İNTERNET KEYİF VERİR, BAĞIMLILIK YAPAR

Melih Bayram DEDE

İNTERNET KEYİF VERİR, BAĞIMLILIK YAPAR

İnternette ihtiyacımız olandan fazla kalıyor, zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor ve bu zaman içinde yaptıklarımız da bize zaman harcamaktan başka bir şey kazandırmıyorsa, durup düşünmenin vaktidir.

Modern zaman "hastalık"larından birinden söz etmek istiyorum bu ay. Konumuz, "internet bağımlılığı". Peki bağımlılık nedir? Öncelikle ona bakmak lâzım. Genellikle bağımlılık tıbbi literatürde, "maddi" unsurlarla açıklanmakta. Uyuşturucu madde bağımlılığı, tütünlü mamüllere olan bağımlılık, bazı keyif verici ilaçlara bağımlılık gibi. Hatta aşırı yemek yemeye olan bağımlılık, eşlerin birbirlerine olan aşırı bağlılığı bile bağımlılık çerçevesinde değerlendirilebiliyor.

Bugün hayatın vazgeçilmezlerinden olan ve birçok alanda hayatımızı kolaylaştıran teknoloji de, doz iyi ayarlanmazsa bağımlılık yapabiliyor. İşte bu noktada karşımıza çıkan bir kavram "internet bağımlılığı". İnternette ihtiyacımız olandan fazla kalıyor, zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor ve bu zaman içinde yaptıklarımız da bize zaman harcamaktan başka bir şey kazandırmıyorsa, durup düşünmenin vaktidir.

İnternetin dozunu kaçırınca çocuklarının velâyetini kaybetti

Bu konudan söz ederken, Türk Psikoloji Bülteni'nde yer alan verilerden yararlanacağız. 24 Kasım 1997 tarihli The Guardian gazetesinde yer alan bir haber, konunun ne derece önemli olduğunu anlamamıza yetecek düzeyde:

"Floridalı bir kadın, mahkeme sonunda internet bağımlısı olduğuna karar verilince çocuğunun velâyetini kaybetti. Yargıç Jerry Locket, Pam Albridge'nin 7 ve 8 yaşlarındaki çocuklarının velâyetinin babaya verilmesine karar verdi. Tanıklara göre Bayan Albridge, eşiyle ayrı yaşamaya başladıktan sonra bilgisayarını yatak odasına taşımış, kapıyı sürekli kilitli tutmuş ve zamanının büyük bir kısmını internete bağlanarak geçirmeye başlamıştı."

Newsweek dergisine göre, İngiltere'de, internet kullanıcılarının yüzde 2-3'ü, ciddi derecede internet bağımlısı ve bu kişiler, uyanık oldukları zamanlarının çoğunu bu ortamda sörf yaparak ya da sohbet ederek geçiriyorlar. Bir anneye çocuklarını ihmal ettirecek ve sonuçta çocuklarının velâyetini kaybetmesine neden olacak derecede bir bağımlılıktan söz ediyoruz.

Bağımlıların çoğu erkek

Her ne kadar verdiğimiz ilk örnekte "hasta" ya da "kurban", nasıl tanımlarsak tanımlayalım, kadın ise de, yapılan araştırmalara göre internet bağımlılarının büyük çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. İnternet bağımlıları genellikle, sosyal yönden beceriksiz, genç erkekler olarak tanımlanmakta, bu kişilerin sosyal yaşamları ya da kendine güvenlerinin çok az ya da yok olduğu kanısına varılmaktadır. Bu kişiler, eğitimli, bilgisayarı genellikle iş hayatında kullanan kişilerdir. Bundan erkeklerin daha çok zaaf taşıdığı, iradesiz oldukları gibi bir sonuç çıkarmamak gerekir. Çünkü, araştırmalarda erkeklerin kadınlardan daha çok internet kullandığı ortaya çıkmıştır ve konuyu böyle değerlendirmek gerekir.

Modemi söktürmek çare mi?

Kadınlarda internet bağımlılığının en önemli nedenlerinden biri ise, kadınların erkeklere göre duygusal konular ve sorunlarını tartışmaya daha eğilimli olmalarından kaynaklanabileceği düşünülüyor. Bu yargı yaşadığım bazı tecrübelere baktığımda doğru gibi gözüküyor. Tanıdığım bir bayan, evde oturmanın ve de yapacak başka bir uğraş bulamamanın verdiği ruh haliyle, internete fazlaca zaman ayırmaya başlamıştı. Ve sohbet odalarında edindiği arkadaşlıklar o kadar ilerledi ki, gerçek hayattaki arkadaşlıklarını ihmal etmeye, çevresini sadece internetteki arkadaşlardan oluşturmaya başladı. Sonuçta, geceler boyu sanal sohbetler bitmek bilmedi, çoğu zaman günün ilk ışıklarına kadar uzadı. Aylar geçtikçe uyku bozukluğu, sosyal çevreden kopma, çocuğunu ihmal etme, evdeki görevleri ihmal nedeniyle eşiyle arasında baş gösteren problemler nedeniyle hatalı olduğunu kabul etti. İnternete ayırdığı zamanı azaltması gerektiğini, hayatın sadece sanal arkadaşlıklardan ibaret olmadığını gerçek hayatın da içinde olması gerektiğini anladı. Günler geçtikçe, hatasını anlaması ve internette sohbete ayırdığı zamanı azaltması gerektiğini kabul etmesinin tek başına yeterli olmadığını da gördü. Çözüm için ne yapması gerektiğini biliyordu ancak bir türlü internette saatler harcamaktan kendini alamıyor, bu iradeyi gösteremiyordu. Sonrasında, eşiyle ortak bir karar alarak evdeki bilgisayarın internet ağına bağlanmaya yarayan modemini söktürdüler. İrade ile başaramadığını, kendisine yasak koyarak başarmayı denedi. Sonuçta başarılı oldu mu derseniz, hayır! Bu da çözüm olmadı ve modem birkaç hafta sonra yeniden bilgisayardaki yerini aldı. Çünkü, internetten kaçmak çözüm değildi. Son gördüğümde, "İnternete artık girmeyeceğim, bundan sonra sanal değil gerçek arkadaşlıklar kuracağım" dedi bana. Umarım bu hayalini gerçekleştirir. Bu örnek, insanoğlunun en önemli buluşlarından biri olan internetin doğru kullanılmadığı takdirde ne gibi sonuçlar doğuracağına yönelik sadece bir örnek. Hayatta bunun gibi birçok olay yaşanıyor. Ve hepsi de bu kadar kolay anlatılabilecek gibi değil.

Kahve mi, internet mi? İnternet!

Bizde internet kullanımı gelişmiş ülkelere kıyaslandığında hâlâ fazla yaygınlaşmadığı için, teknolojiyle ilgili sorunlar da bize geç aksediyor. Örneğin, ABD'de her üç boşanmanın birinde boşanma nedeni olarak İnternet bağımlılığı gösteriliyor. Bunun yanı sıra ABD'de işyerinde internet kullananlar arasında yapılan '2005 Web@Work' araştırmasında ise araştırmaya katılanların yüzde 52'si internet bağlantılarını kaybetmektense sabah kahvesinden vazgeçmeyi tercih ettiğini açıklamış. Bu ülkede, çalışanların yüzde 93'ü işlerinin bir bölümünde internetten yararlanıyor. Bu oran, geçtiğimiz yıl yüzde 86 oranındaymış.

İnternet bağımlılığının belirtileri

İnternet bağımlıları, genellikle zamanı etkili kullanmada başarısızlık, uyku sürelerini kısaltma, öğünleri kaçırma gibi olumsuzluklar yaşamaktadır. Önemli bir bölümü de, internete bağlı olmadıkları zamanlarda huzursuzluk yaşadıklarını ve hemen internete bağlanma arzusu yaşadıklarını itiraf etmişlerdir. İnternete ve bilgisayara karşı aşırı bağımlılık yaşayanlar, onsuz yaşamalarının mümkün olmadığı düşüncesindedirler. Bilgisayarı iş ve okul ortamında kullanmak zorunda olanlar, işlerinin önemli bir bölümü internete bağlanmakla ilgiliyse de, boş zamanlarında da internette gezinmek ve sanal sohbetler yapmayı tercih etmektedirler. Bilgisayar başından ayrılmak ya da basılı (kâğıt) bir kitap ya da dergiyi okumak gibi bir eğilim içine girmek pek tercih ettikleri bir şey değildir.

Sürekli oturmayın, biraz dolaşın!

Bilgisayar başında sürekli oturmak yukarıdan beri saydığımız sorunların yanı sıra çeşitli fiziksel sorunları da beraberinde getirmektedir. Göz yorgunluğu, aşırı hareketsizlikten dolayı kilo alma, sürekli oturmaya bağlı bel ve boyun fıtığı belirtileri, sürekli fare (Mouse) kullanmak nedeniyle oluşan ve bilekte sinir sıkışması nedeniyle ağrı veren "Carpal Tunnel sendromu" gibi rahatsızlıklar da bilgisayar ve interneti uzun sürelerle kullanmanın yol açacağı sağlık sorunlarındandır. Bu sorunları en aza indirmek için, bilgisayar başında kaldığımız bir saatin en az 15 dakikasını kalkıp dolaşarak geçirmeliyiz. Bunun için, fırsatlar yaratabilirsiniz. Bir kahve almak, su almak, yüzümüzü yıkamaya gitmek, işyeri ya da okulda yürüyerek ulaşabileceğiniz arkadaşlarınızla sürekli internetten konuşmak yerine bazen yanlarına giderek konuşmayı denemek yaratabileceğiniz fırsatlardan sadece bir kaçı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.