“Onunla anne kız olmak istemiştim. Ama o beni bir türlü kabul edemedi. Onu mutlu etmem mümkün değil gibi görünüyor. Onu mutlu etmek için kendimden vazgeçemem.”
Özellikle eşi olmayan veya eşi tarafından mutlu edilmeyen erkek anneleri, kocalarından beklentilerini oğullarına yönlendirebilirler. Ayrıca kocalarına veremedikleri sevgiyi de oğullarına verebilirler. Bu durumda oğullarının evlenmesi demek, kendi kraliçeliklerinin son bulacağı anlamına gelir ki, bu ciddi bir endişe yaratır. Yalnız ve erkeksiz kalma fikri çok korkunç gelebilir. Özellikle kendi kayınvalidelerine hizmet etmiş ve onları istemeden de olsa, eşiyle arasındaki ilişkiye bir şekilde katmış olanlar, gelinlerinden daha çok beklenti içine girerler.
Gelinin kendini korumaya çalışması, bunun için soğuk davranması kayınvalidenin kaygısını ve paniğini iyice artırır. Bu kapris yapmasına da yol açabilir.
Bazen bu kaprisler oğlunun evliliğinin tükenmesine sebep olabilir. Ancak kayınvalide bu durumda bir yandan üzülürken, diğer yandan savaşı kazanmanın zaferini hisseder.
Kapris diye tanımladığımız durum, kişinin çok geçerli bir nedeni bulunmadığı halde, kendi istediğinin yapılmasını beklemesi ve olmadığı takdirde mutsuz olması durumudur.
Erkek annesinin çok geçerli nedenleri olsa da, evlilik daha geçerli bir kurum olduğu için, istekleri tam olarak da kabul görmeyebilir.
Özellikle bizim gibi geçiş toplumlarında, kaynana- gelin ilişkisi gerçekten karışık olabilmektedir. Evlenip kaynanasının, çocuklarının ve kocasının hizmetini yapmış, yemek ve temizlik işlerini tamamen kadın görevi olarak benimsemiş ve üstelik bir de bunları dışarıda bir işte de çalışarak yapmış bir kadın düşünelim. Bu kadın, kocasından da yeterli desteği ve takdiri almamış ama fedakarca, ona verilen tüm görevleri yerine getirmiş olsun. Ayrıca kocasından izinsiz dışarıya çıkmayı bile düşünememiş bir kadın… Bu kadının bir oğlu olduğunda ona önem verilme süreci başlıyor. Kadın, hayatında ilk defa değerli oluyor. Oğlu büyürken gözünün içine bakılıyor. O, onunla anlam buluyor. Bir yandan pek çok annenin istediği gibi, oğlu mutlu bir evlilik yapsın, aile kursun istiyor. Diğer yandan bunun gerçekleşmesinden için için korkuyor. Oğlu için hayattaki en önemli kadın olmayı istiyor, itiraf etmese de istiyor.
Bu durumda, oğlunun evlenmeyi isteyeceği bir kızdan hoşlanmasını, ona iyi davranmasını beklemek pek akıllıca olmayacaktır. Böyle bir annenin oğluyla evlenmeyi düşünen bir kızın, gerçekten çok akıllıca, şefkatli, anlayışlı davranması gerekmektedir.
Gelin adayı, bu durumda, eğer bu aileye kolayca kabul edileceğini düşünürse, hata eder. Kocasını tamamen yanına çekmeye çalışırsa, kaybeder. Sevilmek uğruna sürekli boyun eğerse, değersizleşir.
Gelin adayının, çizgisini ve saygısını hiç bozmadan belli bir sınır koyması önceliklidir. Ardından, bu durumda, ciddi endişeler yaşayan kayınvalidesine ve gerçekten sıkışmış kalmış kocasına karşı anlayışlı olması, olumlu sonuç verecektir. Anlayıştan kastımız, taviz vermek değildir. En önemlisi; anlamaktır. Anlaşılan her durumun kabul edilmesi gerekmez. Ancak gelin, durumu iyi kavrarsa, dışlanmışlık, önemsenmemişlik, değersizlik gibi duyguları yaşayıp, gereksiz yere öfkelenmeyecektir. Sakin ve sabırlı davranabilir, eşini ve ailesini anlayabilirse, durumu kontrol altına alabilir. Bundan sonraki adım ise, gerçekleri ve kendini anlatması olacaktır. İlk başta kabul edilmese bile, zamanla söyledikleri dikkate alınacaktır.
Yapacağı konuşmalar içinde, olumlu duyguların olması, kaygıyı hafifletici bir yapı sunması, karşısındakini anladığını belirten cümlelere yer vermesi, iletişim kurmayı sağlayacaktır.
Evlilik sadece bir aşk ilişkisi değildir. Aynı zamanda, sorun çözme ve birlikte yaşama becerilerinin geliştirildiği bir ortamdır. Bu arada bu ilişkilerin düzenlenmesinde “gelin”in rolünü inceledik. Elbette erkeğe ve annesine düşen görevler de var. Başka bir yazımız, annesiyle karısı arasında kalmış bir erkek olacaktır. Belki bir diğeri de oğlunu evlendiren anneleri anlatabilir.
Tüm aile üyeleri ile sağlıklı ilişkiler kurmak, bir insanın yaşamına huzur verir. Bunun için uzmandan yardım almakta fayda vardır. Bireysel danışmalar, evlilik terapileri ya da psikodrama grup terapileri, bu gibi durularda kişilere çok yardımcı olabilir.
Sağlıklı iletişimlerin kurulduğu, sağlıklı ilişkileri geliştirmek bir eğitim işidir. Bu eğitim sadece çocuklukta değil, yetişkinlik sürecinde de alınabilir.
Uzm.Psk.Dan. Psikodrama Eş & Aile Terapisti Rüya Turna
Algı Psikodrama & Psikolojik Danışma Merkezi
( 312 ) 439 90 10 -11