Avusturya Kültür Ofisi ve MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen serginin açılışında konuşan Dekan Prof. Dr. Nazan Erkmen, ''Profesyonel sanatçı ile şizofren sanatçı arasında nasıl bir fark var?'' diye sorulduğunda, sanatçı için ''kendini ifade ediyor'' denildiğini söyledi.
Sanatçının farklı bir dürtüsü olduğuna inanıldığını, sanatçı için derinlerde yatanı bulup çıkarmak ve estetik bir bütün içerisinde ifade etmenin önemli olduğunu belirten Erkmen, ''Sanatçı, derinlerde, bilinç altındaki gizemlerini ortaya çıkardığında estetik elemanlar kullanmazsa, ortaya koydukları hiçbir değer taşımayabilir. Bu nedenle sanatçı sunduğunu, deneyim ve estetik elemanlar yardımıyla bilinçle işlemezse, ortaya çıkanın bir değeri olmayacaktır'' şeklinde konuştu.
Sanatçının, topluma hitap eden ve ortaya bir sav koyan kişi olduğunu dile getiren Erkmen, sanatçının bunu yaparken de kolektif bilinç altından yararlandığını kaydetti.
Şizofrenin ise çoğunlukla kendi bilinç altına ait ve kendine yönelik mesajlar verdiğini vurgulayan Erkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Elbette modern sanatçı da kendi bilinç altını ve bilinç öncesini kullanır. Fakat o toplumsal bir dile dökmeye yarayan teknik bilgi ve hünere sahiptir. Sanatçı yol alırken yanılmalara uğrar. İfade tarzları değişir ve dinleyici araştırır. Şizofren sanatçı ise dinleyici araştırmaz, gerçek dünyayı değiştirmek ister. Onun için yaratır. Resminde kendisi için özel olan önemlidir. Bunları sembollerle açıklar. Onun için şizofren sanatçıyı anlamak güçtür.''
Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi Müdürü Christian Brunmayr da şizofreni hastalarının, toplum tarafından dışlanmış insanlar olduğunu, bu insanların buna rağmen güzel sanat eserleri ortaya koyduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından, Avusturyalı ve Türk şizofreni hastalarının yaptığı yağlı boya resimlerden oluşan serginin açılışı gerçekleştirildi.
Sergi, 27 Nisana kadar gezilebilecek.