Hüseyin Üzmez hasta mı, suçlu mu?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Cinsel taciz ve istismar olaylarında kurbanlar kadar faillerin de muayenesi gerekir. Sayın Hüseyin Üzmez’in psikiyatrik kontroldan geçmemesi çok şaşırtıcı.
 
Çocuğa cinsel taciz suçundan sanık Sayın Hüseyin Üzmez’le ilgili Adli Tıp Raporu ciddi şekilde tartışılıyor. Ancak tartışma hep çocuk çevresinde dolaşıyor.
 
“Çocukta cinsel taciz sonucu nasıl fiziksel veya ruhsal hasar olmazmış” tepkisi var.
 
Çocuğu muayene eden hekim veya hekimlerin tıbbi verilerini ve gerekçelerini görmeden, adli dosyayı incelemeden bir yorum yapmak yanlış olur.
 
Fakat asıl tartışılması ve kamu vicdanının rahatlatılması gereken konu çocuk değil 78 yaşındaki aktördür. Muayene edilmesi ve hasta olup olmadığının değerlendirilmesi gereken kişi odur. Adli Tıp Kurumu’na muayeneye gönderilmemiş olması çok şaşırtıcı.
 
65 yaşını geçen bir kişi notere işlem için gittiğinde ‘Akıl zayıflığı, hastalığı veya bunama belirtileri’ olup olmadığına dair Psikiyatrik Rapor istenir. Sağlam raporu olmayanlara verilecek her karar da bu eksiklik Yargıtayca bozma nedeni olarak kabul edilir.
 
Eğer cinsel davranım bozukluğu ‘Seks Bağımlılığı’ tanısını alıyorsa ceza azami sınırlardan verilir. Yahut ‘Frontal Lob Demansı’ olarak bilinen bir bunama türü varsa cezai ehliyeti yoktur. Ceza verilmez, ancak kısıtlama uygulanır.
 
Bu bunama türünde kişi utanmaz, sıkılmaz, pişmanlık duymaz, hatasını küçümser ve cinsel arzularını baskılamakta zorlanır. Kişiliğinin diğer alanları sağlıklı olabilir. Sathi bir değerlendirme ile sağlıklı olduğu zannedilir. Bazı nöropsikolojik testlerle ve beyin görüntüleme verileri ile kesin tanı koyulabilir.
 
Komşusuna, torununa sarkan yaşlılar bu gözle mutlaka değerlendirilmelidir.
 
Şimdi Sayın Üzmez’in cezaevinden çıkar çıkmaz televizyonlarda boy göstermesi, olayı küçümsemesi, fevri konuşmaları, kendisine kızların asıldığını övünerek anlatması, kişilik değişikliği gösteren bir tür bunama belirtilerini çağrıştırmaktadır. ‘Disinhibisyon’ denilen araz da kişi isteklerini, konuşmalarını, öfkesini denetlemeyi başaramaz.
 
Sayın Üzmez’in davranışsal belirtileri olan kişilik değişimi biçiminde bir tür bunama içinde olması kuvvetli bir ihtimaldir.
 
Bizim mahallenin adamı denilerek örtbas etmeye çalışanlar veya karşı mahallenin adamı diyerek abartarak yorumlayanlar mahcup olabilirler.
 
Eğer Sayın Hüseyin Üzmez sağlıklı bir insan ise vicdanının sesini dinler nefs ve şeytanın yeni hilelerine karşı inzivaya çekilirdi. Hem kıza ve ailesine zarar vermemiş olur hemde dostlarının yüzüne bakabileceği, başı dik dolaşabileceği güne kadar aklanmayı beklerdi.
 
Lütfen Hüseyin Üzmez’le karşılaşan dostları onunla torunları ve kızlarını aynı evde bırakıp bırakamayacaklarını düşünsünler. Mutlaka tavır koysunlar. Buna faydalı mahalle baskısı denilir, toplumu ve gelecek kuşakları korumuş oluruz.
 
Hüseyin Üzmez’in eşinin pişkin tavırları çok şaşırtıcı ve cahilce. Hiç mi kadınlık onuru yok, bu nasıl dindarlık anlayışı? “Zevce-i Tahirat” hayatlarını hiç mi okumamış?
 
Demek ki insanlar nefislerini ve menfaatlerini herşeyden daha çok seviyorlar ve inançlarını kolayca ucuza satabiliyorlar.