Kadınlarda Fobi Görülme Sıklığı Erkeklerden İki Kat Daha Fazla
İHA - Mersin Üniversitesi (Meü) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şenel Tot Acar, Toplumun Yüzde 5-10'unda Sıkıntıya Yol Açacak Ölçüde Fobilerin Bulunduğunu Belirterek, "Kadınlarda Fobi Görülme Sıklığı Erkeklere Göre İki Kat Daha Fazladır" Dedi.
Doç. Dr. Acar, yaptığı açıklamada, zoofobi-hayvan korkusu, klaustrofobi-kapalı yer korkusu, agorafobi-açık alan korkusu, eritrofobi-yüz kızarma korkusu, pirofobi-ateş korkusu, ksenofobi-yabancı korkusu gibi isimlendirilmiş pek çok fobi bulunduğunu vurguladı.
Nesne fobilerinin; böcek, kelebek, sivri uçlu eşya gibi pek çok nesneyle ilgili olabileceğine işaret eden Acar, "Durum fobileri; kapalı yer, açık yer, asansör, yüksek yer, karanlık yer, yüz kızarması, kalabalıkta konuşmak gibi durumlarda ortaya çıkabilir. İşlev fobilerinde ise altına kaçırma, terleme gibi işlevlerle ilgili korku duyulmaktadır" diye konuştu.
En sık görülen fobi türleri arasında örümcek, yılan, kedi, köpek, hamamböceği, karanlık, fırtına, kapalı yer ve yükseklik fobilerinin yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Şenel Tot Acar, kişinin bu nesneler ya da durumlara maruz kalmadıkça rahatsızlık duymadıklarını söyledi. Örneğin; köpek balığı fobisi gibi nadir karşılaşılan bir nesne ile ilgili bir fobi söz konusu ise sıkıntının oluşmayacağını vurgulayan Acar, köpek ya da hamamböceği gibi sık karşılaşılabilecek bir nesne ya da durumla ilgili fobi mevcutsa ciddi sıkıntı oluşabildiğini belirtti.
Psikanalitik görüşe göre kişideki temelde bulunan bir iç çatışmanın fobiye yol açtığını söyleyen Acar, daha derinlerdeki bir bunaltının yer değiştirerek başka bir durum ya da nesneye bağlandığını kaydetti. "Kan-enjeksiyon-yaralanma tipi fobi aileseldir" diyen Doç. Dr. Şenel Tot Acar, bu tür fobisi olan kişilerin yüzde 70'inde birinci derece akrabalarında aynı tür fobi bulunduğuna dikkat çekti. Fobilerin tedavisi için, üstüne gitme, duyarsızlaştırma gibi davranışçı tedaviler, ilaç tedavileri uygulanabildiğini de sözlerine ekleyen Acar, fobilerin tedavi sonucunda kaybolabildiğini, hafifleyebildiğini ya da düzelmeyebildiğini söyledi.