Kimi zaman basit ve çözülebilir gibi görünse de sonlandırılamadığı zaman mobbingin büyük problemlere dönüştüğnü vurgulayan Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, iş yerinde psikolojik baskının, kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başladığını söyledi.
Knudsen, Mobbing uygulayan kişi; ima ve alayla karşısındakini ezmeye, toplumsal itibarını sarsmaya yönelik hareketlerde bulunarak kişiyi işten ayrılmaya zorlar. Baskı uygulanarak, kişinin direnç ve sabrının yok edilmesi amaçlanmaktadır. Psikolojik şiddete maruz kalan kişi, bunu diğer iş arkadaşlarıyla paylaştığında, onların yaptığı olumsuz yorumlarla sorunun kendisinde olduğu kanısına vararak umutsuzluğa düşebilmektedir. Diğerlerinin onu anlamaması ya da kendi çıkarları doğrultusunda anlamak istememesi, kişide yalnızlık ve dışlanmışlık duygusuna neden olacaktır. İletişim önce tek yönlü, daha sonra da çift yönlü olarak kesilir. Baskı gören kişi, bir süre sonra dayanamayarak işten ayrılır. Fakat bu mobbingin bittiği anlamına gelmez. Çünkü bu süreç, bir başkası geldiğinde de devam edecektir dedi.
SESSİZ KALMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Mobbinge karşı kişinin kendini korumak için, baskı uygulayana uyarıda bulunması gerektiğini ifade eden Knudsen, bu gibi durumlarda sessiz kalmanın çözüm olmadığı belirtti. Knudsen, Mobbing sürecinde yaşanılan olaylar, verilen anlamsız emirler ve işler yazılı olarak kaydedilmelidir. İlk fırsatta kaydedilen bilgiler, yetkili birine kanıtlarla beraber rapor edilmelidir. Bu süreçte, kişinin iş arkadaşlarıyla da paylaşım içinde olması gerekir. Çünkü bu durumdan rahatsız olan fakat dışlanma ya da anlaşılmamaktan korkan kişilerden de bu sayede destek görmek mümkün olabilecektir. Psikolojik taciz çözümlenmediğinde çalışanda büyük sıkıntılar yaratabilir, başka bir iş yerine geçtiği zaman da kendine güvenini kaybettiği için ifade sorunu yaşayabilir. Bu nedenle, her türlü sorun muhakkak çözüme kavuşturulmalıdır şeklindeki önerilerin mobbingle mücadelede etkili olabileceğini söyledi.