İki arada bir derde sıkışanlar diyorum ben onlara. Deli desen deli değil normal desen normal değil.
Bu bozukluk, genelde kadınlarda çok daha yaygın. Çok çabuk bağlanırlar. Ayrılma fikri ölüm gibi gelir, bunu önlemek için aklınıza gelebilecek bütün çılgınca şeyleri yapabilirler. Terk edilme korkulu rüyalarıdır. Kişi bunu hak etse de hak etmese de karşılarındaki kişiyi yüceltip başlarına taç ederler. Bütün ilişkilerinde aynı davranışı sergilerler. Onlar için ölesiye bağlanacakları biri her zaman vardır!
Antisosyallerde olduğu gibi anlık zevklerinin tatmin edilmesi gerekir. Bunun için her türlü riski göze alırlar.
Sınırda yaşarlar ve intihar eğilimleri yüksek olur
Duygu durumları sık değişir. Kendilerine acıdıkları bir anda gözyaşlarına boğulurken görebilirsiniz ama bu sizi yanıltmasın, çünkü birkaç dakika sonra, bu akşamki davette ne giysem diye dolaplarını karıştırırken bulabilirsiniz.
Kendilerine maddi manevi zararlar verebilirler mazoşist bir yapıları vardır. İntihar girişimleri yaygındır. Genelde, terk edilme tehdidiyle karşı karşıya oldukları durumlarda kendilerine zarar verici davranışlar sergilerler.
Yüzeysel Algılar
Narsisimde görüldüğü gibi insani ilişkileri genelde yüzeyseldir. “Seviyorum” kelimesini onlara terk edilme korkuları kullandırır.
Kendi yakınlıklarına ve ilgilerine karşılık bulamadıklarında ise kişiyi yerden yere vururlar. Bir kere sinirlenmeye görsünler, ortalığı ateşe verirler öfkelerini kontrol etmeleri çok zordur. Mantıklı davranamazlar.
Hedefe kilitlenen torpiller
En korkutucu özellikleri ise, bütün enerjilerini kafalarına koyduklarını, her ne pahasına olursa olsun, ne kadar zaman ve uğraş gerektirirse gerektirsin eninde sonunda başarmalarıdır. Bu tutkularını mesleki hayatlarında gösteremezler. Tutarsızdırlar. Fakat bir terk edilmenin ardından yaşadıkları yoğun hayal kırıklığı, onları ateşlemeye yeter. Ardından, intikam er ya da geç alınır. Korkutucudur çünkü hayır ı cevap olarak kabul etmedikleri için sonu ölümle sonuçlanan hesaplaşmalar yaşanabilir.
Anneler çocuklarınıza sevgiyle dokunun
Bu çekilmez hayata sebep olan şey ise, çocukluk döneminde, özellikle annenin ilgisizliği ve fiziksel olarak çocuğun yanında olmaması gelir. Bunun yanında fiziksel cinsel ya da psikolojik istismara uğrayan çocuklar bu kişilik bozukluğu için biçilmiş kaftandır. Tedavisi, gerçekten zor ve uğraş gerektiren bir problemdir. Yıllar sürebilen yoğun psikoterapi seanslarının ardından kişinin kökleşmiş davranış kalıpları ve hayata bakış açısı değiştirilmeye çalışılır. Tedavi ekip çalışması gerektirir. Başarılı olabilmesi için aile bireylerinin de yoğun destek ve yardımı gerekir.