AKŞAM - Aile Sağlığı Araştırma Derneğinin ''Cinsel Danışmanlık Hattı''nı arayan kadınların katılımıyla yapılan araştırmaya göre, aile kararıyla evlenen kadınların cinsel sorunları, kendi kararıyla evlenenlere göre daha yüksek oranda. Ancak kariyer kadınlarının cinsel sorunları da diğer kadınlara göre çok daha fazla.
Derneğin ''0212 282 01 01'' numaralı cinsel danışmanlık hattını 5 yıl içinde arayan kadınlara, isim ve adres istenmeden ''Sosyo Kültürel Faktörlerin Kadınının Cinselliğine Olan Etkisi'' konulu bir araştırmaya ilişkin sorular yöneltildi. Hattı arayan 26 bin kadından sadece 3 bin 513'ü bu araştırmada yer almayı kabul etti. Sonuçlara ilişkin bilgi veren Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Başkanı İrem Hattat, katılımcı kadınların, ''cinsel istek kaybı'', ''orgazm problemi'', ''ağrı sorunu'', ''seksten keyif alamamak'', ''performans endişesi''ve ''lübrikasyon'' sorunu yaşadığını dile getirdiğini bildirdi. Hattat, araştırmaya katılan ve ''orgazm problemi'', ''istek kaybı'' ve ''lübrikasyon sorunu'' yaşadığını belirten kadınların ağırlıklı olarak üniversite ve yüksekokul mezunu olduğuna dikkati çekti. Araştırmaya göre, ''Cinsel ilişkiden keyif alamama sorununun'' eğitimi ilkokul düzeyindeki kadınlarda yüzde 31 oranında olduğuna işaret eden Hattat, bu sorunun en az yüksek lisans seviyesindeki kadınlarda görüldüğünü belirtti. Hattat, bu eğitim düzeyindeki kadınların yüzde 20'sinin yüksek lisans eğitimi aldıklarını kaydetti. İrem Hattat, evliliklerde yaşanan cinsel sıkıntıların yüksekliğinin, özellikle eşler arasındaki iletişim problemine işaret ettiğini, evlilik kararının kişiye danışılmadan aile tarafından verildiği durumda bu sorunların daha da öne çıktığını belirtti. Araştırmaya katılan evli kadınlardan yüzde 43'ünün kendi kararıyla, diğerlerinin aile kararıyla evlendiğinin belirlendiğini kaydeden Hattat, ''Aile kararıyla evlenen kadınların cinsel problemleri, kendi kararıyla evlenenlere göre çok daha yüksek. Özellikle ailenin kişiye danışmadan evlilik kararı verdiği durumlarda, tüm cinsel sıkıntıların en üst seviyeye çıktığını gözlemledik'' dedi.
DUYGUSAL SORUNLAR
Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat da, kadınlarda cinsel fonksiyon problemi olarak, ''cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, ağrı hastalıkları ve uyarılma rahatsızlıklarının'' görülebileceğini bildirdi. Bu sorunlardan bir veya birkaç tanesinin bir arada bulunabildiğine dikkati çeken Hattat, sağlık sorunları, psikolojik ve sosyal etkileşimler ile hayat tarzının cinselliği etkilediğini belirtti. Hattat, cinselliğin sadece fiziksel hareketler değil, sevgi, paylaşma ve güven olduğunu vurgulayarak, ''Kadın cinselliğinde duygusal sorunlar, ekonomik değişimlerden daha önemli'' görüşünü dile getirdi. Araştırma kapsamında, ''istek azlığı, uyarılma problemleri ve cinsel ağrı sıkıntısı çeken'' kadınların, ''psikolojik, sağlık ve ekonomik durumları'' göz önüne alındığında, özellikle ''duygusal sorunların'' cinsellik üzerinde gelir düzeyindeki azalmadan daha etkili olduğunun görüldüğünü anlatan Hattat, sağlık sorunlarının daha sık ağrı problemi yarattığını, duygusal sorunların diğer konularda hep ön planda olduğunu kaydetti. Halim Hattat, araştırmanın, kadınlarda cinsel sorunların genellikle birden fazla olduğunu ve bir arada görülebildiğini ortaya koyduğunu da belirtti. Çalışmaya katılan kadınların yalnızca yüzde 35'inin bir cinsel sorun yaşarken, yüzde 31'inin iki sorun, yüzde 18'inin üç sorun, yüzde 8'inin dört sorun, yüzde 6'sının beş sorun ve yüzde 2'sinin altı sorunu birden yaşadığının ortaya çıktığını ifade eden Hattat, ''Bu da cinsel fonksiyon bozukluğu yaşayan kadınlarda, tanı ve tedavi süreçlerinin daha zor olacağı ve birden fazla tedavinin gerekebileceği anlamına geliyor'' dedi.
ÇALIŞMA HAYATININ ETKİSİ
Prof. Dr. Halim Hattat, kadınlarda cinsel sorunların duygusal, psikolojik ve organik pek çok farklı sebebi bulunduğunu söyledi. Yapılan çalışmayla, özellikle ''stres, ekonomik düzeyde düşüşler, çalışma hayatı, eğitim düzeyi ve evlilik kararlarının kadınları nasıl etkilediğini'' araştırdıklarını kaydeden Hattat, şu bilgileri verdi: ''Psikolojik faktörler ve stresi daha sık yaşamaları nedeniyle, cinsel isteksizlik özellikle yüksek okul mezunu ve kariyer sahibi kadınlarda daha sık görülüyor. Aynı şekilde büyük şehirlerin kıyaslanmasında da cinsel isteksizlik özellikle 3 büyük şehirden (Ankara, İstanbul, İzmir) arayan kadınlarda daha yüksek oranlarda. İsteksizlik yaşayan kadınlar, kendilerini mutsuz, yetersiz, eşini yarı yolda bırakmış, kadınlığı azalmış ve cinsel yönden başarısız hissediyor. Bu nedenle bu sorunlarını gizlemeyip uzmanlara başvurmaları çok önemli.'' Genelde düşük eğitim seviyesine sahip olan kadın ve erkeklerde tatminkar bir cinsel deneyim yaşama şansının azaldığını ve cinsel endişe seviyelerinin arttığını dile getiren Hattat, yaptıkları araştırmanın sonuçlarına şaşırmadıklarını, eğitim düzeyi düşük kadınların jinekolojik problemleri için dahi doktora başvurmaktan çekindiklerini kaydetti. Halim Hattat, kadın cinselliğinde risk faktörleri arasında yaşla beraber organik faktörlerin de göz önüne alınması gerektiğine işaret ederek, araştırmaya katılan kadınların yüzde 21'inin jinekolojik problemler, yüzde 24'ünün idrar yolu enfeksiyonu, yüzde 7'sinin kalp-damar hastalıkları, yüzde 2'sinin sinir sistemi sorunları yüzde 4'ünün şeker hastalığı, yüzde 19'unun psikolojik problemler, yüzde 12'sinin hormonsal sorunlar, yüzde 3'ünün diğer problemlerle karşı karşıya olduğunu bildirdi