Eşler arasındaki sevgi ve adalet dengesi nasıl olmalı ki evlilikler daha uzun, huzurlu ve mutlu olsun. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Timaş Yayınlarından yeni çıkan "GÜZEL İNSAN MODELİ" kitabında konuyu ayrıntısıyla ele alıyor.
Kitabında adaleti; ceza değil, insanın herhangi bir durum karşısında o olayın yanlışlığı ya da doğruluğuyla ilgili olarak gösterdiği felsefi tavır olarak değerlendiren Rektör Tarhan, sosyal adalet, yargı adaleti ve ahlaki adalet kavramlarıyla beraber aile hukukunda da bir adalet sistemi olduğuna dikkat çekiyor. Tarhan eşler arası sevgi ve adaletin nasıl olması gerektiğine de vurgu yapıyor.
İKİ KİŞİLİK DÜŞÜNÜLMESİ GEREKİR
Eşler arasında sevgi ve adalet için eşlerin "iki kişilik" düşünmesi gerekir. Tarafların kendi yaşantılarını hem istedikleri gibi şekillendirmeye, hem de evliliği sürdürmeye çalışması aile hukukunu bozar. Bu nedenle evlilikte olaylara bir hâkim, bir savcı, bir avukat gibi yaklaşmamak; haklının ortaya çıkması için çalışmak gerekir.
ADİLCE YAKLAŞMAK GEREKİR
Aile içerisinde genel olarak görülen sorunların kaynaklarından biri, anne-eş arasındaki çekişmelerdir. Böyle durumlarda olayları tarafsız değerlendirmemek, karşı tarafta haksızlığa uğrayacağı duygusu uyandırır ve kavgaya sebep olur. Bunun engellenmesiyse, anne ve eşte haksızlığa uğramayacağına dair güveni sağlamak ve taraflara adilce yaklaşmakla mümkün olur. Bunlar sağlandığı takdirde aile hukukundaki olası birçok sorun engellenmiş olur.
EMPATİ ADALETİ GETİRİR
ANNEYİ SEVEN EŞ EŞİNİ DE SEVER ANCAK.
İdeal eş olarak tanımlayabileceğimiz erkekler, genellikle annesiyle ilişkileri iyi olanlardır. Annesini seven bir erkek, eşine karşı davranışlarında sevgi dolu olur. Bu, iyi bir özelliktir; ancak erkek, evlendikten sonra annesini uzaktan sevmeyi başarabilmeli, eşiyle annesi arasındaki ilişkilerinde bir denge kurarak istisnai durumlar dışında öncelikli olanın yuvası olduğunu bilmelidir. Kadın da evi sevimli ve çekici hale getirmeli, evdeki huzuru sağlamak için çalışmalıdır. Kadının davranışlarının olumlu olması halinde, kayınvalide de gelininin oğlunu mutlu etmeye çalıştığını görerek ona karşı olumlu tavırlar sergiler. Şunu bilmeliyiz ki bir konuda ne istediğimizden çok, arzu ettiğimiz şeyi nasıl istediğimiz önemlidir. Şaban Özdemir (NPGRUP)
Kitap Hakkında (Arka Sayfa)
Cesaret, sadakat, affetme, paylaşma, cömertlik, alçakgönüllülük, özeleştiri, adalet ve diğerleri…
Toplumun geneli tarafından kabul edilen bu ortak kavramlar; bir anlamda, mutluluğun standartlar kümesidir.
Değerleri bir banka hesabına benzetirsek, iyi yatırımlar yapan kişinin hesabı ona kâr getirecektir. Ne kadar kâr ettiği hemen anlaşılmasa da bu, ileri yaşlarda faydasını göreceği bir birikim olacaktır. Doğaya ya da ailesine yatırım yapan kişinin, bu yatırımların kendisine geri döneceğini bilmesi gerekir.
Bugünün toplumsal yapısına baktığımızda, değerler artık cümle içinde kullanılan kelimelerden ibaret. Oysa değerleri gölgeleyerek toplumları değiştiren bütün kötülükler, ağaçlarda saklı kurtlar gibidir. Nasıl ki kurtlar ağacı içten kemirerek devirirse, sosyal yozlaşma ve kuralsızlık da toplumu böyle çürütür.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bizleri toplumun manevi dinamikleri olan değerlerin hayatımıza yeniden hakim olması için bir adım atmaya çağırıyor, değer eğitiminin insandan başlayarak topluma yayılması gerektiğini söylüyor ve bir Güzel İnsan Modeli sunuyor.
ISBN 9786051145495
Sayfa Sayısı 254
Basım Tarihi: Ağustos 2011