20 dakikalık bir egzersiz; kendimizi daha iyi hissetmemize neden oluyor, stresimizi azaltıyor, enerji düzeyimizi arttırıp yorgunluğumuzu azaltıyor.
Ünlü bir tıp merkezi olan Mayo Klinik’e göre, enerjisiz hissetmenin ana nedenlerinden biri fiziksel aktivite azlığı. Bu sebeple eğer psikolojik olarak yorgunsanız ve yorgunluğunuzu azaltmak istiyorsanız egzersiz yapmanız gerekiyor. Birçok klinik çalışma egzersizin yorgunluk hissini azaltmada ilaçlardan daha etkili olduğunu göstermiş.
Depresyonda fiziksel hareket isteği azalır: Depresyona girmiş kişilerin en fazla yaşadıkları hallerden biri de kendilerini enerjisiz ve yorgun hissetmeleri. Bu kişiler evde, hareketsiz ve yalnız kalmaya meylederler. İçlerinden dışarı çıkmak gelmediğini, kollarını kıpırdatacak dermandan yoksun olduklarını söylerler. Halbuki, bu kişilerin iyileşmek için evden çıkmaları ve hareket etmeleri gerekir. Bu durum aküsü bitmiş arabaya benzer. Nasıl arabanın aküsü biterse ve arabayı iterseniz akü dolarsa, depresyondaki kişi de harekete geçerse enerji seviyesi yükselir. Psikolojik yorgunluklarda daha fazla hareketsizlik yorgunluğu azaltmaz aksine arttırır.
Enerji yönetimi programları: Günümüzde şirketlerde üst düzey yöneticilerine yönelik enerji yönetimi programları uygulanıyor. Buradaki enerjiden kasıt, uzun süreli, iyi bir performansla çalışabilmektir.
Bu programların arkasındaki rasyonel şöyle: Üst düzey performans gösteren sporcular nasıl performanslarını arttıracak antrenmanlar yapıyorsa; üst düzey bir yönetim sürecini uzun süreli götürebilecek şekilde enerji sahibi olmak için de bedenen ve ruhsal olarak eğitilmek gerekir.
İşleriniz yoğun ve siz bu işleri uzun süreli yürütebilecek psikolojik ve beden dayanıklılığına sahip değilseniz oyundan düşersiniz. Bu sebeple teknik becerilerin yanında enerji düzeyinizi de yönetmeniz gerekir.
Üst düzey performans için manevi, psikolojik ve bedensel iyilik gerekir: İşleri yürütebilmek için gerekli enerjinin üç boyutu vardır. Bunlar; manevi, psikolojik ve fiziksel boyutlardır.
Manevi boyut yapılan işin anlamlandırılması meselesidir. Kişi hayatını anlamlandırmışsa, yaptığı işi de bu anlamın içinde tutabiliyorsa daha etkili ve uzun süreli çalışabilir.
Psikolojik boyut iş süreçlerinde oluşan duyguları yönetebilmek ve duygusal dayanıklılık meselesidir. Kişi duygularını dengeli tutabildiği sürece çalışma hayatını iyi bir performansta sürdürebilir.
Fiziksel boyut ise bedenin iyi ve güçlü halde tutulmasıdır. Fiziksel çalışmada beslenme ve hareketlilik üzerine odaklanılır. Kişilere hem iş yerinde çalışırken hem de iş dışı zamanlarda fiziksel egzersiz yapma becerisi kazandırılmaya çalışılır.
Örneğin uzun süre olduğu yerde oturanlara her 30-45 dakikada küçük hareketler ve germe hareketleri, her 90-120 dakikada ise yerinden kalkıp yürümek gibi daha büyük hareketlilikler yapmak öğretilir.
Kaynak:www.star.com.tr