Azı karar çoğu zarar bu duygunun. Hele bir de takıntı boyutuna gelmeye başladığında iş çığırından çıkmaya başlamış demektir. Aklıma bile gelmeyecek şeyler olmaya başladı son günlerde. Karşılıklı farklı beklentilere cevap veren bir dostluk ilişkim vardı onunla. Fakat olması gerekenden biraz farklıydı kabul etmeliyim.
Zorla güzellik olmaz
Eskisi kadar sık olmasa da yine de arada bir görüşüyorduk. Bana kalsaydı onu her gün görmek istiyordum, ama o beni istemiyordu. Kendince haklı sebepleri vardı. Ne yapabilirim zorla güzellik olmuyor işte. Yavaş yavaş onun istediği sona doğru kürek çekmeye başladı “ilişkimiz”. İlişkinin bir açılımı yok maalesef. Bunu sizin doldurmanızı istiyorum sevgili psikologum. Benden gün be gün uzaklaşan “dostum, arkadaşım, aşkım”, tercihini kabullenmemi pek beğenmemiş olacak ki hiç beklenmedik tavırlar sergilemeye başladı. Kendisinden duymak için uzun zaman beklediğim kelimeleri ardı ardına sıralamaya başladı o gece.
Aşk mı? Takıntı mı? İlgisizliğin soğuk nefesi mi? Yoksa kıskançlık mı?
Belki de hiçbiri değil belki de hepsi, yine bana oynadığı küçük oyunlarından biri de olabilir. Her neyse, artık tamamen farklı bir kişi duruyordu karşımda, ama hakkını yememem lazım bana hiçbir zaman yalan söylemedi. Hep dürüst oldu. Beni kırmadan incitmeden ve üzmeden kabul ettirdi uzaklaşma isteğini. Sebep her ne olursa olsun, beni yeniden yolumdan döndürmeye çalışmamalıydı, artık geri dönüşü yok.
Geçmiş artık yok...
Yukarıdaki olayda yaşandığı gibi, geçmiş bazen gerçekten de geçmişte kalmalı. Hayatımıza soktuğumuz insanlar kendi istekleriyle hayatımızdan çıkmak istiyorlarsa, her ne kadar biz istemesek de verilen kararlara saygı duymalı ve kabullenmeliyiz, ne de olsa her şey bir sebep doğrultusunda yönleniyor. Onları, zihinsel olarak bulundukları yerden farklı bir yere taşıyarak yani etiketlerini değiştirerek, hayatımıza dâhil edebiliriz. Böyle de hem onların istediği olmuş olur hem de sizin.
İçi geçmiş meyvelerden komposto yapmak gibi bir şey bu. Neticede aynı meyveden farklı tatlar almak da lezzetli olabilir.