AA - Ankara Üniversitesi Psikiyatrik Kriz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Işık Sayıl, merkezlerine en çok gençler ve kadınların başvurduğunu belirterek, "Türkiye'de ruh sağlığını tehdit eden en büyük sorun, gençlerdeki sınav kaygısı ile aile içi şiddet" dedi.
Prof. Dr. Sayıl, Türkiye'deki gençlerin risk altında olduğunu söyledi. Eğitim sisteminin, gençlerin ruh sağlığını öne çıkaran bir modele oturtulamadığını ifade eden Sayıl, "Sınav ve sınavda performans kaygısı ile anne babaların beklentileri, çocuğun ruh sağlığını bozuyor. Dolayısıyla çocuklar, çocukluklarının gereğini yaşayamıyorlar" dedi.
Gençlerde çok büyük bir enerji olduğuna işaret eden Sayıl, bu enerjinin doğru yolda yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sayıl, televizyon kanallarının da bu konuda duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak, "Diziler, gençleri yönlendiriyor. Televizyonlar bilgilendirici, eğitici programlar yapmıyor. Halbuki televizyonlar aracılığıyla topluma pek çok bilgi verilebilir. Buralarda toplumsal sorunlara yönlendirilecek mesajlar yer almalı" diye konuştu.
"AİLE İÇİ ŞİDDET KADINA ÇARESİZLİK YÜKLÜYOR"
Kriz merkezine çoğunlukla gençler ve kadınların başvurduğunu anlatan Sayıl, kadınların aile içi şiddet, gençlerin ise sınav kaygısı ve ebeveynleriyle olan sorunları nedeniyle başvuruda bulunduğunu söyledi.
Sayıl, aile içi şiddetin kadınların kendilerine olan saygılarını yitirmelerine neden olduğunu ifade ederek, şiddetin, kadına çaresizlik yüklediğini, her şeye rağmen kendisine şiddet uygulayan eşiyle birlikte yaşamasının, kadını depresyona ittiğini anlattı.
KORUYUCU RUH SAĞLIĞI HİZMETİ
Kriz Merkezi'nde günlük yaşamın zorlayıcı koşullarıyla baş etmede güçlük çekenlere yardım ettiklerini kaydeden Sayıl, merkezde "sağlıklı insanlarla hasta insanlar arasında kalan gruba" bakıldığını söyledi.
İnsanların yaşadığı sorunlarla baş edemediklerinde kendilerine başvurduklarını belirten Sayıl, zaman zaman pek çok insanın böyle bir dönemden geçtiğini ifade etti. Sayıl, bu dönemlerde kişinin kendisini bir tünelin içinde hissettiğini belirterek, "Bu süreçte kişi kendisine bir çıkış noktası bulamıyor. Hasta olmaya aday konuma gelebiliyor. Biz de psikososyal alanda destekleyicilerle tünelin içinden çıkmalarına yardımcı oluyoruz. Kişiyi alternatif çözümlere yönlendiriyoruz" diye konuştu.
Kriz durumlarında ortaya çıkabilecek intiharlara da müdahale ettiklerini anlatan Sayıl, merkezde koruyucu ruh sağlığı hizmeti verdiklerini söyledi. Sayıl, merkezde hasta olmaya aday kişilere de müdahale ettiklerini belirterek, bu nedenle de Türkiye için çok alışıldık bir merkez olmadıklarını kaydetti.
Aile terapisti, psikiyatrist, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının görev aldığı merkezdeki görüşmelerin tamamen gizlilik ilkesi çerçevesinde yapıldığını anlatan Sayıl, merkeze gelemeyenlerin telefon ya da e-mail aracılığıyla da başvurabildiklerini ifade etti.
Sayıl, merkez tarafından İbn-i Sina Hastanesi Acil Servisinde 1994 yılında oluşturulan "Kriz Odası"nın çalışmalarının devam ettiğini, burada hastanın ruh sağlığını korumaya yönelik bir tedavi düzenlediklerini söyledi. Sayıl, Kriz Odası'nın intihar teşebbüsünde bulunmuş kişinin gelecekte daha sağlıklı bir yaşam sürmesi ve intihar girişimlerinin tekrar riskini önleme açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu odalar Türkiye genelindeki tüm acil servislerde kurulmalı" dedi.