KADINSI (EFEMİNE) KOMPLEKSLER

Maruf BEÇENE

Gustav Hans Graber Derinlik Psikolojisi adlı yapıtında bir kadın hastasıyla yaptığı bir görüşmede aralarında geçen şu diyalogdan bahs eder;

İlk seansta Ilse sorularıma kaçamak yanıtlar verdi, sık sık güldü ve besbelli terbiye sınırlarını aşmayarak benimle eğlendi. “Bakın doktor, benden fazla bişey koparamayacaksınız. Tıpkı bir soğan gibiyim ben, ta cücüğüne kadar soyacaksınız zarlarını. Ama yinede bir komplekse falan rastlamayacağınız kuşkusuz” Bende Kendisiyle birlikte güldüm.
- "Olabilir." Dedim 
- “Ama bakarsınız soğan gibi olmanızda sizin kompleksinizdir

Kadının en büyük kompleksi kendini fark edememesidir. Zihnindeki kurgunun dışında bir başka kadının yada olasılığın olabileceğine pek olanak vermez.

Açıkça ifade etmek gerekirse Freud’un; “Psikoterapiye gereksinim duyan ne kadar insan varsa o kadar psikoterapi çeşidi vardır” tespiti en çokta kadına uyarlanabilir. Kadınla ilgili standart bir izah oldukça zordur. Gerçekçi bir kadın değerlendirmesi güçlü bir hermonotik yetenek gerektirir. Konu kadın olunca başlığa bağlı kalarak değerlendirme yapamıyorsunuz. Söylenecek o kadar çok şey var ki nerden başlayıp nasıl ilerleyeceğinizi ve sonucu nasıl bağlayacağınızı çoğu zaman kontrol edemiyorsunuz.

Bir önceki gün Web sitemizin iletişim danışmanı Alaattin BUKEY ile Fatih’te duvar dibi olarak bilinen yerde insana dair yaşam karelerini analiz ediyoruz. Bana kadın hakkında ne düşündüğümü sordu. Bende gözlemlerimi paylaştım ve şunları söyledim:

Kadın ve Özleştiri:

Kadınlar kendilerini eleştirirken olumsuz özellikleri hakkında şu tanımları yaparlar genelde.
- Sabırsız birisiyim
- İnatçıyım
- Açık sözlüyüm bu huyumu hiç sevmem bundan dolayı genelde karşımdaki kişinin kalbini kırarım. Ne yapayım iki yüzlü olamıyorum.
- Gizlim saklım yoktur.
- Çok gezen biriyim evcil olamıyorum.
- İnsanlara hak ettiğinden fazla değer veriyorum.
Vb… sıralanabilir. Bu özellikler görünürde olumsuz bir durum arz etse de kadının bilinçaltında kendini olumlama ifadeleridir. Tabi entelektüel iradesi güçlü kadınlar müstesnadır. Bu genel bir tablodur. Entelektüel irade sergileyenlerde maskülen bir görüntü arz eder.

Erkek iktidarını hedef seçme

Kadın yaşamın içinde varolma savaşı verirken kendi potansiyelini fark edip o yöne doğru ilerleme yerine erkeği hedef seçerek onun sahip olduğunu hakları elde etme mücadelesine girişmiştir. Buda feminizmi doğurmuştur. Feminist söylem görünürde erkek iradesine karşı savaş olarak görünse de aslında kadının bilinçaltında erkeğe imrenme kompleksinin ifadesi ya da izahıdır.  Feminizm Alfred ADLER’in bireysel psikoloji kuramındaki aşağılık üstünlük kompleksinin daha örgütlü bir tanımıdır. Son dönemlerde doğurmak istemeyen kadın sayısındaki artış bilinçaltındaki erkek özentisidir. Çünkü insanı sonradan edindiği yada maruz kaldığı kültürel dönüşümlerin yada şekillenmelerin dışında tutarak değerlendirdiğimizde her insanın en önemli ve birincil vazifesi “TÜRÜNÜN DEVAMINI SAĞLAMA” dır. Bundan uzaklaşmanın ya da uzak durmanın kadın özgürlüğüyle açıklanır bir izahı olamaz. Düşünsenize tüm dünyadaki kadınlar doğurganlığı protesto ederse yüz yıl sonra insan türü sona erer.

Tüketen kadın

Yeni bir iş kurmak isteyen bir dostumuz hangi sektörde riskin az olduğu hakkında fikrimizi sordu. Bir arkadaş dedi ki; Kadına hitap eden sektörler kolay kolay batmaz. Mesela gömlek işine gireceğine etek işine gir. Başka bir arkadaş araya girerek; “Evet bence de kadına hitap eden sektör daha mantıklı. Hatta erkeklere bile elbiselerini kadınlar alır” Bu izah formu elbette yüzde yüz isabet oranına sahip değildir. Ancak kadının tüketimi erkekten daha çok sevdiği bir gerçek. En azından Türkiye coğrafyası için görünürdeki manzara bu. Böyle bir tablonun izahı karmaşık olsa da şunu söylemek mümkün; “Kadın kendini hep nesnelerle özdeşleştirerek var olmayı sever. Güzel bir ev, şık elbise, pahallı ayakkabı, makyajlı yüz, boyanmış saçlar… vb kadının benlik saygısını oldukça olumlu etkiler. Bu da kadının gerçekten kaçış kompleksinin bir göstergesidir. Kendi hakikatine karşı geliştirdiği bir tavırdır. Bu tavırda tüketim dürtüsünü hareket geçirir. Çünkü her alışveriş yenilenen bir vitrin işlevi görür. Yenilenme gereksinimi fark edilmeyen bir kendinden kaçıştır.

Bir sonraki hafta Erkeksi (Maskülen) kompleksler başlıklı yazıda görüşmek dileği ile. Erkeksi kompleksler yazısı için katkı sağlamak isterseniz alt kısımdaki yorum bağlantısından görüşlerinizi bekleriz.