Yaşantısı sorunlar yumağına dönüşmüş; baktığı her yönde "çözümsüzlük" gören, azıcık iyilik halini bile piyangodan çıkan ikramiye gibi değerlendiren bir tanıdığıma...
Yine yakınmaya başladığı bir sırada... "Hayat tarzını biraz olsun değiştirmeyi düşündün mü?" diye sordum.
Durakladı...
"Onu da geçtim" dedim; "en azından hayata bakış tarzını değiştirmeyidüşündün mü hiç?"
Sessizliği uzun sürdü...
Sonra...
"Haklısın" diye karşılık verdi. "Her şey insanın psikolojisine bağlı!"
Bu sözü duyunca...
İçimden "hayıııır!" diye bağırmak geldi. Sükunetimi zor korudum.
Zaten ne zaman böyle bir tavırla karşılaşsam "Yapmayın arkadaşlar! Psikoloji bu değil! Psikoloji ağzınızda sakız ettiğiniz bu şey değil. Unutun, Allah rızası için unutun şu psikoloji lafını... Psikolojinizden değil, hayatınızdan söz ediyorum" diye bağırmak istiyorum.
***
Bu klişeler, önyargılar, zihinsel ve davranışsal alışkanlıklar bitiriyor bizi.
Hiçbir sorunumuzu çözemeyeceksek bile...
Neden çözemediğimizi bilerek o hali algılayalım!
Yeter artık!
Düşünün, neredeyse bütün kültürel formasyonun insan "psişesi"nin derinliklerinin ve onun sosyal olanla ilişkisinin anlaşılması çabasına dayandırmış biri söylüyor bunu. Neden? Çünkü artık "burama" geldi!
"Psikolojim şöyle, psikolojim böyle" diye bir laf tutturmuşuz.
Berbat hayatlarımıza teslim oluşumuzu, iş değiştirme tembelliğimizi, aşktan meşkten korkumuzu, "elalem gibi yaşama" köleliğimizi ve daha ne çok şeyi "ama psikolojim böyle" diyerek meşrulaştırıyoruz. Hiçbir şey değişmiyor tabii.
Çaresizliğimiz de!..
***
Geçenlerde "alternatif tıp diye saçmasapan bitkisel kürler yapmaya değil alternatif bir hayata geçmeye ihtiyacımız var" diye yazmıştım.
Buna ek olarak şimdi de diyorum ki...
Psikolojini alternatif kişisel gelişim teknikleriyle falan değiştiremezsin, hayatını değiştir! Televizyonlarda da boy göstermeye başlayan "bilmem ne tekniğiyle ruhsal gelişim"cileri dikkatle izliyorum.
Yatıştırıyorlar sizi, dikkatinizi "hayat"ınızdan başka tarafa çeviriyorlar, sorunları geçiştiriyorlar! "Psikolojiniz"e iyi geliyor bazen, biliyorum.
Ama sonra görüyorsunuz ki, hepsi geçiyor; bu teknik bitiyor, yerini moda olan yeni bir teknik alıyor, sonra yine bir başkası...
Çünkü hayatınız aynı şekilde sürüyor ve hayatınızda benimseyemediğiniz ne varsa, yerinde kalıyor. Neden?
Çünkü onu değiştirmek zor!
Çünkü o başka bir cesaret ve bakış açısı gerektiriyor.
O bazen "toparlanıp gitmeyi", bazen hiç yerinden kalkmadan "aklını başına toplamayı" zorunlu kılıyor.
Sabah Gazetesi