karınca güzel harmanları görmediği için bir dane üzerinde titrer.
öyle büyük harmanı görmediği için hırs ve korkuyla o daneyi çeker.
mevlana
Günümüzde medya aracılığıyla evlilikler moda oldu. Sizde bir gün böyle bir şey yapmaya kalkışırsanız ilk olarak yapmanız gereken iki önemli şey var. Bunlardan birincisi kendinizi başkalarına çekici ve kabul edilir şekilde tanıtmak. İkincisi aradığınız kişiyi iyi tanımlamak.
Bu tanımlamalarda öne çıkan asıl unsur tanımlamayı yapan kişinin cinsiyeti. Araştırmalara göre kadınlar kendilerini çekici olarak tanımlayıp, kendilerinden yaşlı ve maddi durumu iyi olan erkekleri ararken, erkekler kendilerini maddi durumu iyi olarak tanımlayıp, kendilerinden genç ve çekici kadınları ararlar.
Kadın ve erkeğin bu romantik seçiciliği(?) evrimsel kişilik kuramının ortaya çıkmasına ve gelişimine de gereken desteği vermiştir. Tarafların kendilerini nasıl tanımladıkları aslında hiç önemli değil. İlginç olan yapılan araştırma sonuçlarına göre amaç sadece üremek. Yapılan seçim ise “anne babalığa yatırım” olarak görülmüş. Herhalde sıralanan diğer özeliklerde fazla mal göz çıkarmaz diye sürekli istene gelmiş. Şaşırtıcı olan evlilik ile sevgili için seçilenlerdeki kıstasın farklı oluşu. Sevgili sürecinde üreme süreci düşünülmediği için talepler erteleniyor, eş seçiminde tercihler evrimsel olarak aktarılmış şekilde sürdürülüyor.
Söylemekte yarar görüyorum bu yazı magazin ağırlıklı değil, bilimsel ağırlıklı olarak yazılmıştır. Paylaşılan bilgilerde akademik çalışmalardır, magazin dergilerinde yer alan saçma sapan anket sonuçları değildir. Okumayı düşünenlerin bunu göze alarak devam etmeleri önerilir.
Erkekler Kadınlarda Ne Arar?
Sonda söylenecek olanı başta söyleyelim de herkes bilsin. Erkekler mümkün olduğu kadar sık üreme taraftarıdır. Bunun içinde doğurganlığı yüksek kadınları çekici bulurlar. Çok çocuk verebilenin eş olma şansı yüksektir. En önemli kıstasta tabi ki yaşı. Genç bir eşin yaşlı bir eşe göre doğurganlık olasılığı daha yüksektir. Genç bir eşle özdeşleşen düzgün bir cilt, diri bir beden, parlak saçlar, dolgun dudaklar vb. fiziksel ipuçları kadının üreme yeteneğinin dışarıdan görülen göstergesidir. Bu da göstermektedir ki sıraladığımız bu kıstasların toplumda güzellik ölçütü olarak anılması tesadüfî değil aksine bilinçli bir ifade tarzıdır. Erkeklerin eşlerini çekici bulduklarında ilişkiyi ve evliliği sürdürmek için gösterdikleri çabanın arttığını Shackelfold yaptığı araştırma sonuçlarıyla ortaya koymuş bununda taraflarca bilinmesinde fayda var.
Erkekler eş seçiminde gençliğe ve güzelliğe önem veriyor ama bu yeterli değil. Temizlik, bakımlı olmak, her zaman düzgün ve şık olmak da istenen özellikler. Onun içindir ki aldatılan kadınlar diğer kadın daha çekici ise eşlerini daha fazla kıskanmaktadırlar. Çok ilginç değil mi?
Kadınlar Erkeklerde Ne Arar?
Kadınlar üreme ve çocuk yetiştirmede üstlendikleri farklı rollerden dolayı eşlerinde tamamen farklı kıstaslar aramaktalar. En önemli kıstas kaynak sahibi olmak. Aynen anladığınız gibi maddi gücü. Buradaki temel kaygı çocuk yetiştirmek için gerekenin var olması. Barnes&Buss yaptıkları çalışmada kadınların eşlerinde; en çok güvenilir olmak, iyi para kazanmak, hırslı ve mesleğinde yükselmeye kararlı olması gibi özelliklere önem verdiklerini ortaya koymuşlar. Bu arada komik erkekler kadınlar tarafından tercih edilir masalı yalan çıktı. İş ciddiye binince kimsenin mizah duygunuzla ilgilendiği yok beyler haberiniz olsun. Bunun yanında lisans mezunu ve üstüne birde baskın erkek rolü ile seçilmek isterseniz şansınız kat be kat artıyor. Evlenmeden önce erkeklerin maddi durumlarını iyi gösterme çabalarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorsunuzdur herhalde. Bu arada yardımsever ve cömert erkek kısa ve uzun vade de her zaman tercih ediliyor. Neden acaba?
İşin özü erkekler genç ve fiziksel açıdan çekici kadınları, kadınlar ise maddi kaynak sağlayabilecek erkekleri tercih etmektedirler. Kanaatimce bu bulguları biraz sorgulamak gerekir. Sorgulamadan yeni bilgilere ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Asıl ilginç olan ne biliyor musunuz? Bu kadar önemli bir konuda sevginin, saygının, güzel ahlağın, namusun, hayânın, tatlı dilin, hakkaniyetin, doğru sözlü olmanın, aile yapısının, yetişme şartlarının, birbirine denk olmanın esamesi bile okunmuyor.
Sizce de bu işte bir terslik yok mu?