'Maraton Terapi' Nedir ve Neden 24 Saat Sürüyor?

Akşam Gazetesi'nden SİBEL ATEŞ YENGİN, Psikolog Semai Tuzcuoğlu ile 24 saat aralıksız süren "Maraton Terapi" hakkında konuştu. İşte ayrıntılar...

Günlük terapiler yetmiyor artık bize, terapiler maraton koşmaya başladı. Psikolog Semai Tuzcuoğlu'nun yaptığı ve en az 24 saat süren terapilerde derdiniz masaya yatırılıyor. 'Bana uygun değil' ya da 'Konsantre olamıyorum' demeyin', 'iyiyim' maskesi en fazla 8 saat taşınabiliyor.

Şehir  hayatının kaosundan, iş yaşamından bunalmış ve birtakım zorluklar yaşayan insanların bir araya geldiği bu grup terapisinde herkes derdini anlatıyor. Öncesinde ne konuşulacağı asla tasarlanmıyor. Bir insanın ancak 8 saat kendini saklayabileceğini o sürenin sonunda kişinin yavaş yavaş kendini ele vermeye başlayıp maskelerinden sıyrılabileceğini anlatan Psikolog Doç. Dr. Semai Tuzcuoğlu'na bu terapinin sonundaki başarıyı anlatıyor: 'İnsanın yalnızlığı, sıkıntısı, öfkesi, patlamaları ya da içe çekilip hiçbir şey yapmadan köşesine büzüşüp oturmaları açığa çıkıyor ve sıkıntısı neyse onu paylaşarak kendini rahatlatıyor. Kişinin kendini yakalamasına sebep oluyor' diyor.  İşte Maraton Terapi'yle ilgili bilinmesi gerekenler...

'Maraton Terapi' nedir ve neden 24 saat sürüyor?

Maraton Terapi 24 saatten az olmamak kaydıyla bir araya gelinen bir terapi yöntemidir. Normalde terapi süresi 1 saat ya da 50 dakikadır. Günlük hayatta sağlıklı bir insan normal şartlarda ancak 8 saat kendi kişiliğini gizleyebilir. Bir insanın işteki haliyle evdeki halinin aynı olması mümkün değildir. Tabiri caizse maskeler takarız. İşte bu 8 saatin üzerine çıkan durumlarda özellikle kişinin egosu, süper egosu, kişiler arası ilişkisi, iletişimi tam anlamıyla ortaya çıkar. Hatta öğrencilerime evlenmeye karar verdiyseniz 'Eşiniz olacak kişiyle en az 8 saatten fazla bir arada olunuz ki onu gerçek kimliğiyle, kişiliğiyle görebilesiniz' diyorum.

Bu kadar çok uzun saatler sürmesi önünde sonunda danışanın kendini ifade etmesine, çözülmesine de olanak sağlıyor öyleyse...

Sağlıyor tabii. Terapi için bir araya gelen kişi ne kadar olursa olsun kendini sıkar, anlatmak istemez. Hele de içe dönük bir yapıysa terapi ortamında kendini ortaya koymaz ve hep saklamaya çalışır. Bu  süreç 24 saat olunca dayanılacak gibi olmuyor tabii. 9 saat sonra kıvranmalar, 10. saatte mırın kırınlar başlar ve 12. saate doğru o çok şiddetli kendini koruyan kimlik birden bire açılır. Diyelim ki bu kişi 35 yaşındadır ve o yaşına kadar saklamış olduğu bu kendine has özelliğini birden dökmeye başlar.

Grup içinde konuşmayan kişiye karşı diğerlerinin tavrı ne oluyor?

Tabii diğer danışanlar konuşurken bir tanesinin konuşmuyor olması grubun biri tarafından gözleniyormuş gibi hissetmesine neden olur. Bu sefer oklar o kişiye doğru yönelir ve eleştirel yaklaşırlar. Hem kendi içindeki hem de dışarıdan gelen mekanizmanın baskısıyla köşeye sıkışan kişi yıllarca içinde bastırdığı, kimseyle paylaşmadığı birtakım şeyleri bu terapi sayesinde yavaş yavaş ortaya çıkarır.

Bu çözülmeden sonra pişmanlık duyuyorlar mı?

