Hanta Virüsü İstanbul'da!

Kemirgenlerden geçen “Hanta virüsü” İstanbul’da da ortaya çıktı.

Kemirgenlerden geçen “Hanta virüsü” İstanbul’da da ortaya çıktı.
Daha önce Zonguldak ve Bartın’da görülen hastalığın kurbanının kısa süre içinde ölümle yaşam arasındaki ince çizgide gidip gelmesi, dikkatleri hastalığa çevirdi.
Başta fareler olmak üzere, genellikle kemirgenlerden insanlara geçen “Hanta hastalığı”nın ilk örneğine İstanbul’da rastlandı. 30’lu yaşlarının ortalarında bir akademisyen olan S.M. 1.5 ay önce 38-39 derece arasında seyreden ateş, halsizlik, bel ağrısı, hafif mide bulantısı gibi belirtiler üzerine grip geçirdiğini düşündü. Doktora danışarak başladığı antibiyotik tedavisinden yarar görmeyen S.M. bunun üzerine hastaneye başvurdu. Hastaneye yatırılışının üzerinden 48 saat geçtikten sonra yoğun bakıma alınan S.M. 72 saat sonra ise solunum cihazı ve diyaliz makinesine bağlı hale geldi. Durumun ciddiyeti ve hastanın 3 gün içinde yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiye gelmesi, tüm doktorların vakayı yakın takibe almalarına neden oldu ve başka hastalıklar değerlendirilmeye başlandı. Bunlardan biri de hastanın Hanta virüsü taşıyabileceği ihtimaliydi.

Testler Pozitif

Türkiye’de Hanta virüsünün varlığını test etme imkânı olmadığı için, kan sonuçları Almanya’ya gönderildi. Sonuçlar hastanın Hanta virüsü taşıdığını gösteriyordu. Yoğun bakımda kaldığı 10 günü bilinci yerinde olmadan geçiren S.M., uygulanan tedaviler sonucunda artık sağlıklı ve mutlu. Acıbadem Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Tunga Canpolat’la Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Nevin Sarıgüzel Sar, bir hastada hastalık hızının bu derece korkutucu olmasına ilk defa rastladıklarını söyleyerek,
Hanta virüsü şüphesini hastada ateşle birlikte trombosit düşüklüğü olduğunu gördükten sonra düşündüklerini söyleyerek uyguladıkları tedavileri anlattılar.

"Pazartesiye Çıkmaz Diye Düşündüm"

Dr. Alper Tunga Canpolat, S.M.’nin hastalıkta kritik kabul edilen 3. evrede diyalize alınmasına ve solunum cihazında desteklenmesine rağmen istenen sonucun gelmemesi üzerine, yaşamından ümit kestiklerini ve tüm çabalarına rağmen ertesi günü çıkaramayacağını düşündüklerini söyledi. Hanta virüsünün iki çeşidi olduğunu belirten Canpolat ve Sar, hastalığın akciğer tutulumu olan tipinde ölüm riskinin yüzde 50-60 oranında olduğunu, S.M.’de görülen böbrek tutulumunda ise bu riskin yüzde 20 civarında bulunduğunu söyledi. Bununla birlikte hastada diyaliz makinesine bağlanma gereği halinde bu risk yüzde 50’lere kadar yükselebiliyor.

Hanta Nedir?

Hanta virüsü insanlara kemirgenlerin idrar, çıkartı ve salgıları yoluyla bulaşır.
Hastalık belirtileri “grip” ve “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi” ile benzerlik gösterir.
Hastalığın kuluçka süresi 1-3 hafta arasındadır. Bu sürenin sonunda ani başlayan yüksek ateş, üşümetitreme, halsizlik, yaygın adale ağrıları, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikâyetler meydana gelir. Bu şikâyetlerin başlamasından kısa süre sonra kan trombosit sayısında azalma, böbrek fonksiyon bozukluğu, geçici bulanık görme, öksürük, solunum bozukluğu, deri veya mukozal kanama gibi belirtiler görülebilir.

Teneke Meşrubatları Temizleyin

Hanta virüsünün kişinin aklına gelmeyecek bulaşma yolları olduğunu söyleyen uzmanlar, yaptıkları araştırmanın sonucunda virüsün S.M.’ye bulaşmasının tek yolunun teneke kutudan içilen meşrubat olduğu sonucuna vardıklarını belirttiler. Meşrubatların tutulduğu depolarda kemirgenlerin bulunma riskine karşı, temizlik kontrollerinin ihmal edilmemesi ve yıkanmadan tüketilmemesi gerekiyor. (Habertürk)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel-sağlık Haberleri