"Küçük Şeyler" Tiyatro Sahnesine Taşındı

Prof. Dr. Üstün Dökmen, TRT için hazırladığı “Küçük şeyler” programını tiyatro sahnesine de taşıdı.

Röportaj Gülbahar KARAKUŞ / Hürriyet


Prof. Dr. Üstün Dökmen, TRT için hazırladığı “Küçük şeyler” programını tiyatro sahnesine de taşıdı. Tiyatro Yeniden’le ortak bir çalışmaya imza atan Dökmen, günlük yaşamdaki gözlemlerini akademik bilgisiyle birleştirerek yarattığı skeçlerle izleyici karşısında...

Avrupa turnesinden yeni dönmüşsünüz...

- Evet. Daha önce konferans için giderdim, bu kez gösterimle izleyici karşısına çıktım. Çok da güzel ilgi vardı.  

Nereleri dolaştınız?  

- Hollanda’da birkaç şehir, Belçika ve Almanya...

“Küçük şeyler”i tiyatro sahnesine taşıma fikri nereden çıktı?

- O programa TRT’de tam sekiz yıl devam ettim. ızlenme oranı gayet iyiydi. “Küçük şeyler” 30 dakika kadar sürüyordu. Hem psikoloji ve insan ilişkileriyle ilgili bilgi veriyordum hem de aralarda üçer dakikalık skeçler yer alıyordu. ınsanlar bu skeçleri sahnede izlemek istedi. Sonunda fırsat oldu, Tiyatro Yeniden’le birlikte “Küçük şeyler”i sahneye taşıdık.

Genelde gündelik yaşamdan gözlemlerinizi aktarıyor, bunları psikoloji bilginizle harmanlıyorsunuz; üstelik de son derece eğlenceli bir dille... Bu noktada sanırım diğer meslektaşlarınızdan farklılaşıyorsunuz.

- Benimkisi durup dururken fıkra anlatmak değil; konuyu komik hale getirmek, konuya ilişkin mizahi bir eleştiri yapmak. Dersi de televizyondaki “Küçük şeyler” gibi anlatıyorum ben. Öğrenciler bazı derslere girmek istemez, devamsızlık hakkını kullanır ya, benim öğrencilerimin devamlılığı gayet iyidir. Hatta başka bölümlerden gelen öğrenciler bile olur, bu da beni mutlu ediyor. Anne-baba çatışmasıyla, kardeş kıskançlığıyla ilgili bir örnek veriyorum mesela, gülüyorlar, ama aynı zamanda işine yarayan bir bilgi de almış oluyorlar. Çok komik şeyler de anlatmıyorum aslında, yaşamın içinden şeyler hepsi.

AMACIM REYTİNG ALMAK DEĞİL

Gösteriniz hangi türe giriyor? Stand-up değil, tek kişilik oyun değil...

- Bu yaptığım, yeni bir şey. Tam tiyatro da değil, konferans da... ıçinde küçük skeçler olan bir konferans gibi. Bir de benim anlatacaklarım belli olmaz. Elimde notlarım vardır ama akış doğaçlama gelişir.

Gösteri interaktif mi? ızleyiciyi de katıyor musunuz?

- Zaman zaman...

Gösteri sonunda yanınıza gelip derdini anlatmaya kalkan oldu mu hiç?

- O orada olmaz. Bazı mahrem şeyler vardır, herkesin içinde anlatılmaz, biz böyle bir şeye izin vermeyiz. Eğer benimle görüşmek isterlerse, ofisime gelebilirler. Bir keresinde bir izleyicim adını verdi, çocuğunun ciddi bir rahatsızlığını anlatmaya başladı. O olmaz. Çocuk istiyor mu bakalım, arkadaşları duyacak... Benim amacım reyting almak değil.

Avrupa turnesi bitti, peki Türkiye’yi ne zaman dolaşacaksınız?

- 23 Mart (bugün) Bursa Tayyare Kültür Merkezi’ndeyiz. 24 Mart’ta BKM’de olacağız. Ardından da Karadeniz turnesine çıkıyoruz.

ASTROLOJİ TARİHİNEN BOŞ MASALIDIR

Eşiniz de sizin gibi psikolog. Çocuklarınıza çok müdahale ediyor musunuz?

- Eşim, sosyal psikoloji profesörü, ben psikolojik danışmanlık ve rehberlik... Ama bir inşaat mühendisi düşünün, misafirliğe gidince hemen kolonlara bakmaz ki, önce ev halkına “merhaba” der. Biz de hemen insanların psikolojik yapılarına bakmayız, en azından bakmamaya çalışırız. Çocuklarımıza müdahalemiz de yoktur.

Son dönem televizyon programlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? İnsanlar çıkıp en özel duygularını anlatıyorlar...

- Ben bir keresinde bir televizyon programına katıldım. Canlı yayındı. Telefon bağlantısı yapıldı, karşı taraf daha ilk saniyede “Kocam beni dövüyor” diye ağlamaya başladı. Böyle bir şeye uzman psikolog ya da psikiyatrist izin vermez ama bazı programlarda izin veriliyor, bu çok yanlış. Hemen izleyici de ağlamaya başlıyor tabii, böylece reyting artıyor. Ben sözü hemen kestim, çünkü mesleğimin etik ilkelerine uygun değildi. Bir de astroloji programları var. Burcunuzu ve doğum tarihinizi soruyor, bundan yola çıkıp bir yıl içinde başına ne geleceğini söylüyor. “Yok sen kocandan ayrıl” diyor. Burç diye bir şey yoktur. Astroloji, tarihin en boş masallarından biridir. “2011’de Yay kadınları evlenecek” diyor mesela, e yarısı evli zaten!

MART AYI GÖSTERİ PROGRAMI

23 Mart’ta Bursa Tayyare Kültür Merkezi
24 Mart’ta Beşiktaş Kültür Merkezi
28 Mart’ta Ereğli Atatürk Kültür Merkezi
29 Mart’ta Zonguldak
30 Mart’ta Karabük Yenişehir Kültür Merkezi
31 Mart’ta Kastamonu Halk Eğitim Merkezi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri