Antalya Kent Konseyi tarafından düzenlenen Toplum Odaklı İnsan Ticaretiyle Mücadele Faaliyetlerinin Oluşturulması Semineri'nde konuşan Elina Siderova, örgütün uluslararası bir kuruluş olduğunu ve Türkiye'nin de bu örgüte 2004'te katıldığını belirtti. Örgüt bünyesinde 125 üye 94 de gözlemci ülke olduğunu belirten Siderova, örgütün geçen yılki bütçesinin 1 milyar doları bulduğunu ifade etti.
Siderova, Uluslararası Göç Örgütü olarak her yıl 2 milyon kişinin insan ticareti mağduru olduğunu belirlediklerini vurguladı.
İnsanların yoksulluk, işsizlik, fırsat eksikliği gibi nedenlerle başka ülkelere göç etmeye karar verdiklerini anlatan Siderova, insan ticareti mağdurlarının büyük çoğunluğunu ise 18-24 yaşları arasında genç nüfusun oluşturduğunu bildirdi.
Kadınların eskiye oranla daha çok göç ettiklerine değinen Siderova, ''Eskiden ailenin geçimini erkek sağladığı için gurbete gidiyordu, fakat şu anda kadınlar da çalışıyor ve ailelerinin geçimini sağlıyor. Dolayısıyla kadınlar çok daha fazla göç ediyor'' dedi.
İnsan ticaretinde mağdurların en büyük sorununun bilgi eksikliği olduğunu söyleyen Siderova, başka bir ülkeye gitmeye karar veren kişilerin yeterince inceleme yapmadıklarını da belirterek, şöyle konuştu:
''Araştırsa o ülkede maaşların düzeyi nedir, bu alanda çalışmalar nasıl yapılır, çalışma izni nasıl alınır, o işveren gerçekten var mı? Bazen kontrat imzalayıp geliyorlar ama kontrat sahte. Şöyle de bir yanılgı var: Genelde insan ticareti mağdurlarının çoğunluğunun üniversite mezunu olduğunu söylüyorlar. Altı yıldır bu konuda çalışıyorum ve mağdurların çoğu ancak 8, 9. sınıfa kadar okumuş. Birçoğu kırsal bölgelerden geliyor. Önemli bir kısmı annesiz, babasız veya yurtlardan çıkmış çocuklar. Bir kısmında zeka geriliği var. Tacirler onları hedefliyorlar, çünkü onları kandırmak çok daha kolay. Biz de çalışmalarımızda onları kendimiz gibi algılamamaya çalışıyoruz. Bazen aklımızdan geçiyor, 'neden kaçmadı, polise sığınmadı' diye, fakat bu kişilerin hayat öyküleri bizim öykümüzden çok farklı. Onlara karşı ön yargılı yaklaşmamak gerekiyor.''
''SIKI POLİTİKALAR YİNE MAĞDURA ZARAR VERİYOR''
Elina Siderova, göç politikalarının sıkılaştırılması halinde insan ticaretinin de yeraltına indiğine dikkati çekti. Bu durumda yine mağdurların zarar gördüğünü ifade eden Siderova, ''Bu konuda yapılan araştırmalara göre kısıtlayıcı politikalar uygulandığı dönemlerde mağdurların durumları daha da kötüleşiyor, çünkü o zaman, sınırdan yasa dışı şekilde geçiriyorlar ve onlara yapılan muamele daha da kötüleşiyor'' diye konuştu.
Görüştüğü insan ticareti mağdurlarının büyük bölümünün Türkiye'ye yasal yollardan girdiklerini söylediklerini anlatan Siderova, mağdurların yüzde 99'unun ülkeye kendi pasaportlarıyla girdiklerini kaydetti.
Başka bir ülkeye iş anlaşması imzalayarak gidecek kişilerin, imzaladıkları metinlere mutlaka dikkat etmesi gerektiğini belirten Siderova, bu konuda sadece kadınların değil erkeklerin de mağdur edildiğini anlattı.
Son yıllarda insan ticareti mağduru erkek sayısının da arttığını bildiren Siderova, şöyle devam etti:
''İstatistiklere bakıldığında Türkiye'de tespit edilen kişilerin önemli bir kısmı kadın ve çocuk, fakat biz erkek insan ticareti mağdurları da tespit ediyoruz. Genelde zorla çalıştırma oluyor. Fabrika ve inşaatlarda çalıştırılıyorlar. Onları tespit etmek daha zor oluyor. Aynı şey zorla evlerde çalıştırma için de geçerli. Çünkü evin belli bir mahremiyeti var, orayı denetleyemiyorsunuz. Türkiye'de bu anlamda belli bir trende gidiyor. Dünya genelinde ilk dönemlerde sadece kadın ve çocuklar tespit ediliyor, daha sonraki aşamalarda erkek insan ticareti mağdurlarında da artış olduğunu gördük.''
Elina Siderova, örgütün de eksikleri olduğunu; kampanyaları daha çok kadınlara yönelik hazırladıklarını, kamuoyunda da bu yönde bir anlayış oluşmasına yardımcı olduklarını ifade etti. Erkeklerin de insan ticareti mağduru olabileceklerini anlatmak gerektiğini kaydeden Siderova, ''İnsan ticaretinde mağdurun illa kadın olması gerektiği gibi düşünülüyor ve mutlaka cinsel istismara uğramış olması bekleniyor. Ama erkek insan ticareti mağduru sayısı da her geçen yıl artıyor'' dedi.
Antalya Belek'te kaldığı beş yıldızlı otelden de örnek veren Siderova, otelin hamam ve saunasında çalıştırılan yabancı uyruklu kişilerin hiçbirisinin çalışma izninin olmadığını öğrendiğini kaydetti. Siderova, ''Hepsinin borcu var. Evrakları alınıyor ve güvenlik gerekçesiyle otelden istedikleri zaman çıkamıyorlar'' diye konuştu.
32 MİLYAR DOLARLIK BİR SEKTÖR
Siderova, insan ticaretinin organize bir suç olduğunu ve yılda ortalama 32 milyar dolar gibi rakamlardan bahsedildiğini kaydetti.
Son yıllarda Türkiye'de insan ticareti mağduru olan kadınların milliyetlerinde de değişiklik olduğuna işaret eden Siderova, 2005'teki istatistiklerde daha çok Moldova, Ukrayna ve Rusya'dan gelen kadınların insan tacirlerince kullanıldığını, son yıllarda daha çok Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan'dan kadınların mağdur edildiklerini bildirdi.
Bu ülkelerden gelen kadınların geleneklerine daha bağlı ailelerden olduğuna işaret eden Siderova, bu yapının, kadınların kandırılarak getirildikleri ülkelerden kaçarak evlerine dönmelerinin önüne geçtiğini söyledi. Bu kadınların geri dönme şansı olmadığını savunan Siderova, ''Aileleri onları kabul etmezler. Bu ülkelerde gelenekler çok kuvvetli'' dedi.
Elina Siderova, insan tacirlerinin daha çok borçlandırma yöntemini kullandıklarını, kadınlar ihtiyaç duymadan onlara cep telefonu ve giysi gibi malzemeler alarak, bunları da mağdurun borç hanesine yazdıklarını sözlerine ekledi
NTV & AA