Akparti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR ve AK Parti Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Cevdet Erdöl Türkiye Büyük Millet Meclisine 18 Mart 2011 tarihinde 441 sayılı yasa teklifi sundu. Yasa teklifinin genel amacı ihtiyaç olduğu halde kanuni tanzimi bulunmayan sağlık mesleklerinin yeniden düzenlenmesidir. Bu yasa teklifi, bitkisel ilaç ve tedavilerden fizik tedaviye, tıbbi müdahalelerden psikoterapi hizmetine kadar geniş bir alanda mesleki tanımlamaları ve bu mesleklerin yasal unvanlarını netleştirmeyi esas alıyor. Yasa teklifi genel sağlık hizmetleri bağlamında geniş bir yelpazede hazırlandığı için teklifin tümünü değerlendirmek yerine, bu yasa teklifinin ruh sağlığı hizmetlerine ne tür yenilikler getireceğini değerlendirmeye çalışacağız.
Bilindiği üzere Aralık ayının ortalarında terapi merkezlerinin kapatılması girişimi medyada ve bakanlık nezdinde geniş yankı buldu. Bunun üzerine ruh sağlığı hizmetlerinin yeniden yapılandırılması girişimlerinin başlatılacağı ifade edildi. Aralık ayında ruh sağlığı yasasıyla ilgili çalışmaların 2 ay içinde tamamlanabileceği yönünde açıklamalar yapılmasına rağmen bu alanda faaliyet gösterenler 2 ay içinde yasanın çıkamayacağı konusunda hemfikirdi. Çünkü Türkiye’de psikoloji yasası yok. Temeli olmayan bir yasayı iki ay içinde çıkartmak oldukça zordur. Ayrıca ruh sağlığı hizmetlerinin sınırları ve faaliyet alanları konusunda psikiyatr - psikolog, psikolog - psikolojik danışman tartışması olanak bulduğu her yerde su yüzüne çıkıyordu. Dernekler yasal zemini olmayan sınırlar çizerek heva ve heveslerine göre sorumluk alanları oluşturmuştu. Buda yasanın çok kolay çıkamayacağı düşüncesini haklı çıkartıyordu.
Konuyu fazla dağıtmadan son yasa teklifinin ne getirdiğine bakalım.
KLİNİK PSİKOLOG KİMDİR?
9. Maddenin Ek 13 maddesinde klinik psikolog tanımı yapılmakta. Klinik psikolog unvanında psikoloji ve psikolojik danışmanlık lisans mezuniyeti şartı esas alınıyor. Lisans mezuniyeti üzerine sağlık alanında ve klinik ortamlarda klinik psikoloji yüksek lisans veya klinik psikoloji yüksek lisansı üzerine psikoloji doktorası yapan kişiler bu unvanı kullanabilir ve aynı zamanda klinik psikolog unvanı taşıyanlar sağlık meslek mensubu olarak kabul edilmektedir.
Yasa teklifinin ek 13 maddesinde daha önce yasal karşılığı olmayan “klinik psikolog” unvanının resmiyet kazanması oldukça önemlidir. Bununla beraber genel çerçevenin çizilmesi de tartışmalar için daha sağlıklı bir zemin sunmuş olacak. Madde Ek 13’te psikologlarla beraber psikolojik danışmanların klinik alanda unvan edinmelerinin yolu açılmış oluyor. Bu durum, Türkiye psikologlar Derneğinin hoşuna gitmese de psikolojik danışmanlık mezunlarının mesleki konumlarını netleştiren bir değişikliktir. Teklif yasalaşırsa PDR mezunu bir kişi Milli Eğitim Bakanlığı mensubu olabileceği gibi Sağlık Bakanlığı mensubu olarak ta çalışabilir. Bu yasa teklifiyle Psikoloji ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunları arasında ki yeterlilik hiyerarşisi tartışmaları son bulmuş olacak.
Bununla beraber yasa teklifinin ilk cümlesindeki çerçeve iki şekilde yorumlanabilir. Birinci yorumda; psikoloji ve psikolojik danışmanlık lisans programları mezunlarının klinik psikolog ünvanı edinmeleri yüksek lisans koşuluna, bu alan dışındaki bölüm mezunlarının (hukuk, iktisat, ekonomi, tıp... vb) klinik psikolog olmaları ise klinik psikoloji yüksek lisans + klinik psikoloji doktora mezuniyeti koşuluna bağlanmış.
