Cinsel uyarılma bozukluğu hangi belirtilerle ortaya çıkıyor?
Belirtileri anlamak, bu konuda bilgi sahibi olmakla mümkündür. Çünkü kadınların bir kısmı bu durumu bir kader olarak algılamaktadırlar. Cinsellikle ilgili öğretilen cinsel birleşmenin ağrılı olacağına dair yanlış bilgi sorunu fark etmeyi engellemektedir.
Daha çok şu belirtiler görülür:
- Cinsel isteksizlik
- Cinsellikten haz alamama
- Cinsellikten kaçınma
- Ağrılı cinsel birleşme
- Orgazm olamama
- Vajinada kuruluk hissi
- Meme uçlarında dikleşme olmaması
Cinsel uyarılma bozukluğu başka belirtilerle karıştırılabiliyor mu?
Birçok cinsel sorunda benzer belirtiler oluyor. Hemen her cinsel sorunda cinsellikten uzaklaşma olmaktadır. Bu nedenle cinsellikten uzaklaşma mutlaka araştırılması gereken bir konudur.
Cinsel uyarılma bozukluğu, Cinsel istek bozukluğu ile karışmaktadır. Cinsel istek bozukluğunda genellikle cinselliğe başlamakla ilgili bir sorun vardır. Ancak diğerinde vücudun cinselliğe hazırlanmasında sorun vardır.
Ağrılı cinsel birleşme ile de karışmaktadır. Ağrılı cinsel birleşme probleminin altında enfeksiyonlar, kist hastalıkları, geçirilmiş ameliyatlar, idrar yolu iltihaplanmaları, menapoz ya da hormonal sorunlar yatmaktadır.
Yine karışan bir sorunda Vajinusmustur. Vajinusmusda istek ve uyarılmada sorun yoktur. Ancak cinsel birleşme sırasında kadın bacaklarını kasar, geri çekilir ve birleşmeye izni vermez.
Orgazm Bozukluğu nedir? Bu sorun ile arasında bir ilişki var mı?
Önce Orgazm nedir onu açıklamak gerekir. Orgazm, Yunanca şehvetli heyecan anlamına gelmektedir. Kadının cinsel uyarının artışı sonrasında vajina, rahim ve kasık bölgesinde hissettiği ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden yoğun zihinsel hazdır. Havada asılı kalmak gibi bir duygu, kontrolün kısmen yitirilme duygusu gibi hissedilir. Erkek ve kadın orgazmı arasındaki fark; erkeklerde cinsel birleşme sırasında bir kez yaşanmasına rağmen kadınlarda aynı cinsel birleşme sırasında bir veya birden fazla defa orgazm yaşanabilir.
Orgazm Bozukluğu, cinsel birleşmelerin çoğunda (% 75 veya daha fazlasında) kadının orgazm olamamasıdır. Bunun yanında, orgazmı düşük haz düzeyinde yaşamak da Orgazm bozukluğu olarak nitelendirilebilinir. Bazen erkeklere ait cinsel sorunlar (Sertleşme bozukluğu ve erken boşalma gibi) kadının orgazm olamamasının en önemli nedenlerindendir. Çünkü orgazm olabilmek için cinsel birleşmenin kesintisiz ve belirli bir sürenin üzerinde devam etmesi gerekir. Ülkemizde cinsel sorunla başvuran kadınların yarısında orgazm bozukluğu sorunu bulunmuştur.
Cinsel uyarılma bozukluğunda cinselliğin bir ileri evresi olan orgazm yaşamak olanaksızdır. Bazen kadınlar cinsel uyarılma bozukluğu sorunu olmasına rağmen “orgazm olamıyorum” sorunuyla bize başvurmaktadırlar.
Daha çok psikolojik mi yoksa fizyolojik nedenler mi bu soruna neden oluyor?
Cinsel uyarılma bozukluğunun küçük bir bölümü fizyolojik yani başka bir hastalığa bağlı olabilir. Özellikle hormonal sorunlar yaşayan kadınlarda ve bazı ilaçların etkisiyle cinsel uyarılma bozukluğu oluşabilmektedir.
Büyük oranda cinsel uyarılma bozukluğunun nedeni psikolojiktir. Bazen; panik bozukluk, endişe bozukluğu, depresyon, takıntı hastalığı gibi birçok ruhsal hastalık bu soruna neden olabilmektedir. Bu hastalıkların tedavi edilmesi bile sorunu ortadan kaldırabilmektedir. Çok endişeli kişiler, özgüven sorunu yaşayanlar, cinsellikle ilgili yanlış bilgileri olanlar, cinsellikle ilgili yoğun korkuları olan, eşiyle çatışması olan kişiler de bu sorunu yaşamaktadırlar.
Nasıl tedavi ediliyor?
Öncelikle bu sorunla başvuran kişiler mutlaka Kadın Hastalıkları ve Doğum hekimine, başka fiziksel bir sorun var mı diye kontrole gönderilirler. Fiziksel sorun yoksa veya tedavi edildikten sonra cinsel terapiyle tedavi ediliriler. Cinsel terapi esnasında başka pir psikiyatrik sorun yoksa ilaç kullanmadan cinsel terapistin önerileri ve verdiği ödevler/görevlerle tedavi edilmektedir. Cinsel tedavi sırasında çift mutlaka cinsel yönden bilgilendirilirler. Ortalama 6-12 seansta tedavi edilirler. Cinsel terapi eşle beraber (çift olarak) yapılır. Tek başına tedavi genelde tercih edilmez, ancak zorunlu hallerde uygulanabilir. Medyada ve internette tek seansta çözüm gibi bazı reklamlar yer almaktadır, bu tedavilerin
Bilimsel bir geçerliliği yoktur. Bu konuda önemli bir bilgi de eğitimli bir kişi tarafından terapi gerçekleştirilmelidir.
Cinsel uyarılma bozukluğunun görüldüğü bir kadın, tedavi sonrası bu sorundan tamamen kurtulabiliyor mu?
Cinsel tedavi sonuçları oldukça başarılıdır. Ancak tedavinin sonucunu etkileyen faktörler vardır. Çiftin tedaviye verdiği önem, verilen görevlerin yerine getirilmesi, eşlerin tedavi isteği ve seansların aksatılamaması, tedaviyi olumlu etkilemektedir. Eşini istemeyen çiftlerde tedavi genelde başarısız olur. Tedavinin şartları yerine getirilirse, kadın bu sorundan tamamen kurtulmaktadır.
Psikiyatrik açıdan bu sorunun ortaya çıkışında cinsel mitlerin rolü var mı? Geçmiş öğretiler, toplumsal baskılar ve benzeri...
Cinsel yaşam, kültürden ve toplumdan etkilenir. Yeni kuşaklar yetişirken toplumun hafızasında olan bilgilerle, kalıp düşüncelerle, yargılarla karşılaşmaktadırlar. Cinsellik alanında da doğru ve yanlışlar bize öğretilir. Cinsellikle ilgili abartılı, yanlışlarla dolu bir sürü bilgiye maruz kalmaktayız. Zaten birçok kişi cinselliği, gençlik döneminde arkadaşlarıyla yaptıkları konuşmalardan öğrenir. Genelde yeterince cinsel deneyimi olmayan gençler birbirlerine yanlış bilgi vermektedirler. Bugün internete, kitaba, dergilere, gazetelere ulaşmanın kolay olması, cinselliğin daha konuşulur bir konu olması, bu yönde önemli ilerlemelere sebep olmuştur. Buna rağmen yanlış bilgiler hala çok yaygındır.
Peki, bu cinsel mitler (Yanlış cinsel bilgiler, şehir efsaneleri, cinsel hurafeler) nelerdir?
Cinsellikte başarı önemlidir: Cinsellikte hedef başarı değildir. Sonucun her seferinde iki kişinin orgazmıyla sonuçlanması gerekmez. Bunu bir başarı görmek kişide performans endişesi yaratır.
Cinselliği erkek başlatır: Cinsellikte ideal olan yarı yarıya kadın ve erkeğin cinselliği başlatmasıdır. Cinselliği kadının başlatması ahlaken olumsuz bir anlam oluşturmaz, aksine eşine olan cinsel ilgisini gösterir.
Yaşlanma cinsel isteği ortadan kaldırır: Yaşlılarda da cinsel istek gençlerden farklı değildir. Bazen sıklığı azalsa da cinsellik aynı hazla yaşanır. Yaşlılıkta nedense cinsellik ayıpmış gibi bir kavram oluşmuştur. Bu tamamen uydurmadır.
Menapoz cinsel isteği ortadan kaldırır: Menapozla birlikte doğurganlık sona erer, ancak cinsel istek etkilenmez. Bazen menapozda vajinal kuruluk olabilir. Ancak bu tedavi edilebilir.
Kadınların cinsel isteği azdır: Kadınların erkeler kadar cinsel isteği vardır. Aynı oranda cinsellikten haz alırlar. Ancak toplum dayatmaları, yetiştiriliş, verilen yanlış bilgiler nedeniyle kadınlar cinsellikte daha pasif bir konuma itilmiştir.
Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilir: Her insandan dünyada bir tane vardır. Herkesin huyu, alışkanlıkları, vücutlarında zevk aldıkları yerler farklıdır. Genel kurallar cinselliğe uygulanamaz.
Çiftler içgüdüsel olarak cinsellikte karşı tarafın ne istediğini bilirler: Nasıl ki güncel yaşamda karşı tarafın isteklerini öğrenmek için konuşuyoruz, cinsellikte de konuşmak karşı tarafın cinsel isteklerini öğrenmemizi sağlar.
İlk cinsel ilişki kadın için oldukça sıkıntılı ve acı vericidir: Çoğunlukla cinsel ilişkiler acı ve sıkıntı vermezler aksine haz alınan durumlardır. Kızlık zarının yırtılması ise en fazla parmağınıza bir toplu iğnenin dokunması kadar acı verir.
Kadınlarda mastürbasyon kızlık zarını bozabilir: Genç kızları cinsellikten uzak tutmak için uydurulmuştur. Mastürbasyon daha çok klitorisi uyararak olur. Bu durum kızlık zarını etkilemez. Aksine kızların mastürbasyon yapması ileriki dönemlerde çift olarak orgazm yaşamasını kolaylaştırır.
Hamilelikte; cinsellik ve orgazm olma erken doğuma veya düşüğe neden olur: Kadın Hastalıklar Ve Doğum uzmanın herhangi bir sakınca görmediği durumlarda hamileliğin 30. Haftasına kadar cinsellik rahatlıkla yaşanır. Ancak bu sürede pozisyonlara dikkat etmek gerekebilir. Herhangi bir risk oluşturmaz.
Eklemek istediğiniz konular var mı?
Cinsellik mahremiyet içermektedir. Ancak eşler arasında bu geçerli değildir. Cinsellikle ilgili en önemli konu eşlerin kendi aralarında konuşmalarıdır. Böylece birçok sorun kendi aralarında bilgilenerek çözülebilir. Ayrıca konuşmak sorunları ortaya koyabilmektir. Bu da çiftin, olan sorunları için bir cinsel terapiste gitmesini sağlayabilir. Cinsel sorunların neredeyse tamamının çözümü mümkündür. Bu konuda sorun yaşayanların cinsel tedaviye başvurmaktan çekinmemeleri önemlidir.