Ellerinizde ağrı, yanma ve karıncalanma mı var?Şikayetleriniz genellikle gece saatlerinde veya uyku sırasında mı ortaya çıkıyor? Ellerinizi sallama veya sarkıtma ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Öyleyse mutlaka bir uzmana görünüp rahatsızlığınızın Karpal Tünel Sendromu olup olmadığını araştırın. Nöroloji uzmanı Dr. Hamit Toprak Karpal Tünel Sendromu hakkında en önemli soruları cevaplandırıyor!
KARPAL TÜNEL SENDROMU NEDİR?
Karpal Tünel Sendromu (KTS) teknolojinin hızla ilerlediği ve vazgeçilmez hale geldiği günümüzde özellikle bilgisayar kullanıcılarda karşımıza sıkça çıkan ve gün geçtikçe artan, ellerde ağrı ve uyuşma ile karakterize, en sık görülen tuzak sinir hastalığıdır.
KTS ellerimiz ve özellikle parmaklarımızın hareketini ve büyük bir bölümünün duyusunu sağlayan Median sinirin, koldan avuca seyri sırasında bilek hizasında, bileğin iç yüzünü enine saran ligamentin altında oluşan, Karpal olarak adlandırdığımız tünel şeklinde dar bir geçitte sıkışması sonucu ortaya çıkar.
Karpal Tünel Sendromu belirtileri nelerdir?
Belirtiler genelde çok yavaş gelişir ve çoğunlukla avuç içi, baş, işaret ve orta parmakta yanma, karıncalanma veya uyuşma şeklinde başlar. Birçok KTS hastası parmaklarında şişkinlik hissini ifade eder ancak gözle görülür bir şişlik görülmemektedir. Semptomlar genellikle gece saatlerinde ve özellikle uyku sırasında ellerinin birinde veya her ikisinde başlar, hastalık ilerledikçe şikayetleri gündüz saatlerine de yayılır. Kişi ellerini sallama ve sarkıtma ihtiyacı duyar. İleri aşamalarda bilek ağrısı ile birlikte yumruk yapma, ufak eşyaları tutabilme veya ince işleri yapma zorlukları yaşar. Bazı hastalar soğuk- sıcak ayırımını yapamaz hale gelir. Kronik ve tedavi edilmeyen vakalarda başparmağın avuç içi, dip kaslarında erime görülür.
Karpal Tünel Sendromu neden ortaya çıkar?
Karpal Tünel Sendromu çoğu zaman tünelin anatomik darlığından dolayı ortaya çıkar. Bilekte burkulmalar veya kırıklar gibi travmatik nedenler, şeker hastalığı, hipofiz bezinin aşırı çalışması, hipotiroidi, romatoid artrit, bilek eklemlerinde mekanik problemler, aşırı bilgisayar veya titreşmeli alet kullanımı, uzun süreli el işi ve uğraşları, hamilelik veya menopoz dönemlerinde rastlanan vücutta aşırı sıvı birikimi ve kilo alımı, karpal tünelin içinde kist veya tümör, Karpal tünel sendromunun oluşumunda rastlanan diğer sebeplerdir.
Toplumda görülme oranı %1 - 2 olup, çalışanlarda %3-4'e kadar yükselir. KTS yaş ile doğru orantılıdır, yaş ilerledikçe yakalanma oranı artmaktadır. En sık 40 - 60 yaşlar arası görülmektedir. Kadınlar erkeklere göre yaklaşık üç kat daha risk altında olup, bunun sebebi olarak kadınlarda karpal tünelin daha dar olması, östrojen içeren doğum kontrol hapları kullanımı, menopoz ve hamilelik dönemleri gösterilmektedir. Aktif olarak kullanılan el daha çok ve erken etkilenir. Şeker hastalığı veya başka metabolik hastalıklarda sinirlerin yapısı direkt etkilendiğinden bu durumda olan kişiler daha çok risk altındadırlar.
Karpal Tünel Sendromu nasıl teşhis edilir?
Erken teşhis ve tedavi kalıcı hasarın önlenmesinde önemli rol oynar. Detaylı bir nörolojik ve fizik muayene ile eller, kollar, omuzlar veya boyunda KTS'yi taklit edebilecek başka hastalıklar ekarte edildikten ve olası bir KTS'ye karar verildikten sonra EMG testi ile tanı kesinleştirilir. EMG'de el ve bilek üzerinde yerleştirilen elektrotlar ile sinir iletimleri ölçülerek kesin tanı ile birlikte hastalığın seviyesi belirlenir, tedavi protokolü planlanır. Hafif ve orta derece sıkışmalarda ilaç tedavisi ile birlikte önleyici ve koruyucu tedavi tercih edilirken, ağır vakalarda cerrahi müdahale kararı alınır. Rutin laboratuar testleri ve röntgen, metabolik hastalıklar, artrit veya bilekte kemik, eklem veya yumuşak doku zedelenmesi teşhisi için yapılabilir. Diğer görünteleme teknikleri (MR, Ultrason) genelde KTS teşhisinde yarar sağlamaz.
Karpal Tünel Sendromu nasıl tedavi edilir?
Tedaviye doktor kontrolünde ve erken başlanmalı. Öncelikle diyabet veya artrit gibi altta yatan nedenler varsa tedavi edilmelidir. Fiziksel aktiviteler şikayetleri artırdığı için hafif vakalarda etkilenen el en az 2 hafta süre ile dinlendirilmeli, gerekirse el - bilek atelleri kullanılmalıdır. Non-steroid anti-inflamatuar ağrı kesiciler ile ağrılar azaltılabilir. Kortizon ağızdan alınarak veya bileğe enjekte edilerek şişmeyi azaltıp şikayetler hafifletebilir. B6 ve diüretik tedavisi ile bazı hastalarda iyi sonuçlar alınmıştır. Fizyoterapist gözetiminde yapılan germe ve çekme egzersizleri ve ayrıca ultrason tedavisi yararlı olabilir.
Tamamlayıcı tıp yöntemlerinin etkisi kesin değildir. 6 aydan fazla süren ve başka herhangi bir tedaviye yanıt vermeyen durumlarda cerrahi müdahaleye başvurmak gerekir. Lokal anestezi ile bilek etrafını saran bağ dokusu gevşetilerek karpal tünel genişletilir ve bu şekilde Median sinir üzerindeki baskı azaltılır. Operasyon açık veya endoskopik olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. Operasyon sonrası özellikle ağrı gibi şikayetler kısa sürede düzelse de tam iyileşme aylar sürebilir.
NASIL ÖNLEM ALINIR?
Son olarak üzerinde özenle durmamız gereken nokta, hastalığı başlamadan önlemek, hastalık başladıysa iyileşme dönemini kısaltmak veya nüksetmesini engellemektir. Kilo vermek, tuzsuz veya az tuzlu yemek tüketmek, periyodik ve düzenli el ve bilek egzersizleri yapmak, gün içinde sıkça verilen bilek istirahatı ve el sarkıtma molaları vermek, uygun şartlar ve aletlerle çalışmak, bilek bölgesine buz uygulaması yapmak bu önlemlerden birkaçıdır