ÖSYM tarafından düzenlenen son sınavda şifre tartışmaları abartıldı ve artık iyice baydı. Bu işe son verme zamanı çoktan geldi ve geçmekte… Bunun üzerinden dezenformasyon yapanlar, psikolojik karşı bir harekat yürütülüyorlar. Çok ayıp. Devrimci liseli gençlerin ÖSYM binalarının önünde kendilerini zincirlemeleri ve olayı büyütme çabaları onları provakasyonda kullanılan figüran durumuna düşürüyor…
Doğrular ve yanlışlar kimse tarafından saklanamaz. Mutlaka bir gün ortaya çıkarlar. Hepimiz bilerek yada bilmeyerek yaptığımız hataların bedelini çekeriz… Çekiyoruz da… Bu olay hakkında savcılığın yaptığı inceleme sonunda gerçekler ortaya çıkacaktır. Fakat hala bazılarının savcıların çıkaracağı sonuca dahi inanmamaya eğilimli olmaları bu konuda art niyetli olduklarını açıkça gösteriyor. Ne yaparsanız yapın ikna olmayacaklar elbette her olayda olduğu gibi burada da olacaktır…
Enteresan bir ülke olduk son yıllarda… Eleştiri kültürümüz negatif bir ilerleme göstererek epeyce mesafe aldı. Nasıl eleştireceğimizi bilmiyoruz. Karşıt görüşleri onlara saygılı olup eleştirerek değil, onları ağır şekilde suçlayarak, kırıp dökerek adeta saldırıyoruz. Toplumsal psikolojimiz yıpranmış bir görünüm arz ediyor. Birisi bir açıklama yapıyor ve sonrasında geri alıyor ama hepimiz inanmak istediğimiz şeye inanıyor ve ardından kitle psikolojisinin de etkisiyle koşuyoruz.
Bu süreçte olan gençlerimize oluyor… Bu travmanın etkisinden gençlerin kurtulmaları oldukça zor olacak… Kimsenin gençlerin geleceklerinden kuşku duymalarına neden olacak davranışlarda bulunmaya hakkı yoktur. Kafalarda oluşmuş şüpheler giderilmediği takdirde Tıp Fakültesini kazanan bir öğrenci bile durumundan memnun olmayacaktır. Zira öğrenci sınavda şüphe var ben belki daha iyi bir puanla daha iyi bir Tıp Fakültesi kazanacaktım diyebilecek. Yani bu tartışmalar kazananı da kaybettiriyor. Sonuçta kazanan da kaybeden de kaybetmiş oluyor…Bu ülkemiz için ağır bir bedeldir.
Acilen konunun Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden bir heyet tarafından incelenmesi ve kısa süre içinde açıklama yapılması gerekiyor. TÜBİTAK bu konuda görevlendirilebilir. ÖSYM Başkanının açıklamaları aslında aklı kemale ermiş ve olaya ön yargısız bakanlar tarafından yeterli gelmiştir. Buna rağmen Başkanın eleştirilecek çok yanı da vardır. Bu açıklamalar azımsanamayacak kadar geniş bir kitle tarafından yetersiz görülmüş ise bu olayın tarafsız bir heyetçe karara bağlanması gerekiyor.
Yoksa bu olayın sancısını uzun yıllar üzerimizden atamayız. Üstelik bu sancı sınava giren öğrenciler tarafından değil en azından beş-altı milyon insan tarafından çekilen bir sancıdır. Sonuca yönelik davranılarak seçimlerin arifesinde bu konunun malzeme olarak kullanılması engellenmelidir. Bir öneri: Gençlerimizin moral değerlerinin yükseltilmesi için bu sınavın genel başarıdaki % 40 lık payı daha aşağılara çekilebilir. Fakat diğer taraftan bu iyi niyetli yaklaşım olayı doğrular şekilde de değerlendirmelere neden olabilir. İki ucu kirli değnek misali.
Gençlerin psikolojisi ergenliğinde verdiği etkiyle zaten pamuk ipliğine bağlıdır. Aileler konu hakkında yıllardır pek çok masrafı göze almaktadırlar. Bu olay hakkında aileler içinde bile farklı görüşler çatışma halindedirler. Bu sınav Türk Toplumunu ikiye bölmüştür. Bu şifre saçmalığının hemen ve acilen çözülmeli gençlere yeni hedefler verilmeli ve tekrar ders başı yapmaları sağlanmalıdır. Bu konuda Ak Parti Hükümeti daha kararlı ve çözüm odaklı davranarak bu karmaşadan milyonlarca insanı kurtarıp rahata kavuşturmalıdır. Bekliyoruz efendim…