Kentler, ideolojiler, teknoloji değişirken insan psikolojisine de bakış da sabit kalamıyor. Batılılar elinde doğan psikolojiye Kur’an, sünnet ve hadislerden yola çıkarak bakan Rasjid Skinner, İslami Psikoloji alanında çalışmalarda bulunuyor. Klinik Psikoloji, antropoloji alanlarında da çalışmaları bulunan Skinner ile Sabahatin Zaim Üniversitesi’nde düzenlenen İslami Psikoloji Sempozyumu’nda bir araya geldik.
BATI’DA FITRAT KAVRAMI YOK
İslami Psikoloji’yi nasıl tanımlarsınız?
Aslında İslami Psikoloji, temellerini İslam’a dayandıran bir paradigma. Biz herkesin Allah’tan gelen bir fıtrat üzere olduğunu ve çeşitli özelliklerde olduğunu kabul ediyoruz öncelikle. Sizin için doğru ve doğal olana yönlendiren bir içgüdüden bahsediyoruz. Bu yaklaşımı Batı psikolojisinde göremezsiniz, fıtrat diye bir kavram yok orada, bu Kurani bir terim. Biz bunun insanı yönlendiren kısım olduğunu düşünüyoruz ve bu parçasıyla insanın diğer tüm kısımlarının uyum içerisinde olması gerekmektedir.
İslami Psikolojinin kaynakları neler?
Kur’an, Hadis, Sünnet ve Peygamberimiz (sav)’in örnek hayatının yanında, geleneksel klasik İslami eserlerden ve Gazali, İbn Sina, İbn Arabi, El-Belhi gibi alimlerden faydalanıyoruz. Bunun yanında şeriat üzere hareket ediyoruz ama fıkıh başka bir konu ve çok hassas. Hepimizin bu konuda farklı düşünceleri var. Şeriat ise bizi fıtrat konusunda mutlak bir yolda tutuyor ve etik ile sınırlarımızı belirleyip bizi yönlendiriyor.
Çalışmalarınızda neleri daha çok kapsıyorsunuz? Çalışmalarda ayetlere mi hadislere mi daha çok yer veriyorsunuz?
İnanan biri olarak, Peygamber’in söylediklerini, hadisleri kullanabiliriz aslında. Özellikle, içgüdüsel enerjiyle ve akıl ile alakalı bilişsel düzeyde bir durumla karşı karşıya geldiğimizde bu alanda gelişmiş belli kuralları göz önünde bulunduruyoruz. Ben kendi özelimde, belli hadislere ve İbn Arabi’nin yazdıklarına dayanarak bedeni zihinsel ve ruhsal bir bütünlükte ele alıyorum. Bunu daha kapsayıcı ve yararlı bir teknik olarak görüyorum. Bir terapide en önemli şeylerden birinin terapistin sezgilerinin olduğunu düşünüyorum. Terapist tüm kalbiyle orada olmalı, danışanı etkilemeli, danışanın sezgilerini algılamalı ve neyin doğru olup ne yapılması gerektiğini düşünmelidir.
İslamofobi’ye karşı İslami Psikolojinin önerileri nelerdir?
Aman Allahım! (gülüşmeler). İlk başta herkesin fıtrat üzere olduğunu kabul etmeliyiz ve sonrasında İslami Psikoloji’nin de bir çeşit dava olduğunu düşünmeliyiz. İslam’ın uygulama alanı anlamında, İslami Ekonomi gibi düşünebilirsiniz. Farklı konulara İslâmi bakış açısıyla yeni öneriler sunabiliriz. Birkaç yıl önce bir arkadaşım İngiltere’deki parlamentoda İslami partiden seçildi ve asıl amacı İslami Bankacılık üzerine bir çalışmaydı. Müslüman olmayanların Müslümanlardan çok bu fikre katıldıklarını söyledi. Müslümanlar bu düşünceye burun kıvırırken, Müslüman olmayanların iyi bir yöntem olduğunu düşündüklerini söyledi. Ayrıca Müslümanları sevmiyoruz ama İslami Bankacılık sistemini beğeniyoruz dediklerini ekledi. Bu bir çeşit davadır. İnsanlar Müslümanlar’ın ortaya koyduğu fikirleri gördükçe, onlarla tanışıp yakınlık kurdukça İslâm’ı fobi olarak görmeyeceklerdir.
