KAYGI BULAŞICIDIR
Kaygı ve endişenin genellikle adayların sınava gerçekçi olmayan anlamlar yüklemesinden kaynaklandığına değinen Canova şunları söyledi: Öğrencilerin çoğu sınavdan elde edilecek başarının başkaları gözündeki değerleri ile eşdeğer olduğunu, başkaları gözünde iyi bir insan olabilmek için başarılı olmaları gerektiğini düşünmektedir. Bu düşünceyle sınavı belirli değerleri elde etmek için aşılması gereken bir engel olarak görmeleri de kaygı yaşamalarına neden olabilmektedir. Yanı sıra aile ve yakın çevrenin yüksek başarı beklentisi de kaygı ve endişeyi artırıcı faktörlerdir. Aileler farkında olmadan kendi endişe ve hayallerini dolaylı olarak öğrenciye aktarırlar. Öğrenci, ailesi ve yakın çevresinin yüksek başarı beklentilerine ulaşmak için kendisine yüklenerek performans kaygısı yaşayabilmekte ve bunun sonucunda sınava karşı olumsuz tutumlar sergileyebilmektedir.
KENDİNİZİ BAŞKALARIYLA KIYASLAMAYIN
Adayların bazen geçmiş akademik başarısızlıklarını temel alarak gelecekteki akademik yaşamları hakkında gerçekçi olmayan çıkarımlarda bulunmalarının sakıncalı olduğunu belirten Canovaya göre, adayın kendisini ya da çevrenin adayı başkalarıyla kıyaslaması da kaygıyı artıran etkenlerden: Başkalarının performansı ile bireyin kendi performansını kıyaslamasının kaygı yaratmak dışında herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Öğrenci kendi yapabileceklerine odaklanmayıp, eksik olan taraflarını görmeye başlayabilir. Bireysel farklılıklara göre adayın kendi performansını temel alarak değerlendirmesi en doğrusudur.
BU ÖNERİLERE KULAK VERİN
Uzman Psikolojik Danışman Sevgül Canovanın kaygı ve stres kontrolü için LYSye girecek adaylara önerileri ise şunlar:
Sınav süresi kısıtlı olduğundan bilgilerin hızlı ve doğru bir şekilde belirtilen zamanda verilmesi istenmektedir. Süre kısıtlaması yüzünden sınav esnasında baskı hissedilmesi normaldir. Baskıdan uzaklaşmak için sınav anında soruların cevaplanmasından önce soruların iyice anlaşılması, üzerinde düşünülmesi için mutlaka zaman ayırmak önemlidir.
NTV