Kamera kelimesi Latince “camera obscura”dan (karanlık oda) köken alır. Bu karanlık odanın çağrışımları, bizi sinema salonunun bir karanlık oda oluşuna götürür. Zihnin de bilinçdışı katmanlarıyla bir karanlığı vardır. Ruhsallık kendini sinemanın karanlık odasında bulduğu zaman, iç perdesindeki imgeler sinema salonunun perdesindekilerle alış verişe girer. Psikanalistler ve yönetmenler karanlık odadaki suretlerle konuşabilen alacakaranlık figürlerdir.
Yavuz Erten bu kitabında karanlık odalardaki öyküleri çeşitli açılardan ele alarak okuyucuyu insanlığın temsili dünyasında dolaştırıyor. Bu gezinti okuyucuya özne oluş ve öznellik; aşk, ilişki ve oyun; yalnızlık, birliktelik ve ikizlik; cinsellik ve savaş; kurgu, düş ve düşlem kavramlarının üzerine tekrar düşündürten bir yol katettiriyor.