AKADEMİ VE DİĞERLERİ MUTSUZ OLDU
Akademik alanda İslam psikolojisine hangi itirazlar yapılıyor?
1960 ve 1970’lerde Batılı bir kurgunun içerisindeki Müslüman psikologlar arasında ilk sıkışmalar başlamıştı. İyi bir geliri olan ve batının psikolojik eğitimi ile statü elde etmiş Müslümanlar, onlardan daha mı iyi bileceksiniz şeklinde tepkiler vermeye başlamışlardı. Sonrasında günümüzde popüler olana kadar yeniden bu görüşler askıya alındı ve biz daha fazla bu konu üzerine tartıştıkça, konuştukça, daha fazla klinik kurdukça, bu fikirleri uygulama alanında daha da yaygınlaştırdıkça, bu konudaki her şey daha tehdit edici olacak. Sadece Amerika’daki akademi dünyasında gördüğümüz İslami Psikoloji üzerine yapılan çalışmalar üzerinden gitsek bile, bu durumun birçok kesimi mutsuz ettiği aşikar.
İslami Psikoloji’nin uygulama alanları nelerdir?
Birleşik Krallık’taki İhsaan ve Amerika’da Khalil Center kliniklerinde İslami Psikoloji’yi uyguluyoruz. Bunun dışında kendi ofisinde uygulamalarını gerçekleştiren arkadaşlarımız var. Akreditasyonumuz henüz yok ama üzerine çalışıyoruz ve bu gibi işlerde bir araya gelince inanın her şey daha kolaylaşıyor ve daha hızlı ilerliyor. Bir sürü zor durumla, farklı vakalarla karşılaşıyoruz. Bir araya gelip tartıştığımızda herkesin farklı bir düşüncesi ve sürece katkısı oluyor, herkes birbirine ışık tutuyor. Beraber çalışmak müthiş bir kazanım. Kimsede fitne esamesi görmüyorsunuz herkes kalbî duygularını ortaya koyuyor. Bu nuru iyiye kullanabilmek önemli.
KERTENKELE DELİĞİNDEN ÇIKAMADILAR
İslami Psikoloji Müslüman olmayanlara uygulanabilir mi?
Evet ben daha bu konudaki ilk makaleler çıkmadan bu yöntemleri uyguluyordum. Herkese uyuyor ve ben farklı dillerde de kullanıyorum. Aynı model, aynı anlayış, aynı yorumlamalar herkes için mümkün.
Freudyen bakış açısı batıda güçlü bir ekol olmaya devam ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Özellikle Kuzey Afrika’da, Birleşik Krallığın bir kısmında. Freud bir bilim adamıydı, derin araştırmaları ve çalışmaları vardı fakat zarara uğratılmıştı. Politikaya bulaşan psikanaliz tehlikeli bir hal almıştı. Birçok Müslüman psikologun da hala bu yöntemleri kullanıyor şaşırtıcı gerçekten. Hala kertenkele deliğindeler. Demin de söylediğim gibi 60’lardan beri değişmediler.
Sizce bu yeni açılım, tüm insanlığa hitap edebilir mi? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu samimiyetle söyleyebilirim ki bu Hak’tır. Ve biz kliniğimizde bu yöntemlerin çok daha kısa sürede çözüme ulaştırdığını görmekteyiz. Danışanlarımızın %25 ‘i tek seansta tedavi edilebiliyorlar. Biz onlara batı psikolojisinin izah edemediği ve kısıtlı olduğu alanları, uygun bir şekilde izah ediyoruz. İnsanlar neler olduğunun farkına varıyorlar, anlıyorlar. Diğer daha karmaşık vakalarda da daha hızlı ve sağlıklı sonuçlar alabiliyoruz.
Bağımsız biri de iyi kalpli olabilir
Tasavvufun İslam Psikolojisi’ndeki yeri nedir?
Birçok alim ve mütefekkir bunun üzerine yazmış fakat İslami Psikoloji ile uğraşan birisinin böyle bir eğilimi olması gerekmiyor. Yani belli bir tarikat ehli olabilir de olmayabilir de. Benim ekibimde mesela belli bir gruba bağlı olan da olmayan da var. Gazali’nin de yazdığı gibi belli bir yere bağlı olmayan biri de iyi kalpli olabilir, bir tarikat ehli de iyi kalpli olabilir, bu değişir.
Kaynak:www.yenisafak.com