Göçün Psikolojik Etkileri Nelerdir?

Yeni bir hayat kurma umuduyla yola çıkan göçmenler, geldikleri ülkede hayal kırıklığı yaşayıp, kimlik bunalımına düşebiliyor. Tüm bu zorluklar göçmenleri psikolojik açıdan da daha hassas hale getirebiliyor.

Sara'nın annesi, eşiyle birlikte çalışmak için genç yaşta Almanya'ya gelmiş. Geride bıraktığı 40 yıl içinde yaşadığı zorluklar şimdi psikolojik destek almasını gerektiriyor. Temizlik hastası olan annesi her şeyin temiz olmasına dikkat ediyor ve sürekli ellerini yıkama gereğini hissediyor. Sara, annesinin bir yabancı olarak kirli biriymiş gibi görünmemek için aşırı temizlik yaptığını tahmin ediyor. Annesinin elleri aşırı temizlik sonucu çoğu kez kuruyor ve hatta yer yer kanıyor. Sara, annesinin birçok kişiye kıyasla daha iyi Almanca konuştuğu halde, kendine güvenini kaybetmesinden dolayı üzgün.

Göç, psikolojiyi bozabiliyor

Göçmenlik Sosyal Psikiyatrik Bilgi Merkezi yöneticisi Arif Ünal, Sara'nın annesinde olduğu gibi aşırıya kaçan bazı davranışların göçün tipik sonuçlarından biri olduğunu belirterek 'Bazı insanlar için göç etmek hayat standartlarının yükselmesi demek. Bu açıdan bakılınca göç hasta eden değil, bilakis şifa veren bir faktör olabilir. Göç etmek, öyle ya da böyle insanların psikolojisini etkileyen bir olay. Araştırmalar da bunu destekleyecek yönde. Kişide belli eğilimler mevcutsa, göç belli hastalıkların ortaya çıkmasını tetikleyebiliyor,' şeklinde konuşuyor.

Göçmenlerin kimlik sorunu

Her ne kadar Sara Almanca konuşabilse de, onun da farklı psikolojik sorunları var. Yirmili yaşlarda tam bir kimlik bunalımına giren Sara, psikolojik destek almaya başlamış. Tabi Sara'nın sorunları da yaşadıklarıyla ilgili.

Örneğin okulca gittikleri bir gezide, öğretmeninin Müslüman olduğunu bilmesine rağmen, Sara'ya domuz eti içermeyen yemekler yapılmaması, genç kadının unutamadığı anıları arasında. Sınıfındaki tek Müslüman olması da, Sara'nın dışlanmasına neden olmuş.

Sara, yaşadığı bu olayların ardından, hangi kültüre ait olduğu konusunda bocalamaya başlamış: "Açıkçası kim olduğumu bilmiyorum. Alman mıyım? Faslı mıyım? Ya da hem Alman hem Faslı mıyım? Kesin bir şey söyleyemiyorum. Bazen iki farklı kişiliğim olduğunu düşünüyorum. O anda hangi kültürden insanlarla birlikteysem, onlara uygun olan kişiliğimi gösteriyorum. Çünkü karşı taraftan ağır bir baskı hissediyorum. Toplumun normları ya da başkalarının benden beklentileri çok ağır. Özgür olamadığımı ya da gerçekten hissettiğim şekilde yaşayamadığımı hissediyorum."

Tedavi imkanları

Uzman Arif Ünal göçün olumsuz etkileriyle ortaya çıkan birçok psikolojik rahatsızlığın farklı terapilerle tedavi edilebileceğini söylüyor. Bazı semptomların ilaç tedavisi ile düzeltilebileceğini belirten Ünal, rahatsızlığın tamamen geçebilmesi için psikoterapiye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ünal son olarak, Almanya genelinde sunulan hizmetleri yeterli bulmadığını ekliyor.

Deutsche Welle Türkçe

Anna Peters / Nalan Şipar

Editör: Başak Özay 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri