Cinsellik her zaman gönüllü olarak kişinin istediği zaman, istediği kişi ile istediği biçimde gerçekleşmiyor. Cinsel taciz, ensest ve tecavüzün yanı sıra işyerinde cinsel taciz, randevu tecavüzü gibi şiddet içeren eylemlerin mağduru siz ya da bir yakınınız da olabilir.
Üçüncü sayfa haberleri toplumsal ruh iklimimiz hakkında önemli mesajlar veriyor. Bu haberlerin hatırı sayılır kadarını, eşini aldattığı için bıçaklanan kadınlar, sosyal paylaşım sitesinde tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğrayan genç kızlar, babası tarafından yıllarca taciz edilen kız çocukları, erkekliğiyle alay edildiği gerekçesiyle öldürülen kadınlar oluşturuyor. Ve tüm bunlar ister istemez insanı bir ikileme de düşürüyor:
a- Cinsel şiddet vakaları her zaman vardı ama bu kadar konuşulmaz ve ortalığa saçılmazdı.
b- Ahlaki erozyon yaşadığımız için sapkınlıklar arttı.
Aile içinde otorite konumundaki biri ile çocuk veya ergen arasındaki her tür cinsel ilişki anlamına gelen “ensest” in hangi evde, kaç yıl boyunca sürüyor olabileceğini rakamsal olarak bilemiyoruz, hatta diğer cinsel suçları da. Çünkü Türkiye’de cinsel suçlar çok zor bildiriliyor. Ya başkaları suça, sizin teşvik ettiğinizi düşünürse!
ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Hukukçu ve doktorların yorumuna göre geçmişten günümüze dek, cinsel suçlara ait rakamlar azımsanacak gibi değil. Buradan bakarsak cinsel şiddeti, sadece ahlaki yıpranmayla açıklamak pek doğru değil. Güç ve iktidar mücadelesi sürdüğü müddetçe şiddet yalnızca sokakta (dışarıda) değil, en güvenilir yer sayılan aile içinde de yuvalanıyor. Peki cinsel şiddet konusunda araştırmalar ne diyor? 2007 yılında yapılan ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet'' başlıklı araştırmaya göre; ''Her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor. Kadınların yüzde 14'ü en az bir kez istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlanıyor. Ayrıca cinsel şiddete uğradığını söyleyenlerin yüzde 67'si aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kaldığını ifade ediyor.”
Neler cinsel saldırıdır?
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel’in verdiği bilgiye göre cinsel şiddet, istenmeyen ve kişinin kontrol edemeyeceği durumda yaşadığı her türlü cinsel uyarana deniyor. Bunlar cinsel ilişki ya da oral, vajinal ilişki, ilişkiye teşebbüs olabileceği gibi, uygun olmayan bir şekilde dokunmak, soyunmak - soyunmaya zorlamak, kişi istemediği halde pornografik malzeme izlemeye zorlamak olarak sıralanıyor. Hepsinin ortak noktası; kişileri istemediği halde cinsel uyarana maruz bırakmak. Bu genel tanımdan sonra cinsel saldırıları madde madde gözden geçirebiliriz:
Cinsel taciz: Taraflardan birinin rızası dışında uygulanan her çeşit cinsel davranış. Çocuklar söz konusu olduğunda rızaya bakılmaz. 18 yaşından küçük kimseye yapılan her çeşit cinsel davranış taciz olarak değerlendirilir.Hareketlerin tek sorumlusu bu hareketleri uygulayandır.
Tecavüz: Fizik zorlama ile zarar verme, yaralama, öldürme tehdidi ile veya ruhsal hastalık, zihinsel gerilik ve ilaç, madde etkisi ile yargılama yetisinin olmadığı bir durumda bir çocuğa, ergene veya yetişkine vaginal, anal, oral cinsel girişimde bulunma veya girişim teşebbüsü.
Ensest: Ana-baba otoritesine sahip bir erişkin ile bir çocuk veya ergen arasındaki her çeşit cinsel ilişki. Önemli olan aradaki kan bağı değil, erişkinin hakimiyeti, gücü ve çocuğun o kişiye bağımlılığıdır.
Randevu tecavüzü: Eski eşin, boşanmakta olan eşin zorlayıcı ilişkisi veya birliktelikte olan taraflardan birinin zorlaması ile gerçekleşen ilişkiler. Bu tür yakınlıkların olduğu tecavüzler çok daha az bildiriliyor.
İşyerinde cinsel taciz: İşverenin veya amir konumundakilerin yönelttiği taciz. Bu durum, yetkinin kötüye kullanılması ve güvenin ihlali dışında, mağdurun çalışma hak ve özgürlüğünü tehdit ettiği için “ekonomik taciz” olarak da nitelendirilebiliyor.
Cinsel saldırı farklı sorunlara yol açabilir
Mağdurun durumu Prof. Dr. Şahika Yüksel, cinsel saldırı yaşayan kadınların ruhsal açıdan yaşadıkları hakkında bizi şöyle aydınlatıyor: “Cinsel saldırı farklı sorunlara yol açabilir.
1- Cinsel hayatlarını etkileyebiliyor. Bu cinsel isteksizlik, iğrenme olabiliyor. Bazen de tersine, ‘bu sefer farklı olacak’ diye uygunsuz ve farklı kişilerle riskli ilişkiye girmeye de yol açabiliyor. Ancak sıklıkla depresyona, unutkanlığa, öfkeli olmalarına, özellikle erkeklere güvenmemelerine yol açabiliyor.
2- Özellikle çocukluk çağında yaşanan bu tür olaylarla (travma) çocukların başa çıkması zordur. Çocuk bunları unutarak, yok sayarak yaşıyor ancak bu tümüyle unutulan bir şey değil, travmatik olarak bastırılan bir durum olarak kalıyor. Bazen 20 sene sonra, depresyon ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi bir tabloyla karşımıza çıkabiliyor. Olay bittikten 15-20 sene sonra bir haber okuduklarında ya da televizyonda bir sahne gördüklerinde, ‘ben de yaşamıştım’ diye büyük bir zorluk yaşayabiliyorlar ve tedavi almaları gerekebiliyor. Bunu yaşayan birçok kişi tedavi almalı mıyım diye bir düşünce geliştirebiliyor ama en azından bir kez danışmaya gidebilirler ve ihtiyaç yoksa da bunu öğrenebilirler. Ancak genel olarak depresyon, sıkıntı gibi şikayetleri varsa tedaviye ihtiyaçları var demektir.
Cinsel şiddeti önlemek için neler yapılmalı?
Uzman kutusu Psikiyatrist Prof. Dr. Şahika Yüksel Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü; "Bunun travmatik bir olay olduğu, kişiyi rahatsız ettiği, zarar verdiği anlaşılmalı. Diğer yandan çocukların ‘hayır’ demesine izin vermek lazım. Çocuklara mahrem yerleri, dokunulacak ve dokunulamayacak yerlerinin olduğu ve buna hayır deme haklarının olduğu bilgilendirilerek öğretilmeli. Önemli bir konu da ergenlik devresinde (25 yaşına dek uzatabiliriz bu dönemi) bir genç kız, çok az tanıdığı, bazen de internetten tanıştığı bir gençle buluşabiliyor ve bu buluşmalarda kız istemediği halde, randevu tecavüzü dediğimiz saldırıya maruz kalabiliyor.
Genç kız, ailesinin bunu öğrenmesinden, kendisini suçlayarak işten ya da okuldan almasından endişe ettiği için durumu açıklamayabiliyor. Oysa istemediği bir cinsellik yaşayan gençlerin aile desteğine çok ihtiyaçları var. İntihar teşebbüsüyle gelen gençlerin sayısı hiç de az değil. Bir diğer önemli konu da, basının tecavüz haberlerini, içinde cinsellik var diye, haberi erotize ederek vermemesi gerekir" diyor.
Ayla Türksoy / SENİNLE DERGİSİ
Üçüncü sayfa haberleri toplumsal ruh iklimimiz hakkında önemli mesajlar veriyor. Bu haberlerin hatırı sayılır kadarını, eşini aldattığı için bıçaklanan kadınlar, sosyal paylaşım sitesinde tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğrayan genç kızlar, babası tarafından yıllarca taciz edilen kız çocukları, erkekliğiyle alay edildiği gerekçesiyle öldürülen kadınlar oluşturuyor. Ve tüm bunlar ister istemez insanı bir ikileme de düşürüyor:
a- Cinsel şiddet vakaları her zaman vardı ama bu kadar konuşulmaz ve ortalığa saçılmazdı.
b- Ahlaki erozyon yaşadığımız için sapkınlıklar arttı.
Aile içinde otorite konumundaki biri ile çocuk veya ergen arasındaki her tür cinsel ilişki anlamına gelen “ensest” in hangi evde, kaç yıl boyunca sürüyor olabileceğini rakamsal olarak bilemiyoruz, hatta diğer cinsel suçları da. Çünkü Türkiye’de cinsel suçlar çok zor bildiriliyor. Ya başkaları suça, sizin teşvik ettiğinizi düşünürse!
ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Hukukçu ve doktorların yorumuna göre geçmişten günümüze dek, cinsel suçlara ait rakamlar azımsanacak gibi değil. Buradan bakarsak cinsel şiddeti, sadece ahlaki yıpranmayla açıklamak pek doğru değil. Güç ve iktidar mücadelesi sürdüğü müddetçe şiddet yalnızca sokakta (dışarıda) değil, en güvenilir yer sayılan aile içinde de yuvalanıyor. Peki cinsel şiddet konusunda araştırmalar ne diyor? 2007 yılında yapılan ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet'' başlıklı araştırmaya göre; ''Her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor. Kadınların yüzde 14'ü en az bir kez istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlanıyor. Ayrıca cinsel şiddete uğradığını söyleyenlerin yüzde 67'si aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kaldığını ifade ediyor.”
Neler cinsel saldırıdır?
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel’in verdiği bilgiye göre cinsel şiddet, istenmeyen ve kişinin kontrol edemeyeceği durumda yaşadığı her türlü cinsel uyarana deniyor. Bunlar cinsel ilişki ya da oral, vajinal ilişki, ilişkiye teşebbüs olabileceği gibi, uygun olmayan bir şekilde dokunmak, soyunmak - soyunmaya zorlamak, kişi istemediği halde pornografik malzeme izlemeye zorlamak olarak sıralanıyor. Hepsinin ortak noktası; kişileri istemediği halde cinsel uyarana maruz bırakmak. Bu genel tanımdan sonra cinsel saldırıları madde madde gözden geçirebiliriz:
Cinsel taciz: Taraflardan birinin rızası dışında uygulanan her çeşit cinsel davranış. Çocuklar söz konusu olduğunda rızaya bakılmaz. 18 yaşından küçük kimseye yapılan her çeşit cinsel davranış taciz olarak değerlendirilir.Hareketlerin tek sorumlusu bu hareketleri uygulayandır.
Tecavüz: Fizik zorlama ile zarar verme, yaralama, öldürme tehdidi ile veya ruhsal hastalık, zihinsel gerilik ve ilaç, madde etkisi ile yargılama yetisinin olmadığı bir durumda bir çocuğa, ergene veya yetişkine vaginal, anal, oral cinsel girişimde bulunma veya girişim teşebbüsü.
Ensest: Ana-baba otoritesine sahip bir erişkin ile bir çocuk veya ergen arasındaki her çeşit cinsel ilişki. Önemli olan aradaki kan bağı değil, erişkinin hakimiyeti, gücü ve çocuğun o kişiye bağımlılığıdır.
Randevu tecavüzü: Eski eşin, boşanmakta olan eşin zorlayıcı ilişkisi veya birliktelikte olan taraflardan birinin zorlaması ile gerçekleşen ilişkiler. Bu tür yakınlıkların olduğu tecavüzler çok daha az bildiriliyor.
İşyerinde cinsel taciz: İşverenin veya amir konumundakilerin yönelttiği taciz. Bu durum, yetkinin kötüye kullanılması ve güvenin ihlali dışında, mağdurun çalışma hak ve özgürlüğünü tehdit ettiği için “ekonomik taciz” olarak da nitelendirilebiliyor.
Cinsel saldırı farklı sorunlara yol açabilir
Mağdurun durumu Prof. Dr. Şahika Yüksel, cinsel saldırı yaşayan kadınların ruhsal açıdan yaşadıkları hakkında bizi şöyle aydınlatıyor: “Cinsel saldırı farklı sorunlara yol açabilir.
1- Cinsel hayatlarını etkileyebiliyor. Bu cinsel isteksizlik, iğrenme olabiliyor. Bazen de tersine, ‘bu sefer farklı olacak’ diye uygunsuz ve farklı kişilerle riskli ilişkiye girmeye de yol açabiliyor. Ancak sıklıkla depresyona, unutkanlığa, öfkeli olmalarına, özellikle erkeklere güvenmemelerine yol açabiliyor.
2- Özellikle çocukluk çağında yaşanan bu tür olaylarla (travma) çocukların başa çıkması zordur. Çocuk bunları unutarak, yok sayarak yaşıyor ancak bu tümüyle unutulan bir şey değil, travmatik olarak bastırılan bir durum olarak kalıyor. Bazen 20 sene sonra, depresyon ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi bir tabloyla karşımıza çıkabiliyor. Olay bittikten 15-20 sene sonra bir haber okuduklarında ya da televizyonda bir sahne gördüklerinde, ‘ben de yaşamıştım’ diye büyük bir zorluk yaşayabiliyorlar ve tedavi almaları gerekebiliyor. Bunu yaşayan birçok kişi tedavi almalı mıyım diye bir düşünce geliştirebiliyor ama en azından bir kez danışmaya gidebilirler ve ihtiyaç yoksa da bunu öğrenebilirler. Ancak genel olarak depresyon, sıkıntı gibi şikayetleri varsa tedaviye ihtiyaçları var demektir.
Cinsel şiddeti önlemek için neler yapılmalı?
Uzman kutusu Psikiyatrist Prof. Dr. Şahika Yüksel Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü; "Bunun travmatik bir olay olduğu, kişiyi rahatsız ettiği, zarar verdiği anlaşılmalı. Diğer yandan çocukların ‘hayır’ demesine izin vermek lazım. Çocuklara mahrem yerleri, dokunulacak ve dokunulamayacak yerlerinin olduğu ve buna hayır deme haklarının olduğu bilgilendirilerek öğretilmeli. Önemli bir konu da ergenlik devresinde (25 yaşına dek uzatabiliriz bu dönemi) bir genç kız, çok az tanıdığı, bazen de internetten tanıştığı bir gençle buluşabiliyor ve bu buluşmalarda kız istemediği halde, randevu tecavüzü dediğimiz saldırıya maruz kalabiliyor.
Genç kız, ailesinin bunu öğrenmesinden, kendisini suçlayarak işten ya da okuldan almasından endişe ettiği için durumu açıklamayabiliyor. Oysa istemediği bir cinsellik yaşayan gençlerin aile desteğine çok ihtiyaçları var. İntihar teşebbüsüyle gelen gençlerin sayısı hiç de az değil. Bir diğer önemli konu da, basının tecavüz haberlerini, içinde cinsellik var diye, haberi erotize ederek vermemesi gerekir" diyor.
Ayla Türksoy / SENİNLE DERGİSİ