İnternet Bağımlılığı Uzmanları Korkutuyor

Deutsche Welle'nin bilgisine başvurduğu uzmanlar, oyun bağımlılarının günde 8 ila 10 saat bilgisayar başında oturduğunu, hafta sonlarında bu sürenin 16 saate kadar çıkabileceğini belirtiyor.

Deutsche Welle / Zoran Arbutina / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Ayhan Şimşek


Almanya'da artan internet bağımlılığı kaygılandırıyor. Federal hükümetin uyuşturucu ile mücadele sorumlusu „İnternet ve bilgisayar oyunları – bağımlılık ne zaman başlıyor?“ başlığıyla bir konferans düzenliyor.

Alkol bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı ya da kumar bağımlılığı. Bunlar resmi statüye sahip bağımlılık şekilleri. Bu bağımlılık şekillerinin tanımları gayet ayrıntılı bir şekilde mevcut, uluslararası kataloglar da bu rahatsızlıklara listelerinde yer veriyor. Ayrıca ulusal ve uluslararası düzeyde de çeşitli tedavi programları var. Ancak bilgisayar oyunları ve internet bağımlılığı söz konusu olunca, durum değişiyor. Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlayan Mainz Üniversitesi’nin Oyun Bağımlılığı Bölümü’nden Psikolog Kai Müller, sağlık alanındaki yasaların bu konuda gayet açık olduğunu, internet bağımlılığının hala başlı başına bir rahatsızlık olarak kabul görmediğini belirtiyor. Müller, Dünya Sağlık Örgütü’nün, psikolojik rahatsızlıkları sıraladığı kataloglarında internet bağımlılığının henüz yer almadığını söylüyor.

Mahrumiyet saldırgan ve depresif yapıyor

Ancak bu, bilgisayar oyunu bağımlılığı diye bir olgunun var olmadığı anlamına gelmiyor. Diğer tüm bağımlılık hastalıklarında olduğu gibi burada da, düşüncesel olarak belli bir maddeye ya da davranışa sabitlenme söz konusu. Ayrıca internet bağımlılarında da mahrumiyet semptomları gözlemlenebiliyor. Deutsche Welle'ye konuşan Neuenkirchen’deki Bağımlılık Kliniği’nden Psikolog Alexander Axmann, bir bağımlının, internete giremediği ya da bilgisayar oyunu oynayamadığı takdirde, saldırgan veya depresif olabileceğini kaydediyor. Buna ek olarak performans düşüklüğü ve sosyal hayattan kendini geri çekmenin gözlemlendiğini belirten Axmann, bu özelliklerin, bilgisayar oyunlarına bağımlı olanlar için karakteristik olduğunu söylüyor.

Günde 16 saat bilgisayar başında

Deutsche Welle'nin bilgisine başvurduğu uzmanlar, oyun bağımlılarının günde 8 ila 10 saat bilgisayar başında oturduğunu, hafta sonlarında bu sürenin 16 saate kadar çıkabileceğini belirtiyor. Axmann, internetteki çeşitli rol yapma oyunlarının, internet bağımlılığının tek değil, sadece en tanınmış biçimi olduğunu söylüyor:

"İnternetteki sohbet odalarında dur durak bilmeden sohbet etmek, sürekli olarak e-maillerini kontrol etmek ya da internette devamlı araştırma yapmak da önemli bir sorun olabiliyor." diyen Axmann, sanal seks bağımlılığının da önemli rol oynadığına dikkat çekiyor.

Asya'da daha da büyük bir sorun

Bugüne kadar yapılan araştırmalar, Avrupa çapındaki 12 ila 18 yaşındaki gençlerin yaklaşık yüzde üçünün internet bağımlısı olarak tanımlanabileceğini gösteriyor. Bu oran sadece Almanya’da değil, Yunanistan, Avusturya, Polonya veya Finlandiya gibi birçok Avrupa ülkesinde saptanmış. Deutsche Welle'ye konuşan psikolog Müller, sorunun bazı Asya ülkelerinde çok daha vahim olduğuna dikkat çekiyor. Tayvan’da bir araştırmanın internet kullanıcılarının yüzde dokuzunun bağımlı olduğunu ortaya çıkardığını anlatan Müller, Çin’de de internet ve bilgisayar oyunları bağımlılığının, ulusal bir sağlık sorunu olarak görüldüğünü, hatta devletin bile bunu kabul ettiğini söylüyor.

Hastaları gerçek hayata döndürmek lazım

Bilgisayar oyunu ve internet bağımlılığının bazı Asya ülkelerinde neden bu kadar yaygın olduğu henüz kesin olarak bilinmiyor. Uzmanlar, söz konusu ülkelerdeki yüksek başarılı olma baskısının, bu rahatsızlığa yol açabileceğini belirtiyor. Hayatın gerçeklerinden kaçış da, Avrupa’da sorunun kökeninde yatan nedenlerden biri olarak görülüyor ve tedavide de, bu noktadan yola çıkmaya çalışılıyor. Bağımlılık uzmanı Axmann, örneğin sorunlu olanlara özgüven ya da stresle başa çıkma egzersizleri yaptırılabileceğini, iletişim egzersizlerinin de işe yarayabileceğini söylüyor ve sonuçta hastaları gerçek hayata geri döndürmenin gerektiğini vurguluyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri