Çocukluğunuzdan beri size gizlice öğretilen bir durum bu aslında… Zoru başarma hırsının göreceği mükafat ile büyütülürüz, sonrasında tatminkar olmayan ve hep daha fazlasını isteyen bir birey haline geliriz. İnsanlar artık takdir edildiklerini hissetmezler ve dehaya sahip oldukları alanlarda çalışmadıklarını düşünürler. Bu duygular hayatı boşa harcadığımızı ve daha fazlasını aslında kısa yoldan yapabileceğimizi hissettirir. Bu durum her açıdan desteklenir. Mesela reklamlar… Farklı ürünleri tanıtsalar da bize sürekli verdikleri mesaj şudur: “Bunu alırsan işin kolaylaşır, şunu seçersen daha hızlısın, bunu yaparsan mükemmel olursun!”
MEĞER ÇOK YANLIŞ ANLAMIŞIZ
Tüm bunlar insanoğlunda öyle bir yere tekabül eder ki dayanılmaz olur. Evet disiplin olmadan hayatı kolaylaştırma, daha özgür, hızlı ve mükemmel kılma hissiyatı çekicidir. Çünkü disiplin bizlere sıkıcı ama şart bir koşul olarak öğretilmiştir. Oysaki olayı çok yanlış anlamışız…
DİSİPLİN DEMEK “ROBOT GİBİ YAŞAMAK” DEMEK DEĞİL
Tanıtılan birçok ürün nasıl işe yaramıyorsa, hayatınızı kolaylaştıracağını sandığınız çoğu şeyler aslında sizden çalınan zamanlardır. Disiplinli bir hayat, ne yapacağınızı en kestirme yoldan bildiğiniz hayattır. Disiplin demek robot gibi yaşamak değil, zaman tasarrufu ile mutlu olmak için kendinize daha çok vakit ayırmak, yaşamınızı kolaylaştırmaktır.
HAYATI KOLAYLAŞTIRMANIN İPUÇLARI
Peki, bu disiplinli ve kolay hayatı nasıl sağlayabiliriz?
Gerçek ihtiyaçlarınızı düşünün: En önemlisi öncelikle neyin “yeterli” olduğunu bilmeli, bilmiyorsanız keşfetmelisiniz. Gerçek ihtiyaçlarınız neler; bir ev, bir araba, daha çok alışveriş mi? Yoksa sağlıklı zaman geçirmek mi? Maddi ihtiyaçların altındaki asıl arayışlarınız neler? Sürekli aşılan kredi kartı limitleri gerçek ihtiyaçlarınız için mi hakikatten?
Hayatınızdan fazlalıkları ardınıza bakmadan atın: Kullanmadığınız tüm eşyalar, gereksiz elbiseler hayatınızı fark etmediğiniz şekilde sıkıştırmaktadır. İç huzurunuz için öncelikle sizi saran gereksiz her şeye “hoşça kal” derseniz, gerçek ihtiyaçlarınızın neler olduğunu anlayarak disiplininizi oluşturursunuz.
Hayatı basit yaşamaya çalışın: Zoru başardığınızda mükemmel olabilirsiniz ama sizi kalıcı mutlu eden bu olmayabilir. Sizin için zoru başarmak, sizi mutlu eden şeylere vakit ayırmak neden olmasın? Çünkü en zoru bu; neredeyse vaktimizi en az ayırabildiğimiz “kendimiz” aslında en büyük ihtiyacımız.
Neyi seviyorsanız onu yapın: Evet, disiplin anlayışının en fazla beslendiği cümleniz bu olmalı. İlgi alanlarınızı belirleyin, sevdiğiniz her şeyi mutlaka yapın, bunu bir disiplin haline getirerek rutinlerle atlamadan yapın.
Kötü gözüken her şeyi abartmayın: Kötü düşünceleri çoğaltmayın ve kötüyü çağırmayın. İyiliğe ve iyi olabilecek geleceklere odaklanın, disiplininizi ve enerjinize buraya yöneltin.
Hayatı verimli kullanın: Hayatın kısa olduğundan sürekli söz etmek yerine, hayatı daha verimli kullanmak için uğraşın. Çünkü hayat başlar ve biter. Nasıl başlayıp nerede sona erdiği değil, ikisi arasına neler sığdırabildiğiniz önemlidir.
Olumlu düşünün.
Gülümseyin, kendinize gülmeyi bilin.
Seni seviyorum demeyi bilin.
Mazeret bulmayın, doğruyu söyleyin.
Tüm canlıları sevin.
Paylaşmayı bilin.
Farklılıklara saygı duyun.
Sağlıklı beslenin.
Değer verin.
Bol bol teşekkür edin.
Bu listeyi daha uzatabilirsiniz. İşte gerçek disiplin anlayışının esas temellerini bunlar oluşturursa, disiplin hiç de sıkıcı değil; aksine hayatınızı güzelleştirirken, basitleştiren en hakiki reklam sloganınız olabilir!