FÜSUN SAKA Haber Türk Gazetesinin Cumartesi Ekinde "online Terapi" olgusunu işin içinde olan uzmanlarla ve farklı bakış açılarıyla ele aldı. Tartışmalı ve uygulama pratiği olmayan yada henüz yeni denenmeye çalışılan "Online Terapi" konusunda psikologlar arasında net bir mutabakatın olmadığı görünüyor. Uzmanlar konuya bir araştırma verisinden ziyade kendi durdukları noktadan bakmayı tercih ediyor. İşte FÜSUN SAKA'nın Haber Türk Gazetesinin Cumartesi Ekinde gündeme taşıdığı konunun ayrıntıları:
Geçiyorsunuz bilgisayar ekranının karşısına, açıyorsunuz msn’i, online terapistiniz karşınızda. 45 dakikalık seans başladı bile! Sorunlarınızı yazıyor, sorularınızın cevaplarını alıyorsunuz. Tıpkı yüz yüze terapide olduğu gibi. Ama online terapinin farklılıkları var: Mesela fiyatı daha uygun, hatta kredi kartına 12 ay taksit mümkün. Ayrıca zamandan da tasarruf sağlıyor. Bu yöntem, sağlık sorunları nedeniyle dışarı çıkamayanlara ve fiziksel engellilere de kolaylık getiriyor. Peki, online terapi ne kadar güvenilir? İşte, asıl mesele bu. ABD’de çok yaygın olan ve bir süredir Türkiye’de de uygulanan bu sistem, psikolog ve psikiyatrlar arasında tartışma yarattı. Çünkü online terapi yapanların sayısı artıyor ama sistemi denetleyen bir kurum yok. Bizde konuyu masaya yatırdık ve farklı görüşleri bu sayfada bir araya getirdik...
İnternet ortamındaki gelişmelere çok çabuk adapte olan Türk halkı yeni bir uygulamanın daha peşine takıldı. Yurtdışında, özellikle de ABD’de çok yaygın olan online terapi, Türkiye’de de giderek daha çok rağbet görüyor. Ancak bu yöntem, psikologlar arasında tartışmalı bir konu. İşte psikologları ikiye bölen online terapi tartışmasının geldiği nokta...
GAZETE HABERTÜRK-HT CUMARTESİ-FÜSUN SAKA
Zaman ve mekân sıkıntısına çözüm
onlineterapist.com’un kurucusu MELTEM KAVCAR SIRMALI: Türkiye’de online psikolojik terapiyi başlatan ilk sitelerden biri olan onlineterapist.com’dan psikolog Meltem Kavcar Sırmalı bu işe nasıl, neden başladığını ve sisteminin nasıl işlediğini anlatırken, eleştirilere de cevap verdi: “Online terapiye, yurtdışına giden hastalarımın yönlendirmesiyle başladım. Kendi dillerinde, kültürlerinde birini bulamayınca bana döndüler ve ‘Lütfen online terapiyi araştırın, yapalım’ dediler. Bu terapi yönteminin yurtdışında çok yaygın olduğunu gördüm ve 2007 yılında Türkiye’de kendi internet sitemi kurdum. Beş sene öncesine kadar genel kanı, online terapinin tamamen aleyhineydi. Bu işin danışmanlıktan çıkıp gerçek bir terapiye dönüşmesi için düzenli olarak yapılması ve standart terapi süresine uyulması gerek. Özellikle görüntülü terapi yüz yüze terapiyle olumlu anlamda kıyaslanabilir; neredeyse birebir eşdeğer sonuçlar veriyor. Dünya ister istemez bu yöne doğru gidiyor. Zaman ve mekan sıkıntılarıyla bazı özel konular, online terapinin bir ihtiyaç olduğunu gösterdi. Ancak online terapiye başlamadan önce, mutlaka en az bir kere terapistle yüz yüze iletişime geçmek gerek. Terapistin diplomasını görmelisiniz. Çünkü online terapideki en önemli etik sorunlardan biri, karşınızdaki kişinin kim olduğunu bilmemeniz. Bazen internetteki ilanlarda, ücretsiz terapi yaptığını söyleyenler oluyor. Bunlara itibar etmemek gerekiyor. Psikologlar yasası henüz çıkmadığı için denetleme yok. Bu nedenle online terapiye katılacaksanız, önce iyice araştıracaksınız ve kim, ne yapıyor bakacaksınız. “
Kimler bu yöntemi tercih ediyor?
Onlineterapist.com’un kurucusu Meltem Kavcar Sırmalı kendilerine başvuranların profilini şöyle çiziyor: “Taciz ya da tecavüze uğramış ve bunları paylaşmakta zorlanan kişiler online terapiyi daha çok tercih ediyorlar. Online terapi yapanların yüzde 85’i böyle. Yaşları 22-35 arasında. Sosyo-ekonomik seviyelerine gelince; çoğu üniversite öğrencisi ya da mezunu. Bu yeni yöntemi deneme cesareti gösterenlerin büyük bir bölümü anne-baba evinde yaşamıyor. Çoğunun karşı cinsle ilişkisi sorunlu. Cinsel sorunları var. Sitemizin üye sayısı 5.558. Üyelerin 1.505’i online terapi hizmeti almış, diğerleri ise sadece soru sorarak danışmanlık servisinden yararlanmış.”
Riskli bir uygulama
Türk Psikologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ESRA TUNCER: Psikoterapi, ruhsal rahatsızlıkların iyileştirilmesinde konuşmanın araç olarak kullanıldığı bir tedavi yöntemi. Yapılan araştırmalara göre, birçok durumda, kullanılan tekniklerden bağımsız olarak terapi ilişkisinin iyileştirici etkisi var. Online yapıldığı söylenen çalışma psikoterapi değil ancak danışmanlık olabilir. Bu yöntem, birçok sorunu da beraberinde getirme riski taşıyor. Ciddi rahatsızlığı olan kişiler zarar görebilir, onarılmaz hatalar yapılabilir. Her şeyden önce, tanı koymak için gereken çok önemli bir araçtan, gözlemden yoksun kalınıyor. Kişinin duygusal tepkilerini, vücut dilini, duygu durumunu gözlemlemeden tanı koymak mümkün değil. Daha uygun fiyatlı olduğunu düşünenler ve yakınlarında profesyonel psikoterapi imkanı bulunmayanlar, online terapiyi tercih ediyor olabilir. Onlara, bunun yerine “kendine yardım” kitapları okumalarını ve daha çok sosyal destek almalarını önerebiliriz.
Hasta yazışarak tedavi edilmez
Türkiye Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi Genel Sekreteri ZUHAL YERLİKAYA: Psikoterapi, yüz yüze yapılan ve açık iletişimin önemli olduğu bir insan ilişkisidir. Yalnızca konuşma değil, yardım alanla terapist arasındaki ilişki de tedavinin önemli bir parçası. Yazışarak iletişim tedavi edici olamaz.
Süreç online’a gidiyor ama...
Uzm. Psikolog ZEHRA EROL: Bir dönem ben de online terapi yaptım. Ancak, yüz yüze terapinin önemi gözardı edilemez. Online terapi alanlar genelde, sorunlarını anlatamayan ve çevresi tarafından bu sorunların bilinmesini istemeyen kişiler oluyor. Fakat terapide karşınızdaki kişiyle yüz yüze olmak, terapinin etkinliği açısından oldukça önemli. Süreç online terapiye doğru gidiyor olsa da, klasik yöntemlerin önemi su götürmez bir gerçek...