Psikolojik anlamda insanı ilk başta bir rahatlatır ama sonrasında zorluk yaşatabilir. O kadar yıldır kendinizin bir parçasıymış gibi düşündüğünüz şey birden ortaya dökülür ve 'Eyvah anlattım! Acaba kendimden bir şeyler gitti mi telaşı'na kapılırsınız. O esnada terapist bunu çok iyi yakaladıysa 24. saatin sonuna kadar olan süreçte onu toparlayıp bunların kesinlikle doğru şeyler olduğunu, bilakis sonraki yaşamında ona daha çok keyif ve rahatlık verebileceğini belirtmelidir. 24 saatin sonunda herkesin bireysel olarak olumlu yönde çıkması gerekiyor. Özellikle belli bir süre kendini saklayıp sonra ifade eden şahıs için biraz daha toleranslı davranıp kendi kimliğini, kişiliğini gene eskisi gibi pişman olmamış hale dönüştürüp onu uğurlamanız gerekiyor ki o zaman terapinin olumlu yanı ortaya çıksın.

BİRBİRİNİ TANIYANLAR BU TERAPİYE KATILAMAZ
Bir katılan bir daha katılabiliyor mu? Gruplar neye göre belirleniyor?

Bir kez katılmak mümkün. Katılan her kişinin de birbirini tanımaması gerekiyor. Karı-kocalar katılamıyor. Kişileri seçerken kısa bir ön elemeden geçiriyoruz.  Mesela çok dışa dönük bir kişiyi gruba çok almak istemeyiz. Onu durdurmak zordur, alır grubu tek başına taşır böylece diğer kişiler olumsuz etkilenir. Çok içe dönük olanı da pek istemeyiz. Onlar için ayrı bir grup yapılabilir ama maraton gruplarda bu bizim çok tercih ettiğimiz bir şey değil. Maraton gruba katılanların daha özel insanlar olduklarını düşünüyorum. Çünkü kendine güvenerek geliyor ve dışarıda anlatamadığı birçok şeyi en sonunda patlayarak ifade ediyor. Grubun heterojen olmasına dikkat ederiz. 6 kadın varsa iki erkek şeklinde olmaz. Doğada kadınerkek arasında bir denge var, burada da aynı dengeyi kurmak zorundayız. Herkes karşı cinsin gözüyle bakmayı, empati yapmayı öğreniyor. Mümkün olduğunca bir yaş aralığı yakalamaya çalışıyoruz.

 Nerede yapılıyor, birinin evine mi gidiliyor? Bu çalışmaya katılmak isteyenler nereden ulaşabilir size?
Kimsenin evine gidilmiyor. Ofisimizde yapıyoruz. Birinin evi de olabilir ama daha çok ofisi tercih ediyoruz. Katılmak isteyenler bu alanda çalışan kişileri takip edecekler. Senede iki kere yaptığım için sıra oluşuyor.

Bu terapiye katılanlar en çok neyi fark ediyor ve en çok hangi kazanımlarla ayrılıyorlar?

Kendi kendini yakalıyor ve kendini tanıyor. Bu terapilerde 25 yıllık meslek hayatımda birçok insanın kendini tanımadığını tespit ediyorum. Yaşıyoruz, nefes alıp veriyoruz ama psikolojik anlamda ne kadar 'kendimizi tanıyor ya da tanımıyoruz'un işaretini bu grup terapilerinde yakalıyoruz.

24 saat boyunca uykusu gelen olursa ne oluyor?

24 saat ayakta kalmak bizler için de zor. Bu süre içinde hiçbir şeyi kaçırmamanız gerekir. Küçük bir nokta o kişinin hayatıyla ilgili çok önemli bir şeyi kaçırmanıza da sebep olabilir. Bu terapiye gelmeden önce mutlaka çok iyi uykunuzu alın diyoruz çünkü uyumak yok eğer kişi uyumak isterse bile aynı ortamda uyunuyor. Eşofmanlarımızı giyiyoruz rahat bir şekilde sohbetimizi yapıyoruz.

SİBEL ATEŞ YENGİN / Akşam Cumartesi
sibel.ates@aksam.com.tr

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri