Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist Prof. Dr. Oğuz Berksun, kadınların erkeklerin üzerine "fazlasıyla gittiğini" ve eninde sonunda istediklerini yaptırdıklarını savundu. Berksun, aile içi erkekten kaynaklanan fiziksel şiddette "kadınların da masum olmadığını" öne sürdü.
Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Konferans Salonu'nda düzenlenen "Ailenin Korunması Sempozyumu"nda konuşan Berksun, kadınların erkeklerin üzerine "fazlasıyla gittiğini" ve eninde sonunda istediklerini yaptırdıklarını savundu.
Berksun, aile içi erkekten kaynaklanan fiziksel şiddette "kadınların da masum olmadığını" öne sürdü.
Bugün evlenecek kişilerin yüzde 70'inin ilk 5 yılda boşanacağı şeklinde bir öngörü olduğunu ifade eden Berksun, bunun ilk nedeninin, "kadının erkekle eşit olayım derken erkekleşerek, erkeğin olmayacak yönlerini örnek almasından" kaynaklandığını iddia etti.
"Erkeklerin yüzde 70'i aldatıyor"
Erkeklerin yüzde 70'inin eşlerini aldattığını öne süren Berksun, "Fakat bizim toplumumuzda yüzde 70 aldatan kadını değil, yüzde 70 aldatan erkeği konuşuyoruz" dedi.
Ailenin bugünkü kurumsal dengelerinde bozulma olduğunda kriz yaşandığını belirten Berksun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kriz hem bilgiyi hem de fırsatları içeriyor. İster ruhsal yapımız olsun isterse toplumsal sistemler olsun aile gibi grup dediğimiz sistemlerin bozulması yeni dengelerin oluşması için de zemin hazırlıyor. Kriz dönemlerinde danışmanlara başvuran bireyler daha çabuk sonuç alabilmekte. İnsanlar bu dönemlerde değişime de açık oluyorlar. Ailenin içinde şiddet gören insan varsa korunması gerekir. Bunun yanı sıra bireysel olarak da krize müdahale ve ruhsal dengesi için çalışmalar yapılır."
"Birçok kadının kendisini mağduriyetin gücüne kavuşmak üzere şiddete maruz bıraktırdığını" öne süren Berksun, "Kadın ilişkisini en son noktasına kadar zorlayıp, şiddetin çıkması sonrası mağduriyetin gücüyle hareket etme gereksinimini duyuyor" dedi.
"Şiddet mağduru kadın ailesinden de destek görmüyor"
AÜ Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şennur Kışlak, Uzman Psikolog Zeliha Damka ile yürüttüğü "Şiddet Mağduru Kadınlar: Sığınma Evlerinde Bir Ruh Sağlığı İncelemesi" araştırmasının verileri hakkında bilgi verdi.
Kışlak, eşlerin, yüzde 20'sinin neden yokken, yüzde 16'sının alkol kullandıklarında, yine yüzde 16'sının kıskançlık yaşadıklarında şiddete başvurduğunu belirtti.
Araştırma kapsamına alınan kadınların yüzde 53'ünün her gün, yüzde 37'sinin haftada bir, kalanının daha seyrek oranda şiddete maruz kaldığını dile getiren Kışlak, şiddete maruz kalan kadınların yüzde 55,7'sinin çıkış yolu bulamadığında intihar girişiminde bulunduğunu kaydetti.
Şiddete maruz kalan kadınların sadece yüzde 21'inin ailesinden desteği gördüğüne işaret eden Kışlak, şiddete maruz kalan kadınların birçoğunun evlenmeden önceki aile ortamında da şiddetin hüküm sürdüğünü dile getirdi.
Şiddet mağduru kadınların ciddi düzeyde psikolojik sağlıklarının bozulduğunun ve bu konuda profesyonel yardıma ihtiyaçları olduğunun dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Kışlak, "Yeni bir uyum süreci gerektiren sığınma evlerinde sağaltım açısından gerekli düzenlemelerin yapılması, psikolog bulundurulması ve gerektiğinde hekime ulaşmaları için kolaylıkların sağlanması, ayrıca üç aydan daha uzun süre bu evlerde destek verilebilmesi konusunda yapılacak düzenlemeler önem kazanmaktadır" diye konuştu.
Kadınların işe yerleştirildikten sonra kurumdan ayrılmasının önemine işaret eden Kışlak, sığınma evlerinin sayılarının, kapasitelerinin ve konforlarının artırılması, çocuklar için uygun düzenlemelere gidilmesi gerektiğini söyledi.
Şiddet mağduru kadınların hakları ve başvurabilecekleri yardım kuruluşları konusunda bilinçlendirilmesinin önemine değinen Kışlak, bu konuda devlet, medya, eğitim ve sağlık kuruluşlarına büyük görevler düştüğü kaydetti.
CNNTÜRK