hikmet Yurdu Yıl:1, S.2, (Temmuz-Aralık-2008) ss. 71-87

[4] Öğr.Gör.Dr. Ayfer AYDIN, “HEMŞİRELİK VE MİZAH”  C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2005, 9 (1)

[5] Öğr.Gör.Dr. Ayfer AYDIN, “HEMŞİRELİK VE MİZAH”  C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2005, 9 (1)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.