Newcastle’da bir pazar sabahı. Klasik İngiltere havası var bugün. Yağmurlu, gri bulutlu ve kasvetli bir hava. Henüz sabah saat Onbir. Ama gökyüzündeki manzara sanki akşam saat 5 olmuş gibi. Vanilyalı yeşil çayımla Kuzey İngiltere’nin şubat soğuğunda ısınmaya çalışırken, "İngiltere’de Psikoloji Lisans Egitimi" başlıklı yazımın ardından aldığım mailler ve sorular üzerine; "Bu yazının yazılması elzemdir" diye düşünerek bilgisayarımın başına geçtim.
İngiltere’de 5. yılımdayım. 2006 senesinin Eylül'ünden bu yana öğrencilik dönemim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Olumlu ve olumsuz yasadıklarım, gördüklerim, şahit olduklarım hepsinin bende birer izi var şimdi. Her şeye rağmen tek cümleyle özetlemem istense "mükemmel bir deneyimdi benim için" diyeceğimi biliyorum. Bir gün gelmeye karar verirseniz çok şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmelisiniz. Değişmeye hazır olun! Kesinlikle değişeceksiniz eğer değişmezseniz bir sorun var demektir.
Bakış acınızdan tutun da olayları değerlendirmenize kadar her şeyi artık başka bir dünyadan izleyeceksiniz. Belki ne buradakiler gibi olacaksınız ne Türkiye’dekiler gibi. Kötümü bu peki? Bence değil! Değer yargılarımdan ödün vermedim, inandığım şeyler hiç değişmedi şükürler olsun. Ama değiştim, görüyorum bunu. Gelenekçi bir yapısı olan, değişime kolay ayak uyduramayan ben değiştim. Henüz 21 yaşımın sonlarında gelip gençlikten yetişkinliğe geçiş sürecini İngiltere'de tamamladım. Bu yüzden bana aykırı, yanlış ve lüzumsuz gelen şeyleri almamayı tercih ettim. Ne tam olarak Türk kültürü ne de batı kültürü oluştu bu yüzden! Türkiye’de bir çok fikri eleştiren Tuba burada da uslu durmadı.
Evet, her şeyin dezavantajı ve avantajı olduğu gibi elbette İngiltere’de öğrenim görmenin de hem dezavantajı hem de avantajı var. Tamamen bizim kültürümüzden farklı bir kültür, din ve dille yaşandığı ve tarih derslerinde güneşin hiç batmadığı ülke olarak öğrendiğimiz İngiltere’nin üniversiteleri ülke ekonomisi için bacasız birer fabrika niteliği taşımaktadır.
İngiltere yabancı öğrenci sosyal hizmetler danışmanlığının (Uk Council for international Student Affairs) 2010 Eylul ayinda internet sitesindeki yayınladığı habere göre en son yapılan araştırmalarda 2009 yılında, Avrupa dışından (Non-Eroupe ) 311 bin öğrenci ülkeye eğitim için giriş yapmış.
Göçmenlik Sosyal Hizmetler servisinin (Joint Council for the Welfare of Immigrants) hesaplamalarına göre uluslar arası öğrencilerin ödedikleri yıllık toplam harç ücreti 5,5 milyar GBP ve 8 milyar GBP (13 Milyar TL ve 20 Milyar TL ) arasında olduğu belirtiliyor.
Örneğin; Bournmonth Üniverstesi’nin kendi web sitesinde yayınladığı bilgiye göre 2010/2011 yılı için belirlediği harç ücreti £9,500 - £11,500 (yaklaşık 25 bin TL ve 30 bin TL) arasında değişmektedir.
Başka bir örnek ise Northumbria Üniverstitesi’nin resmi web sitesindeki yeni belirlenen harç ücretleri. Lisans eğitimi için en düşük £9,450 (eğitim, hukuk, sağlık, sanat, sosyal bilim ve isletme bölümleri) ile en yüksek £10,150-£11.350 (Spor & Psikoloji Bilimleri, Mühendislik & Fen Bilimleri, Dizayn & Tasarım, Bilgisayar Programlama ve Fizik Tedavi) arasında bölümlere göre farklılık göstermektedir.
Bu bölümlerin master ve doktora programları için belirlenen harç ücret ise hemen hemen lisans eğitim harçlarıyla aynı olmakla beraber sadece business (işletme) bölümü için £11,100 olarak verilmiştir.
Öte yandan sizden beklenen IELTS sınav sonucunuz (6.5-7) olduğu taktirde üniversitelerin kendi bünyesindeki başarılı öğrencilere yapacağı harç indiriminden faydalanabileceğinizi unutmayın. Bunun yanında bazı devlet kuruluşları,özel kurumları tarafından öğrencinin başarısına göre burslar mevcut olmakla beraber genellikle lisansüstü eğitimler için verilmektedir. Burs başvuruları için üniversitelerin kriterleri farklılık göstermektedir. En önemli koşul ilk yazımda da ifade ettiğim gibi çok iyi derecede ingilizce bilinmesidir.
Bunun yanında öğrenci vizenizde size verilen haftalık 10 saat çalışma izninizi kullanıp cep harçlığınızı edinebilirsiniz. Kafeler, restaurantlar, mağazalarda çalışan öğrenciler mevcuttur. Hem bu sayede İngiltere hayatının içine girmiş ve dilinizin pratik kazanmasını sağlamış olursunuz.
İngiltere’de öğrenci olmanın maddi anlamda külfetli olduğu aşikardır ama bunun size maddi ve manevi getirileri de küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Her şeyden önce akademisyen olmak istiyorsanız Türkiye’de sizi herkesin önüne geçirecek ilk faktördür. Aldığınız diploma ise dünyanın her yerinde geçerliliği olduğundan dünyanın hangi ülkesinde çalışmak isterseniz iş bulmakta sorun yaşamayacağınız bir gerçektir.Psikoloji eğitiminizi böyle farklı kültür barındıran bir yerde yapmanız ise size çok daha ayrı bir deneyim kazandıracaktır.Her şeyden önce literatürü ingilizce olarak tanıyacak ve takip edeceksiniz. Dünyada yapılan çalışmaları bizzat orijinalinden okuyup anlayabilecek ve onu meslek hayatınıza geçireceksiniz. Bu ise meslek hayatınızda gelişmeniz için sağlam bir basamaktır.
Burda psikoloji eğitimi teoriden önce deney ve uygulamaya dayandığı işin araştırmalarınızı sağlayacak ve ona dayanak oluşturacak her türlü imkanın içinde yoğrulacaksınız.Stajlara önem veren bir eğitim sisteminde burda çalışabileceğiniz birçok kuruluşta deneyim kazanacaksınız.İlk zamanlarda yaşam ve kültür farklığının yanı sıra eğitim sisteminin farklılığı sizi şaşırtsa da zaman içerisinde alışıyorsunuz.Deneyim kazanacağınız kurumların size yardımları sayesinde daha da rahatlayacaksınız çünkü her nerede deneyim kazanmak isterseniz isteyin sizi en az bir haftalık eğitimden geçirip yapacağınız çalışmalar konusunda yetiştirip kalifiyeli eleman pozisyonuna getiriliyorsunuz.Üstelik her eğitimle sertifika da alıyorsunuz.İnsanların rahat yaşam tarzının olması size kolaylık sağlıyor.Örneğin psikoloji okurken yapacağınız bir araştırma,anket veya deneylerde sokağa çıkıp denek bulmanız hiç zor değil.Bana göre daha subjektif neticeler alabilirsiniz çünkü bu ülkede bilimsellik söz konusu olduğunda size gayet açık ve samimi yaklaşıyorlar.Bu faktör de sizin işinizi kolaylaştırıyor.Mesela yolda bir gay yada lezbiyenle karşılaştığınızda eğer araştırmanız bunun üzerine ise onlar bundan çekinmiyorlar ki zaten kendilerini deşifre etmekten kaçınmıyorlar.Bir parkın bankında yada bir kafede kitaplarınızla otururken yanınıza her an birisi gelebilir aynı masayı yada bankı paylaşmak isteyebilir.Bir süre sonra konuşmaya başlarlar işte bu kendinizce yaptığınız analizlerde kendiliğinden gelişen sosyal bir yardım oluverir.Londra’da bir mağazada ödeme için sıra beklerken gelen Kenyalı bir amcanın nerelisin sorusuyla başlayan sohbetin psikoloji okuduğumu öğrendiğinde gittiği nokta bazen hadi ben şimdi ne düşünüyorum söyle bana olabiliyor.Her şeye rağmen insanların sürekli gülümsemeleri ve tanımadığı halde selam vermeleri sizi derin bir rahatlamaya sevkediyor.
Elbette bu maddesel kazanımların yanında birde kültürel gelişiminiz olacaktır. Sadece İngilizleri, İngiliz kültürünü tanımakla kalmıyor, dünyanın birçok ülkesinden gelen yüzlerce insan, kültür, dil tanımanız kaçınılmazdır. İngiliz öğrencilerin uluslararası öğrencilere alışık olması, yabancı öğrencilerin kendilerine daha kolay alışmasına yardımcı oluyor. Bir süre sonra kendinize olan güveniniz, ayaklarınızın yere bastığını hissetmeniz size kişisel gelişiminizde artılar sağlayacaktır. Ülkenizden istediğiniz zaman gidemeyeceğiniz kadar uzak olmanız ise sıkıntılarla karşılaştığınızda size beklemeyi, sabretmeyi ve sıkıntılarla baş etmeyi sağlayacak. Eğer ilk 8 ay sabrederseniz her şeyin rayına oturduğunu buranın bir parçası olduğunuzu hissetmeniz kaçınılmazdır.
Başka bir ülkeye giderken herkesin korkuları vardır fakat unutmayın siz tek değilsiniz. Sizin gibi yola cıkmış birçok öğrencileri görünce rahatlama hissedeceksiniz. Bayramlarda Türkiye’de ki gibi bir havayı soluyamasanızda Türk camilerinde yada çeşitli kuruluşların düzenlediği davetlerde kendinizi vatanınızda hissedebilirsiniz. Çünkü Türkler her yerde!
Her yerde olduğu gibi ünlü Türk kebapçılarına rastlayacak, damağınızda özlem bırakan bu tatları tadacaksınız. Ayrıca, Christmas (Noel) ve Easter (Paskalya) tatili 3 hafta ve haziran ayından eylülün son haftasına kadar olan 3 aylık tatillerinizi de Türkiye’de geçirme fırsatınız var.
Kalacak yer olarak ise size sunulan okulun yurtları mevcut. Başvuru yaptığınızda dikkat etmeniz gereken şey ise yurtlar, karışık (erkek-kız) yurt ve sadece kız yurdu olarak ayrılıyor. Başka bir seçenek ise studio flat denilen studyo daireleri kiralayabiliriniz. Kiralar ise yasayacağınız bölgelere göre farklılık gösteriyor. Haftalık £50 da bulabilirsiniz konforuna ve yerine göre £200 da bulabilirsiniz. Başka bir seçenek ise mutfak, banyo ve salonun ortak kullanım alanı olduğu, bahçeli ve 4-5 odalı tipik İngiliz evlerinin öğrenci evine çevrilmiş olanlarından bir oda da kiralayabiliriniz.
Eğer güneşi ve yaz mevsimini seviyorsanız burada biraz zorlanabilirsiniz. Üstelik geçtiğimiz ayda hava sıcaklığının Newcastle ‘da -17 dereceye düştüğünü düşünürsek. İngiltere’nin güneyi, kuzey kesimlere nispeten daha sıcaktır. Yıllık güneşli gün sayısının çok düşük olduğu meteorolojik bir gerçek.
Güney bölgelerinde kış aylarında hava sıcaklığı 3–6 derece civarındadır. Kuzey kesimlerde yaz aylarında hava sıcaklığı 16–24 derece, güney kesimlerde ise 18–26 derece civarındadır. Kış aylarında kuzey kesimlerde ısı çoğunlukla sıfırın altındadır son 2 yıldır yüzyılın en ağır kışını yaşayan Avrupa ülkelerinden birisi hiç şüphesiz İngiltere’dir.
Ama bir süre sonra İngiltere’nin bu melankolik havasına alışıp yağmurda yürüyüş yaparken take away aldığınız kahvenizle yeşilliğin tadını çıkarmadan edemeyeceksiniz. Her şeye dayanıklılık direnciniz arttığı gibi soğuğa dayanıklılık direncinizin de artacağını düşünürseniz bunun da aslında faydasını görebilirsiniz.
Tuba Doğan
Northumbria University / Psychology Student