Ruh sağlığı alanında faaliyet gösteren iki arkadaş arasında şöyle bir tartışma geçti. “Öyle Bir Geçer Zamanki” dizisindeki İnci Öğretmen karakteri ortaöğretimdeki öğrencilerin algısını olumsuz etkiler mi? Tartışma kendi kıvamında ilerlerken bu konu hakkında yazmam gerektiğini düşündüm. Sonra PC’nin başına geçtim.
Açıkçası zor ve spekülatif bir soruydu. Değer yargıları ile mesleğin ilkeleri arasında kaldım. Bir tarafta gelişimin bilinen bir seyri var; Son ergenlikteki duygu fırtınası, kırılganlık, hassasiyet, duyusal krizler… Diğer yandan öğretmenlik otoritesinin, tarafsızlığın, sahip çıkmak ile koruyucu tutumu ayırt etmenin zorunlu olduğu bir mesleki rol var. Yıllarca bu soru öğrenciler tarafından hep soruldu. Bir öğrenci öğretmenine aşık olabilir mi? Doğrusu bende aynı soruya muhatap kaldım. Bana da sorulmuştu. Cevabı o an için zor gelse de ben şöyle cevap vermiştim; “Eğer sen aşık oldum diyorsan demek ki aşık olunabiliyor.” Bu sorunun zor olan kısmı sorunun niteliğinde saklıdır. Çünkü soru manipülatif yada beklentiye dönük bir soru. Yani yönlendirici. Soru soran soruyu sormak için değil bir aşkı ilan etmenin kapılarını aralamak için soruyu sorar.
“Öyle Bir Geçer Zamanki” dizisinde olgusal bir gerçekliğin dillendirilmesi biraz gerekli birazda de hakikate vurgudur. Çünkü bu tür ilişkiler yaşanıyor ve yaşandığı gibi konuşuluyor. Evlilikle sonuçlananları da var. Ancak dizide ki senaryoda bir manipülasyon var. Mesajın kişileri yöneltmek istediği farklı bir nokta var. İzleyicinin gözünde olayları doğru bulmayan okul müdürü kısmen kötü adam rolündedir. İlişki aşikar edildiği halde müdürün müdahaleci tavrı izleyiciye kötü müdür imajı eşliğinde sunuluyor. İnci öğretmen ise aşık olunan kişi olduğu halde Mete'yle sınıf ortamında baş başa kalmakta herhangi bir beis görmemesi, bir aşk durumu yokmuş gibi rahat davranması izleyiciye verilmek istenen farklı bir mesajı esas alıyor. Mete İnci hocayı koruyor, İnci hoca Mete’yi ikna becerisiyle rahatça yönetebiliyor. Aslında tutarsız bir tablo var. Çünkü İnci hoca’ya biçilen rol çelişkilidir. Öğretmenlik sınırlarını bilen ve bu konuda kendisine oldukça güvenen bir karakter. Diğer tarafta Mete’ye karşı diğer öğrencilere nazaran daha sempatik daha yakın ve daha koruyucu bir tutum sergileyebiliyor. Senaryoda izleyicinin zihninde öğretmen öğrenci ilişkisini meşrulaştırmayı tasvip etmiyoruz mesajını vermek için İnci hocanın nişanlısı da sürece dahil ediliyor. Ancak nişanlı karakterinin sürece dahil edilmesi güçlü bir beden dili mesajıyla bertaraf ediliyor. Nişanlısıyla konuştuktan sonra Mete’ye manidar bakması “öğretmen öğrenci aşkı” meşruiyetini onaylayan güçlü bir pekiştireç işlevi görüyor.
Pedagojik formasyonda temel ilke şudur. “Mesleğinin sorumluluğu kadar mesleğinin sınırlarına da riayet et” İnci öğretmen Mete’yi topluma kazandırabilir. Ancak Mete’ye karşı koruyucu bir tutum sergilemesi doğru değil. Öğrenciyi desteklemekle, öğrenciyi korumak farklı şeyler. İnci öğretmen özel koşulları olsa bile Mete’yi diğer öğrencilerden ayırt edemez. Çok özel bir öğrenciye -kıvamında olmak koşuluyla- biraz fazla ilgi gösterilebilir. Ancak bu hissedilir şekilde yada ayrımcılık yapılıyor hissi uyandıracak şekilde yapılamaz. Mete kendisine aşık. Bunu bildiği halde mesafe almaması öğretmenlik formasyonu açısından ayrı bir sorun.
İzleyici şunu biliyor. İnci öğretmen Mete’ye özel sorunları olan bir öğrenci olduğu için ilgi gösteriyor. Ancak izleyici şunu da bekleyebilir. Hocam sende biraz uzak duruver. Öyle bir tutum takın ki… Öğrenci öğretmenine aşık olsa da şu mesajı alsın; “Öğretmenler öğrencilerinin aşkına karşılık vermezler.” Çünkü mesleki konumları bunu gerektiriyor. İnci hocam! Nişanlanıyorsun. Bu senin hakkın. Ama Nişanlınla görüşürken sizi izleyen Mete’ye öyle manidar manidar bakma. Ona karşılık veremediğin izlenimi uyandırma. Zorunlu olarak nişanlanıyorum mesajı verme.
Aslında kötülük yaptığı açıkça tespit edilmemesine rağmen müdürün kötü adam karakterine yakın bir rol oynaması da sorgulanabilir. İnci öğretmeni müzik odasında Mete’nin elini tutarken baş başa gören müdür uyarısını yapmak zorunda. Ama müdürün uyarıyı yapma tarzı seyircide nefret uyandırıcı bir tavır eşliğinde izleyiciye aktarılıyor.
Hasılı kelam. Objektiflik adına Dizinin genelinde kötü bir senaryo var. Senaristler taraf tutmuş. Zaten solcular iyi sağcılar kötü mesajı ağırlıkta. Senaristlerin politik hassasiyetleri diziye bariz yansıtılmış. İnci hoca masum, müdür kötü, Mete’nin aşık olmaması yada aşkını devam ettirmemesi için bir neden yok.
Diziler Türkiye toplumunun son 20 yılında önemli bir etkiye sahip. Yeni jenerasyonun algısından anlayışına kadar bir neslin dizilerin gölgesinde dönüşüme uğradığı söylenebilir. İnci öğretmen potansiyel olarak her okulda olabilen öğrenci öğretmen aşkının daha aşikar bir zeminde yaşanmasına katkı sunabilir. Öğrenciler cesaretlenebilir. Öğretmenler öğrencisin aşkına karşılık vermekte beis görmeyebilir. Anne babalar inci öğretmenin tavrından endişe duyarken; "İnci öğretmene haksızlık yapma" demek her zaman kolay olmaz.
Normal olan durum: Öğrenci öğretmenine aşık olabilir.
Anormal olan durum 1: Öğretmenin bu aşka karşılık vermesi
Anormal olan durum 2: Öğretmene duyulan aşkın normalleştirilmesi
Anormal olan durum 3: Öğretmene duyulan aşkın yüksek sesle (aşikar bir şekilde) ifade edilmesi. (Yani öğretmene çıkma teklif etme)
NOT: Dizileri çok sık takip etme imkânım yok. Senaryoyu yorumlamada eksik bilgi sahibi olabilirim. Eksiklik varsa aşağıdaki yorum ekle bağlantısını kullanarak katkı sunabilirsiniz.