İkinci yorumda ise;alan dışı mezunlarına klinik psikolog olma yolunun kapandığı şeklinde bir yorum çıkartmak mümkün. Çünkü yasa teklifinin klinik psikolog olma çerçevesini çizen ilk cümlesinde "Psikoloji ve Psikolojik Danışmanlık lisans mezuniyeti üzerine "klinik ortamlarda" yüksek lisans yapma koşulu, eğer klinik psikoloji yüksek lisansının yapıldığı üniversitede "klinik ortam" yoksa klinik psikoloji doktorası şartı esas alınmakta. Daha net bir ifadeyle Psikoloji veya Psikolojik Danışmanlık mezunu bir kişi klinik psikoloji yüksek lisansını klinik bir ortamda yapıyorsa, klinik psikolog ünvanı alabilir. Ama klinik psikoloji yüksek lisansını yaptığı yer klinik bir ortam değilse, doktora şartı aranmaktadır. Eğer yasa teklifinin klinik psikolojiyle ilgili ilk maddesindeki çerçeve bu yorumu esas alıyorsa klinik psikolog ünvanı alan dışındakilere kapatılmış olacak. Yani, iktisat, hukuk, işletme, tıp, edebiyat yada farklı bir alandaki kişi klinik psikolog olamayacak.
Madde Ek 13 teklifinde bir başka önemli nokta ise klinik psikologların faaliyet alanları. Söz konusu yasa teklifi ile klinik psikologlar, uluslararası teşhis ve sınıflama sisteminde hastalık olarak tanımlanmayan ve Sağlık Bakanlığı’nın da uygun gördüğü durumlarda psikoterapi işlemleri yapabileceği ifade ediliyor. Ayrıca Hastalık durumlarında ise ilgili uzman hekimin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirebileceği belirtiliyor. Yasa değişikliği teklifi bu haliyle meclisten geçerse bundan böyle Klinik psikologların destek sundukları kişilere “Hasta” demelerinin önü kesiliyor. Bu yasa değişikliğinde Ruh sağlığıyla ilgili tanılama ve teşhis işlemlerinde ilgili uzman hekimler tam yetkili kılınıyor. Daha açık bir ifadeyle psikiyatri yada nöroloji hekimi tarafından teşhis edilmemiş bir kişiye “Depresif, obsesif, psikotik vb… “ tanılama işlemlerini klinik psikologlar yapamayacak.
EĞİTİMİNİ BELGELEYEN TIBBI UYGULAMALARDA YER ALABİLECEK
Yasa teklifinde bir başka önemli husus ta uluslararası ve ulusal kurumlar nezdinde geçerliliği olan sertifikaların geçerliliği konusu. Psikolog ve psikolojik danışmanlar almış oldukları eğitimleri belgelendirmek koşuluyla tıbbi uygulamada görev alabilirler. Yasa bu haliyle meclisten geçerse geçerli sertifikalar tartışması başlar. Terapi merkezlerinde katılım belgesi olarak verilen belgelerin geçerliliği bir defa daha tartışılacak ve -ama bu defa yasal çerçevede- değerlendirilecek.
YASA DEĞİŞİKLİĞİ PSİKOLOJİ MESLEK YASASI DEĞİL
Bu yasa değişikliği teklifi psikoloji mezunlarının sorunlarını çözmek için genel bir çerçeve oluşturmaktan ziyade, klinik ortamlarda yada sağlık bakanlığı bünyesinde çalışmak isteyenlerin ünvan ve çalışma esaslarını belirlemeye yönelik bir tekliftir. Bu teklifin yasalaşması sonrasında klinik ortamlarda çalışanların pozisyonları ve çalışma koşulları kısmende olsa yasal çerçeve kavuşurken, psikolojinin diğer alt alanlarında yaşanan "yasasızlık" sorunu devam edecek. Çünkü klinik psikoloji ruh bilimin sadece bir ayağını oluşturur. Klinik psikoloji dışında aile terapisi, sosyal psikolog, çocuk ergen psikologları, adli psikologlar, eğitim psikologları, psikometri alanında çalışan uzmanlar...vb meslek yasası olmadan yoluna devam edecek.
Yasa değişikliği teklifinde aile terapisi yada aile danışmanlığı konusunda çalışmak isteyenlerle ilgili herahangi bir yasal düzenlemeden bahs edilmiyor. Muhtemelen aile terapisi alanında çalışmak isteyenlerin ( Halen Bakanlığını Aliye Kavaf'ın yaptığı) Devlet Bakanlığına bağlı bir birim yada müdürlük altında faaliyet gösterebilecekleri öngörülmektedir. Aile danışmanlığı yada aile terapisi alanında faliyet gösterenlerin bu ilgili bakanlık bünyesinde istihdam edilecekleri tahmin ediliyor. Ancak bu konuda yasa değişikliğine yansıyan bir durum değişikliği şimdilik yok.
Yine yasa değişikliği bu haliyle TBMM’de kabul edilirse, ruh sağlığı hizmetlerinin yasal düzenlenmesiyle ilgili yönetmelikler çıkacak. Bu yasa değişikliği teklifi bu haliyle bile kabul edildiğinde, ruh sağlığı hizmetlerinin sorunlarını çözmede yetersizde olsa, içinde tartışmalar da barındırsa, birilerini mutlu birilerini mutsuz etmişte olsa yasal bir zemine kavuşacağı için nihayetinde kazanan psikoloji yada ruh sağlığı hizmetleri-nin bir boyutu- olacak. Bu değişikliğin en büyük katkısı "Psikoloji Meslek Yasası"nın çıkabileceğine dair umutları yeniden yeşertmesidir.