Hayriye Öztuğrul / Dünya Bülteni
Ensar Vakfı bünyesinde 2003 yılı başında faaliyetlerine başlayan ‘Değerler Eğitimi Merkezi’ değerlerin eğitimi konusunda akademik düzeyde araştırmalara öncülük ediyor ve ilgililere önemli katkılar sağlıyor.
Değerler eğitimi merkezi, değer eğitimini öncelikle aile ve dinî kurumların görevi olarak görmekle birlikte okulların ve sivil organizasyonların da bu konuda sorumlu olduğuna inanmakta. Çeşitli vakıf ve derneklerle din, ahlâk ve değer anlayışının geliştirilmesi, bu konuyla ilgili sorunların çözümü konusunda ortak çalışmalar yapılıyor.
Çeşitli eğitim seminerleri, paneller, çalışma grupları vb. faaliyetlerinin yanında değerler eğitimi konusunda araştırmalar, kitaplar da yayınlanıyor.
Bu yayınlardan biri Hayati Hökelekli’ye ait ‘İslam Psikolojisi Yazıları’ kitabıdır. Dem Yayınlarından çıkan ve araştırmacılara farklı bakış açıları sunan kitapta değinilen noktalar önemi şöyle özetleniyor:
“Kültürle iç içe ve etkileşim halinde bir varlık alanına sahip olan dinlerin inanç ve öğretileri, o ortamda yetişen kimselerde bilinçli ya da bilinç dışı derin etkiler meydana getirir. Bu yüzden, insan davranışlarını doğru anlamak ve yorumlamak için içinde geliştiği dini ve kültürel çerçeveyi dikkate almak bir zorunluluktur. Fakat kültürler arası mukayeseli araştırmalar henüz istenilen düzeye ulaşmış değildir. İçinde bulunduğumuz bilimsel gelenekte, Batılı teori ve kavramlar geniş ölçüde iktibas edilerek, diğer din ve kültür mensuplarının dünyası da bu çerçevede anlaşılır kılınmaya çalışılmaktadır.
İnsanın ruhsal hayatı ve davranışlarının ilmi olan psikoloji, çeşitli alt ve yan dallarıyla geniş bir alanda çalışmalarını yürütmektedir. Kendi içinde bir birlikten yoksun olan psikoloji bilimi, çeşitli yöntem, anlayış ve yorum farklarını içinde taşımaktadır. Fakat bütün bunların ötesinde bu bilimde ortak olan bir şey vardır: Modern Batılı insanın davranışlarını norm olarak ele almasıdır. Her konuda olduğu gibi din konusunda da Batı, kendi geleneğini ve değerlerini merkeze alan bir bakış açısıyla çalışmalarını yürütmektedir. Bu yüzden modern İnsan ve Toplum Bilimleri, Batı dışı toplumları ve özellikle Müslüman bireyleri anlamak ve onların kendi özgün dünyalarına nüfuz etmekte son derece yetersiz ve sığ kalmaktadır.
Bu kitapta yer alan yazıların ortak konusu, İslami kaynakların insana bakışı ve Müslüman bireylerin inanç ve davranış eğilimleridir. Tarihsel ve kültürel uzantıları yanında, güncel ve uygulamaya dönük bazı konuları da ele alan bu yazılarda, sınırlı belli konulardaki Müslüman zihin dünyasının görünümlerinin bir resmi ortaya konulmaya çalışılmaktadır.”