YENİŞAFAK - Bilinç kaybına neden olabilen ve yatağa bağımlı yapan MS. kadınlarda daha sık görülüyor
MS, kadınlarda 2 kat daha fazla olmak üzere, 15-50 yaş arasında herhangi bir yaşta ama özellikle 20-40 yaşları arasında sık görülüyor. Hastalığın seyri; tekrarlayıcı, ilerleyici-tekrarlayıcı, başlangıcından itibaren sürekli ilerleyici, hastalığın ileri safhalarında birden kötüleşme gösteren grup olarak değişik özellikler gösterebiliyor. Hastaların yüzde 10'unda, 10 yıldan daha fazla sürdüğü halde, belirgin fonksiyon kaybına neden olmayan ve "iyi huylu " olarak tanımlanan bir gidiş olabiliyor. Çok kötü gidiş ise MS hastalarının yüzde 10'unda ortaya çıkıyor. Anadolu Sağlık Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Dr.Sema Demirci, multipl skleroz hastalığı ile ilgili bilgi verdi.
Ataklar iz bırakıyor mu?
MS ataklarının her biri hastada bir iz bırakıyor ve yıllar içinde sakatlık oranı artıyor. Hastaların yüzde 50'si 15 yıllık hastalık sonunda yardımsız yaşamlarını devam ettirebiliyor. Geri kalan hastaların yüzde 25'i yardımla ya da tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşıyor, diğer yüzde 25'i ise yatağa bağımlı kalıyor. MS hastaları, ileri derecede sakatlık nedeniyle yatalak hale geliyor. Bunun sonucunda hareketsizlik, enfeksiyonlar, yatak yaraları, yutamama ve solunum yetersizliği nedeniyle tekrarlayan ağır zatürreeler sonucu yaşamlarını yitiriyor. MS teşhisi ve takibi açısından hem hastaya hem hekime hem de hasta yakınlarına tıbbi, psikolojik ve ekonomik olarak ağır yükler getiriyor.
Hastalığın belirtileri neler?
Kol ve bacaklarda ani ağrılı kasılmalar, his kaybı, uyuşmalar, güçsüzlük, ağrı, elektriklenme hissi, kaşıntı gibi belirtiler olabiliyor. MS'li hastaların yüzde 17'sinde göz siniri tutuluyor. Bunun sonucunda bulanık ve çift görme, göz ağrısı gibi belirtiler olabiliyor. Beyincik tutulursa dengesizlik, omurilik tutulumlarında idrar tutamama ya da yetiştirememe gibi belirtiler görülebiliyor. Tekrarlayan ataklarla hastaların yüzde 40-70'inde okuma-yazma ve anlama gibi bilişsel fonksiyonlarda bozulma ortaya çıkarken, yüzde 5'inde de epileptik nöbetler görülebiliyor.
Nedenleri neler?
Bağışıklık sistemi, çevresel etkenler, genetik özellikler ve enfeksiyon etkenleri sorumlu tutuluyor. Ancak halen MS'in nedeni tam olarak bilinmiyor. Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa'da görülme sıklığı fazla. Asya ülkelerinde ise oldukça az görülüyor. MS hastalarının ailelerinde MS gelişme oranı yüzde 4 'tür ve sağlıklı topluma göre bu artmış bir orandır. Çift yumurta ikizlerinde genetik benzerlik ve aynı çevre koşullarında yaşarlarsa MS görülme sıklığı benzerlik gösteriyor.
Sıcak banyo atak oluşturur
Tanı nasıl konuyor?
MS tanısı koymak için önce magnetik rezonanslı görüntüleme (MRG) ile beyin görüntülemesi yapılmalı. Lezyonların MRG'de görülmesi tanı ve takip için kullanılabiliyor. İkinci yapılacak işlem belden su alma işlemidir. Belden alınan beyin omurilik sıvısında miyelin yıkımına bağlı olarak bazı proteinlerde artma olabiliyor. Uyarılmış potansiyellerle beyin sapı, göz siniri, işitme sinirinin tutulumu hakkında fikir sahibi olunuyor. Bu özel tetkiklerin yanısıra kan ve idrar tahlillerine de bakılıyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
MS'de tedavi; atakların önlenmesi, atakların tedavisi, kronik ilerlemenin önlenmesi ve hastalığın yarattığı sakatlıklardan kaynaklanan şikayetlerle mücadele olarak gruplandırılabiliyor. MS'ye özgü kesin bir tedavi yok. Nedeni ne olursa olsun hastalık bağışıklık sisteminde bir problem sonucu enflamatuar olayın vücut tarafından durdurulamaması nedeniyle oluşuyor. Tedavilerin bir kısmı enflamatuar olayı baskılamaya bir kısmı ise vücudun bağışıklık sistemine destek olmaya yönelik gerçekleştiriliyor. Bazen iki tür tedavinin birlikte uygulanması da gerekebiliyor. Hastaların idrar yolu enfeksiyonları, kasılmalar, kaşıntı, yanma ve elektriklenme hissi gibi şikayetleri de genelde ilaç kullanmayı gerektirebiliyor. MS hastalarının psikolojik sorunlar açısından yakından izlenmesi gerekiyor. Fizik tedavi, yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi egzersizler tavsiye ediliyor.
MS hastaları nelere dikkat etmeli?
MS hastalarının sıcak banyo ve saunadan kaçınmaları gerekiyor. Bu hastalara yağdan fakir beslenme öneriliyor ve kan yağlarını düşürmeye yönelik ilaçlar verilebiliyor. Basit enfeksiyonlarda hastaların ateşi düşük tutulmaya çalışılıyor. Çünkü ateş, yeni bir atağı başlatabiliyor. Gebelik öncesinde tıp uzmanıyla mutlaka ayrıntılı olarak konuşulması gerekiyor.