Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Yeterlikleri ve Psikolojik Danışman Eğitimindeki Yeri

Bu çalışmada kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterlikleri ve bu yeterliklerin Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’deki psikolojik danışman eğitimindeki yeri incelenmiştir.

Bu çalışmada kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterlikleri ve bu yeterliklerin Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’deki psikolojik danışman eğitimindeki yeri incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak kültür ve psikolojik danışma, daha sonra kültüre duyarlı psikolojik danışmanın tarihçesi ve kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterliklerinin ortaya çıkışı çok kültürlülük ve var olan çağdaş psikolojik danışma kuramlarının evrenselliği ile ele alınmıştır. Daha sonra kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterlikleri üzerinde durulmuş ve son olarak kültüre duyarlı psikolojik danışma’nın Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’deki psikolojik danışman eğitimindeki yeri irdelenmiştir.


İnsan hakları, çok kültürlülük, çeşitlilik (dil, din, yaş, cinsel tercihler, etnik köken), kültürel duyarlılık ve hızla kendini yenileyen teknolojik gelişim gibi faktörlerin etkisi ile yeni bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır. Buna paralel olarak, psikoloji ve psikolojik danışmada birey odaklı terapi yaklaşımları, nicel ölçme yöntemleri, bilinçli insan davranışları, nesnel gerçeklik gibi kavramlar yerini giderek sosyal ve kültürel değişmeye duyarlı terapi yaklaşımlarına, nitel yöntemlere, insan deneyimlerindeki örtük kalmış yönlerin keşfedilmesini amaçlayan yaklaşımlara ve öznel gerçekliğe bırakmıştır (Karaırmak ve Aydın, 2007). Yirmi birinci yüzyılın psikolojik danışmanlarının farklı kültürlere mensup bireylerle çalışırken daha duyarlı olma gerekliliği ortaya çıkmıştır. Etkili psikolojik danışma, psikolojik danışmanların kültürel olarak farklı popülasyonlarla ilgili kavramları anlamalarını ve danışanları kendi kültürel bağlamları içinde anlamaya çalışmalarını gerektirmektedir (Doğan, 2005). Psikolojik danışmanların sahip olması beklenen kültüre duyarlı psikolojik danışma yeterliklerine geçmeden önce kültürün tanımı ve psikolojik danışma Msürecindeki rolünü irdelemek gerekmektedir.

KÜLTÜR VE PSİKOLOJİK DANIŞMA

Kültürün çeşitli tanımları olmakla birlikte kültür için “geleneksel fikirler ve bunlara bağlı değerler”, “öğrenilmiş davranışların bir bütün olarak nesilden nesile aktarılması”, “paylaşılan semboller ve anlamlar”, “bir grubun davranışlarında önceden tahmin edilebilir ve belirli farklılıklara yol açan deneyimler” ve “davranışları bir sisteme oturtan fikir, uygulama, norm ve anlamlar bütünü” gibi tanımlar ileri sürülmüştür (Kağıtçıbaşı, 2000, s. 36, 37) Mosterjin’e (1992; akt. Vontress, 2002) göre kültür bir ırmak gibi çeşitli kaynaklardan beslenir. Bu kaynaklar: a) biyoloji ve içgüdüler, ihtiyaçlar, b) ekoloji, c) ulus olma, d) bölgesel farklılıklar ve e) etnik kökendir. Biyoloji ve

içgüdüler, ihtiyaçlar: Doğanın bir parçası olarak insan, doğa ile ritim içinde yaşamak ve davranışlarını da gece ve gündüze, mevsimlere, doğanın kanunu olan doğuma, büyümeye ve yok olmaya adapte etmek zorundadır. Ekoloji: İnsan, yaşamını dağlık alan, ova, ormanlık alan ve deniz kenarı gibi çeşitli ekolojik ortamlara ayak uydurarak geçirir. Dağlık alanda yaşayan bireylerin yaşam tarzları ile deniz kenarında yaşayan insanların yaşam tarzları arasında farklılıklar olduğu bilinen bir olgudur. Ulus olma: Her ulusa özgü bir kültürden söz etmek mümkündür. Her ülkenin dili, inanç sistemi, değerleri, devlet sistemi, kıyafeti, iletişim tarzı ve çeşitli davranış biçimleri vardır. Bunlar bireyleri diğer uluslarda yaşayan bireylerden ayırır. Bir ulus olma kültürün önemli bir kaynağıdır.

Bölgesel farklılıklar: Bir ülkenin bölgesel farklılıkları da ulusal kültürü etkiler. Örneğin, Ege Bölgesi ile Karadeniz Bölgesindeki bireylerin giyim, yemek, iletişim ve davranış biçimlerindeki farklılıklar Türk kültürünün çeşitliğini sağlar. Etnik köken: Bireylerin etnik kökenleri de kültürün önemli kaynaklarındandır. Bireyler içinde doğup büyüdükleri etnik çevrenin değerleri, inanç sistemleri, iletişim tarzları ve dilleri ile de belli bir kültür içinde yoğrulurlar. Tanımdan da anlaşıldığı gibi kültür dendiğinde bireyin içinde yaşadığı coğrafi bölgenin ve ekolojik ortamın getirdiği farklılıkları, etnik kökeni ve içinde yaşadığı ulusun özelliklerini kapsayan bir bütünden söz etmek gerekmektedir.

Kağıtçıbaşı’na (2000) göre insan gelişimi her zaman kültürün içinde gerçekleşir ve hiçbir insan bulunduğu kültürden bağımsız davranamaz. Pedersen ve Ivey’e (1993) göre de her birey binlerce kültüre aittir ve her türlü bilgi, konuşulan dil, davranışlar, kurallar, diğer insanları anlama tarzları yaşanılan kültürde öğrenilir. Kültür, diğer insanları anlamak için varsayımlardan oluşan bir bakış açısı sunar ve çoğu zaman bireyler davranışlarının arkasındaki varsayımları fark etmez; bu nedenle de davranışlar, kültürel olarak değil normal veya anormal olarak tanımlanır. Benzer şekilde

Kağıtçıbaşı (2000) kültürel ortamın, gözlemlenen davranışlara ve bunların nedensel bağlantılarına, bu davranışların altında yatan dinamikleri ortaya çıkartabilecek değerli anlamlar yüklediğini, bu nedenle aynı davranışın farklı ortamlarda farklı anlamlar ifade edebildiğini belirtmiştir. Dolayısıyla, insan davranışını anlamlandırmak için bireyin içinde yaşadığı kültürü göz önünde bulundurmak gereklidir. İnsan ile ilgilenen bilim dallarından biri olan psikolojik danışmada da danışanı kültüründen bağımsız ele almak mümkün değildir. Psikolojik danışma sürecinde psikolojik danışman ve danışanın yanı sıra psikolojik danışman’ın ve danışanın kültürel geçmişleri de psikolojik danışma sürecinin önemli birer öğeleridir. Psikolojik danışma uygulamalarında danışanın probleminin tanımlanmasında, amaçların belirlenmesinde, müdahale yöntemlerinin seçilip uygulanmasında ve danışan psikolojik danışman ilişkisinde kültürün önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Corey (2001), psikolojik danışmanların kendi kültürel geçmişlerini de psikolojik danışma sürecine taşıdıklarını, bu nedenle kendi kültürel özelliklerinin psikolojik danışma sürecine olası etkilerinin farkında olmaları gerektiğini ve aynı zamanda danışanın kültürel geçmişini göz ardı etmemeleri gerektiğini vurgulamaktadır.

Makalenin Devamı İçin TIKLAYINIZ

Makaleler Haberleri