Kadına Yönelik Cinsel Şiddet Saklanıyor

Cinsel şiddete maruz kalanların şikâyet sürecinde yeni travmalar yaşamasını önlemek için “Tecavüz Kriz Merkezleri” açılması talep ediliyor...

Esra Açıkgöz / Cumhuriyet / Pazar


Bir süredir kadın örgütleri, kadına karşı şiddetin en ağırı, ama en çok hasır altı edileniyle mücadele etmek için toplanıyor. Cinsel şiddete karşı neler yapılması gerektiğini, eksiklikleri tartışıyorlar. Şimdi o tartışmalardan ortaya bir yasa tasarısı çıktı. Cinsel şiddete maruz kalanların şikâyet sürecinde yeni travmalar yaşamasını önlemek için “Tecavüz Kriz Merkezleri” açılmasını talep ediyorlar. Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu’nun sözcülerinden İlkay Ertem anlatıyor…

- Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu’nda kimler var?

- Türkiye’nin farklı yerlerinden ve farklı alanlarda faaliyet gösteren kadın örgütleri, karma örgütlenmelerin kadın kolları, LGBTT örgütleri, bağımsız feministler, adli tıp, jinekolog, avukat, psikolog gibi konuyla ilgili uzmanlar var.

- Cinsel şiddet, kadına yönelik şiddetin en saklananı. Evli çiftler arasında da yaygın olarak yaşanıyor. Peki bu konuyla ilgili yeterli araştırma var mı?

- Bu konuda yapılmış en geniş kapsamlı çalışma Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yaptığı “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet” araştırması. Bu araştırma için, 51 ilde 24 bin 48 hane ziyaret edilerek 17 bin 168’den fazla hane halkıyla ve yaklaşık 12 bin 795 kadınla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi. Araştırmaya göre Türkiye’de her 10 kadından dördü eşi ya da birlikte olduğu kişi veya kişiler tarafından fiziksel şiddet görüyor. Kuzey Doğu Anadolu bölgesi yüzde 53 ile kadınların en fazla şiddet gördüğü bölge. Türkiye genelinde kadınların yüzde 39’u fiziksel şiddete uğrarken, yüzde 42’si fiziksel ya da cinsel şiddet yaşıyor. Bu, cinsel şiddetin yaşandığı durumların çoğunda fiziksel şiddetin de yaşanmış olduğunu ve farklı şiddet biçimlerinin genellikle bir arada yaşandığını gösteriyor. Kadınlar yaşadıkları cinsel şiddeti özellikle de evlilik içi cinsel şiddeti söylemekten çekinmelerinin yanı sıra bunu dile getirmeyi doğru da bulmuyor. Türkiye genelinde kadınların yüzde 15’i eşi ya da birlikte olduğu kişi, kişiler tarafından cinsel şiddet görüyor. Bu şiddetin bölgelere göre dağılımında yine yüzde 29 oranı ile Kuzeydoğu Anadolu bölgesi en yüksek orana sahip. Eşi veya birlikte yaşadığı kişilerden cinsel şiddet gören kadınların yaş dağılımına bakıldığında en yüksek oran 45-59 yaş arasında görülüyor. Ancak son 12 ayda şiddet görüp görmedikleri sorulduğunda en yüksek oran 15-24 yaş aralığında görülüyor. Yani, kadınlar evliliklerinin ya da beraberliklerinin ilk yıllarında daha çok şiddetle karşılaşıyor.


- Cinsel şiddetle kadınlar tek başlarına baş etmeye çalışıyorlar. Dillendirdiklerinde yaşadıkları süreç de mağdurluğu arttırıcı. Bu noktada alınması gereken en acil önemler neler?

Kadınlar cinsel şiddete uğradıklarını söyleyemiyor çünkü yargılanmaktan, suçlanmaktan ve hem kendilerinin hem de ailelerinin adının kötüye çıkmasından korkuyor. En önemlisi nereye gideceklerini bilmiyorlar. Bize göre en acil önlem konuyla ilgili kamu görevlilerinin toplumsal cinsiyet ve cinsel şiddet gören kadınlarla nasıl iletişim kurmaları gerektiğine yönelik iç eğitimlerin bir an önce başlatılması ve tabii ki Türkiye’de cinsel şiddet kriz merkezlerinin açılması.

- Hazırladığınız kanun tasarısıyla da bunları talep ediyorsunuz. Bu tasarı nasıl bir çalışmanın ürünü? Ne gibi sorunları ortadan kaldıracak?

Tasarı hazırlamadan önce yurtdışı örnekleri incelenip, hukukçu, psikolog, jinekolog, adli tıpçı ve feminist aktivistlerin olduğu teknik bir ekip tarafından Türkiye’nin koşullarına göre hazırlandı. Tasarı tam teşekküllü hastanelerde “Cinsel Şiddet Kriz Merkezlerini” açmayı amaçlıyor. “Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri”, cinsel şiddet gören kişilerin şiddet gördükten sonra karşılaştıkları adli ve tıbbi süreçleri kolaylaştırmak ve gerekli psikolojik ve adli desteği almalarını sağlayarak kişilerin yaşadıkları mağduriyeti azaltmayı hedefliyor. Bu tür merkezlerin açılması, cinsel şiddet sonrası yaşanan ve şikâyetçi olmak isteyenleri bile bu taleplerinden vazgeçirecek kadar uzun ve zorlu, adli ve tıbbi süreçlerin yaşanmasını engelleyecektir. Cinsel şiddet gören kişi bu merkezler sayesinde ihtiyaç duyduğu adli, tıbbi ve psikolojik desteği tek bir yerde alabilecek. Böylece kişilerin yaşadıkları travmayı tekrar tekrar yaşamasının önüne geçildiği gibi yaşadığı cinsel şiddetten şikâyetçi olan kişi sayısı da artacak.

- Platform olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na bir sunum yaptınız.

Komisyon bizi çok ilgiyle dinledi. Meclis’e kanun taslağımızla gitmemiz ayrıca çok iyi oldu. Bu konuda somut öneriler sunmamızdan memnun kaldılar. Komisyonun içindeki alt komisyonlara da sunum yapmamızı istediler. Bu konuda tekrar haberleşeceğiz.

Kadın Sağlık Haberleri

MENEPOZA YAKLAŞAN KADINLARDA DEPRESYONA GİRME RİSKİ DAHA YÜKSEK
Vajinal gençleştirme 'sağlığa zararlı olabilir'
Yeni salgın tehlikesi: Cinsel yolla bulaşan ve yayılmaya başlayan MG kadınları kısır bırakabiliyor
MUTLU BİR HAMİLELİK İÇİN YAPMANIZ GEREKEN 4 ŞEY
ERKEN ERGENLİĞE GİRMEK KIZ ÇOCUKLARIN YAŞAMLARINI NASIL ETKİLİYOR?