Kişilik oluşum süreci devam ederken toplumun(çevre) ne derece etkili bir faktör olduğu hep tartışılagelen bir durumdur.
Kiişlik,her insanı diğerinden ayıran duygu,davranış,düşünce örüntüleridir.Bu örüntüler oluşurken çevrenin etkili olduğunu savunanlar kadar(çevre derken toplumsal baskı), çevrenin her ne kadar güçlü olursa olsun eğer bireyin farkındalığı ve bilinçlilik durumu maksimum seviyede ise kişiliğinin etkilenmeyeceği düşüncesinde.
Bence duruma şu gözle bakmak lazım. Varsayalım ki doğumu,yaşamı,öğrenimi herhangi bir metropol şehrinde süregelmiş bir bayan öğretmen adayının ataması küçük bir köye yapılmış olsun.Bu öğretmen adayının da biliçlilik ve farkındalık durumu kendine veya çevresine göer maksimum derecede olsun.Bu öğretmen adayı göreve başlamak için o köye gittiğinde,metropol şehrindeki yaşam tarzını,giyim tarzını vs. devam ettirmeye,kendi doğruları doğrultusunda taviz vermeden devam ettirsin.Kırsal kesimin bazı bölgelerinde bayanlar için kısa kol giyerken çeşitli söylentiler çıkabiliyorken kendi düşüncesini ne kadar devam ettirebilir?Ben o köyün halkının kendi aralarında ki konuşmalarını duyar gibiyim :
"Ya şu öğretmene bak!Çocuklara kötü örnek olacak.Bu öğertmen varken ben çocuğumu okula falan göndermem!"
Böyle bir durum söz konusuyken artık öğertmenin çevreden etkilenip uzun kollu giyme zamanı gelmiştir.
Farkınadlığı ne kadar yüksek olursa olsun bir toplumu ardından sürükleyebilecek bir öğretmen veya öğretmen adayı düşünemiyorum ben!Baş öğretmen M.Kemal ATATÜRK hariç...
Uzun lafın kısası çoğu psikologun da söylemlerinde buluştuğu nokta :
İnsanların ve kişiliklerinin kültürel bir bağlamda var oldukları bilinmelidir...
Kişilik ve Toplum
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.